Haksöz Haber
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Meclis’te AK Parti grubunda yaptığı konuşmasının FETÖ ile mücadele konusuna değindiği kısmında mağduriyete uğradıklarından yakınanların uyarılarına kulak vermeyerek bu neticeyi kendi elleriyle hazırladıklarını söyledi ve şu sözleri sarf etti:
“FETÖ’nün bankalarına para yatırmayın, okullarında çocuk okutmayın diye boşuna haykırmadık. O zaman bankalarından paraları çekmeyenler şimdi yanımıza gelip ‘bunları bilerek yapmadık’ (diyorlar). Bilerek yaptınız. Arabanızı, dairenizi satıp oraya yatırdınız. Şimdi, ‘taksiratımız yok’ diye ağlıyorsunuz. Kusura bakmayın atı alan Üsküdar’ı geçti. Akıllı olanlar Türkiye’yi terk etti gitti, aklı yetmeyenler burada tuzağa düştü.”
Erdoğan’ın bu sözleri farklı açılardan ele alınabilir ama hepsinde ortaya çıkan sonuç açık bir çelişkiye, devletin keyfi davrandığı gerçeğine işaret edecek ve bazı sorular doğuracaktır:
* O süreçte mahkeme kararı ile suç örgütü olduğu kesinleşmemiş bir yapıya mensubiyetten ötürü insanların suçlanması hukuka aykırı değil midir?
* “Bankalarına para yatırmayın, okullarına çocuklarınızı göndermeyin” diye uyaracağınıza neden malum bankayı ve okulları kapatmadınız?
* Devletin izin verdiği kuruluşlarla irtibat nasıl suç teşkil edebilir?
* “Akıllı olanlar kaçtı” diyorsunuz, peki devlet neden bunların kaçışına göz yumdu?
* Kaçmayı gerektiren bir suç işlediklerini düşünmediklerinden ya da akılsız, saf ya da aptal olduklarından ötürü kaçmayan, kaçamayanların ezilmesi, bedel ödemesi vicdana ve hukuka uygun mudur?