Akif, Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde Konuşuldu

Amerika, Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde Madison Association of Turkish Students’in düzenlemiş olduğu etkinlikte Mehmed Akif konuşuldu.

Amerika, Wisconsin-Madison Üniversitesi’nde Madison Association of Turkish Students’in (MATs - Öğrenci Topluluğu) düzenlemiş olduğu etkinlikte Mehmed Akif konuşuldu.

“Akif’i Anlamak” konulu seminer Dr. Öğr. Üyesi Celal Kurşun tarafından yapıldı. Kurşun konuşmasına başlamadan önce Yeni Zelanda’da gerçekleştirilen vahşeti ve arkasındaki aşağılık zihin dünyasını telin ederek şehit edilenler için rahmet niyazında bulundu.

Kurşun konuşmasında özetle şunlardan bahsetti:

Mehmed Akif davasına inanmış ve adanmış bir şair. O salt “Çanakkale Şehitlerine” şiirinin ve “İstiklal Marşı” nın yazarı olarak sınırlandırılamayacak kadar engin bir ediptir. O bir toplumun inşası için tavsiyelerindeki gibi “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı, asrın idrakine anlatmalıyız İslam’ı” şiarı ile hareket etmiştir. Ye’se düşmenin buhranından vahyin aydınlığına giden yolu azimle aşındırmayı salık vermiştir her zaman. Ümmet coğrafyasının içinde bulunduğu zayıflıkların Kuran’a ve sünnete hakkıyla sarılarak giderilebileceğini her ortamda dile getirmiş ve bu meyanda zulme hiçbir zaman rıza göstermemiştir. Ağır başlılığı vakarlı bir duruş olarak sergileyen Akif, bunu birilerinin uysal bir koyun gibi görmesine de fırsat vermemiş ve izzetini ayaklar altına aldırmamıştır.Dünya metaına karşı zayıflık göstermemiş, eski montu ve yırtık ayakkabısına rağmen İstiklal Marşı’nı yazmasının karşılığında verilen 500 altını da elinin tersi ile itmiştir. Çünkü o mükâfatını yalnızca Allah’tan alacağı bir İslam inancının sarsılmaz bir eri olarak yoluna devam etmiştir. O sadece Asım’ın nesli olarak tanımladığı dinamik kuşakların Kuran’ı rehber edinerek, ilimde, fende ve sanatta ilerlemesini Hakk’ı razı etmek adına yapıldığında anlam kazanacağını beyan etmiştir. Bahse konu nesle Çanakkale’de kendisi şahit olmuş, 15 Temmuz’da da bu neslin şahitliğini bizlere armağan etmiştir. Birliği, bütünlüğü, kardeşliği tefrikaya karşı toplu vuran yüreklerle birbirine kaynatılmış binalar gibi saf tutarak sağlanacağını anlatmıştır. Hutbelerinin birinde: “Ey cemaati Müslim’in! Siz ne Arap’sınız, ne Türk’sünüz, ne Arnavut’sunuz, ne Kürt’sünüz, ne Laz’sınız, ne Çerkeş’siniz. Siz ancak bir millet fertlerisiniz ki; o milletin adı İSLAM’dır.” diyerek Resulü Ekrem’in Veda Haccı’ndaki uyarısında olduğu gibi kavmiyetçilik/ırkçılık belasını ayaklar altına almıştır. Şiirlerinde mazlumu koruyup kollarken, yöneticilere de alması için gerekli tüm mesajları edip karakteri ile naif bir şekilde iletmiş ve enerjisini, dinamizmini şahıslara veya kurumlara bağlayarak değil bizzat razı etmeye çalıştığı Allah’tan almayı ilke edinmiştir. İslam Şairi, Kuran Şairi, İstiklal Şairi ve Sürgün Şairi olarak tanımlanırken Akif, hayatı ve şiiri bir bütün olarak yaşayabildiği için birçok şairden bu yönüyle eşsiz olarak ayrılmıştır. Onun bu anlamda eşsizliği Arap edebiyatına, Fars edebiyatına, Hint edebiyatında ve genel ölçekte İslam literatürüne bakıldığında da net bir şekilde görülebilir. Arpça, Farsça ve Fransızca dillerini bilen Akif, Balzac ve Victor Hügo gibi yazarların kitaplarını kendi dillerinde okuyabilen, ilmi derinliği ve basireti ile dünyadaki tüm gelişmeleri yakından takip edebilen entelektüel bir kimliktir.

“İrtica 906” koduyla fişlenmiş olmasını sanki vatanını satmış, coğrafyasına ihanet etmiş adamlar gibi peşine polis hafiyesinin takılmasını sindirememiştir. Zorunlu sürgünü onun hayatında özlemin, hasretin ne denli büyük bir ıstıraba dönüştüğüne yakinen şahitlik etmiştir. Öyle ki sürgün yıllarında yazdığı Kuran mealini Asımın nesline karşı sekülerleşme silahı olarak kullanılabileceği tehlikesine karşı yok edilmesi talimatını da vermekten çekinmemiştir. Sıratı Müstakim ve Sebilürreşad isimleri ile yayımladığı dergilerle sadece Anadolu’da değil Rusya, Hindistan, Asya, Afrika Müslümanlarının da gündemlerini belirlemede, yön vermede önemli bir rol oynamıştır. CemaleddinAfgani, Muhammed Abduh ve Reşid Rıza gibi İslam toplumunun öncü şahsiyetlerinden” müspet manada etkilenmiş ve bundan müteşekkil Urvetül Vuska ve Menar dergilerinin yayımlarına kendi dergilerinde de yer vermiştir.

Akif’in son yolculuğu da yaşadığı hayatı gibi tevazu ve izzetli olmuştur. Tabutunu görenlerin kimsesiz, yoksul birinin cenazesi herhâlde diyerek tanımlaması bunun en büyük göstergesidir. Fakat o “fakirin”, “kimsesizin” cenazesi, öğrenildiğinde binlerin yolcu ettiği gönüllere taht kurmuş bir sultanın Hakk’a gidişini, resmi tören düzenlemeyen, hatta gidenlerin cezalandırıldığı bir atmosfer engelleyememiştir engelleyemezlerdi de!

Kurşun konuşmasını kitap ve dergi tavsiyeleri yaparak tamamlamıştır. Akif’in Safahat’ı ve kalan kısmı itibariyle Kuran Meali onun mutlaka okunması gereken tartışmasız kitaplarıdır. Bunlara ilave olarak Akif ile ilgili yakın zamanda hazırlanan en güncel kaynak Temmuz Dergisi 2016 Aralık 5. Sayısıdır. Diğer bazı kitaplar ise şunlardır. Müstesna Şair Mehmed Akif – Metin Önal Mengüsşoğlu, Mehmed Akif – Sezai Karakoç, Camideki Şair- Mehmed Doğan, Mehmed Akif- Nureddin Topçu.

Foto: Zübeyr Furkan Eryılmaz

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi