(Ayn-kaf ile yazılanı mı, elif-kef ile yazılanı mı hakkediyor, takdir sizin!)
Türkiye’de “süs bitkisi” kıvamında demokratlar var..
Bakıyorsunuz, “Aaa. Ne güzel bir çiçek” diyorsunuz..
Plastik çıkıyor.
Bunları da, bir-iki dinliyorsunuz.. “Aaaa! Ne güzel konuşuyorlar” diyorsunuz.
Dokunduğunuzda (ayaklarına bastığınızda), nasıl bir darbeci olduklarını anlıyorsunuz.
Buyrun, Radikal’in Prof. unvanlı Ahmet İnsel’ine, bu açıdan bakalım..
Türkiye içindeki bir sorunu, İngiltere’de çözmeye çalışan bu büyük(!) adamın, Balyoz davası ekseninde yazdıklarına-söylediklerine bir bakalım..
İngiliz emperyalizminin İslam dünyasına ne oyunlar oynadığını, dağ başındaki çoban dahi biliyor iken.. Kürt sorununu İngilizlerin kontrolünde çözmeye kalkışan bu adamın yumurtladıklarına bir göz gezdirelim...
Dünkü Radikal’de nerdeyse sayfanın tamamını, Balyoz kararı eleştirisine ayırmış.
Daha darbe suçunun cezasının ne olduğunu, teşebbüs sebebi ile yapılan indirimin ne olduğunu bilmiyor..
Kalkmış, Prof. etiketi ile kaleme aldığı yazıda, “Darbe teşebbüsüne 20 yıl verirseniz, darbeyi yapana ne vereceksiniz sorunu var” diyor..
“Bir fark yapmak lazım” diyor..
Yazdığı şey, çok temel bir hukuki cehalete dayanıyor ama..
Bilgi gerekmiyor, CNN ekranına çıkmak için..
Balyoz sanıkları lehine konuşması yetiyor..
Onun için de, Radikal’deki yazısını görenler, dün acilen CNN ekranına çıkartıp, aynı cehaleti tekrarlamasını sağlamış, bay cehaletin!..
Hani sorsa CNN muhabiri, tiye alarak: “Darbecilere 2 ay yeter mi Ahmet Bey?” diye..
CNN’e yönelik “ekrandaki darbecilik” suçlamasını geri alacağım ama..
Sormuyor; soramıyor, CNN muhabiri…
Türkiye’nin sorunlarını İngiliz kontrolünde çözmeye kalkan adamları konuk edip, derin yapıya hizmete devam ediyorlar..
Darbeciliğin cezasının ne olduğunu bilmeyen adamlara, tv ekranından ahkam kestiriyorlar..
Nedir, darbeciliğin cezası?
Eski kanunda ölüm idi.
Ölüm cezası kalkınca, “ağırlaştırılmış müebbet hapis” oldu..
Balyoz sanıkları içindeki en üst mevkidekilere ise, planladıkları darbe gerçekleşmediği için, sadece 20 yıl hapis verildi.
Bir insan ömrünün ortalama 65 olduğunu dikkate alırsanız, neredeyse üçte bir..
Ama Ahmet İnsel efendiye göre, suç gerçekleşse imiş, yine aynı ceza verilecekmiş!
Onun için soruyor, bilimsel unvan sahibi Ahmet efendi: “12 Eylül gerçekleşmiş bir darbe, onlara ne ceza verecekler?”
Söyleyelim..
Tek ceza var: “Ağırlaştırılmış müebbet”
Hakimler, başka bir ceza veremezler..
Kanundaki darbe suçunun cezası, bu çünkü!
Bunun da tek indirim maddesi var. O uygulanırsa (Balyozculara o indirim uygulanmadı. Çünkü duruşma sırasında, pişmanlık veya mahkemeye saygı yerine, tehditler savurdular), sonuç ceza, “ömür boyu hapis” olacak.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, müebbet hapis cezasına inecek..
Biri ölene kadar sürer. Diğeri 36 yıl.
“Suçun tamamıyla işlenmesinde verilecek ceza ile, teşebbüse verilen ceza arasında az fark var. Çok fark olmalı” konusu, ayrı bir tartışma..
Onun tartışması, Balyoz kararı açıklanınca yapılmaz.
Onun tartışması, kanun yapılırken, “Şu suça bu ceza, bu suça şu ceza arasında uyumsuzluk var” denilerek yapılır..
Aksi halde, darbecilik sıfatı, sırtınıza yapışır.
İstediğiniz kadar, “Askeri vesayete karşı birisi olarak söyleyeyim” deyin!
“Ciddi usul ve esas açısından yanlışlar var” diyerek, zaten gerçek niyetinizi ispatlıyorsunuz...
Ne ise; “ciddi usul ve esas yanlışları?”
“Herkes kabul ediyormuş” da..
“Herkes tarafından dile getiriliyormuş” da..
Ortada tek somut gerekçe yok..
İşkembeden sallama ile yetiniliyor....
Sonunda maskeyi indiren, muhabirin de farkında olmadan sorduğu şu soru oldu: “Ahmet Bey. Siz Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde hukuk dersi veriyor olsanız. Öğrencilere, bu Balyoz davasını nasıl aktarırsınız?”
Cevap, Ahmet İnsel’in sayfa dolusu yazdıklarını, yarım saat boyunca ekrandan söylediklerini tümü ile çöpe attıracak cinsten: “Ben ceza hukukçusu değilim. O açıdan hukuk dersine girdiğimde değil de.. Kendi uzmanlık alanım olan siyaset bilimi dersinde bu konuyu ele alırdım. ‘Siyasi dava nedir ve niçin sakıncalıdır’ başlığı altında Balyoz davasını incelerdim.”
Hah işte..
Ceza hukukçusu değilsiniz. Cezayı bilmezsiniz. Davayı bilmezsiniz.
Darbenin tanımlamasını bilmezsiniz. Cezalar arasındaki oranları bilmezsiniz..
“Bilmezoğlu bilmezsin”iz!
Bilmediğinizi de, ancak yarım saatlik söyleşinin sonunda aklınıza getirirsiniz..
Hukuk fakültesini bitiren.. 2 yıl hakimlik stajını tamamlayıp.. Küçük il ve ilçelerde görev yaptıktan sonra.. Birinci sınıfa ayrılarak Yargıtay’a üye seçilme hakkını elde eden bir başkanın verdiği karara.. 30 yıllık hakimlik deneyimi olan bir başkanın verdiği karara..
Hukukçu olmadığın halde, laf atmaya kalkarsın!
Çünkü, İngiliz emperyalizminin, emirerisiniz..
Kürt sorununda da böylesiniz,.
Darbe suçlamasında da böylesiniz!
YENİ AKİT