Akhisar Özgür-Der’de “Dinler Tarihi Neden Önemli?” Konferansı

Akhisar Özgür-Der’de Hüsamettin Yılmaz’ın konuşmacı olduğu “Dinler Tarihi Neden Önemli?” başlıklı bir konferans gerçekleştirildi.

Akhisar Özgür-Der’de düzenlenen programda Hüsamettin Yılmaz, “Dinler Tarihi Neden Önemli?” başlıklı konuyu anlattı.

Yılmaz, Şinasi Gündüz’ün hazırladığı “Yaşayan Dünya Dinleri” isimli Diyanet tarafından basılan kitabın önemli olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında fıtratı gereği insanların inanma ihtiyacı içinde olduğunu belirtti.

Yılmaz, özetle konu hakkında şunları aktardı:

Dinler Tarihi, dinleri yer ve zaman göstererek inceleyen, bu incelemeleri yaparken karşılaştırmalara yer veren bir bilim dalıdır. Dinler Tarihi’nin tanımı “tarihi incelemelere” ve “karşılaştırmalı incelemelere” göre yapılır. Tarihi incelemelere göre Dinler Tarihi; tarih ve filoloji metotlarını kullanarak dinleri doğuş ve gelişmesinden inanç, ibadet, ahlak vb. konulara kadar tarihi seyir içinde inceleyen bir disiplin; karşılaştırmalı incelemelere göre ise dinlerin diğer dinlerle olan ilişkilerini benzer, farklı ve ortak özelliklerini karşılaştırmalı olarak ele alan bir bilim dalıdır.

Tarih sahnesinde görülmüş bütün dinler, Dinler Tarihi’nin konusudur. Dinler Tarihi dinlerin prensiplerini, onların çıkış ve gelişmelerini konu edinir, dinlerdeki fenomenler arasında karşılaştırmalar yapar.

Dinler Tarihi, nitelendirici metot yanında tarih, sosyoloji ve filolojinin metotlarından faydalanır. Bu bilim dalı, dinleri oldukları gibi ele alır. Dinler Tarihi alanında araştırmacıların, bir dine mensup olsun veya olmasın, çalışmalarında tarafsız davranması gerekir.

Dinler Tarihi bir takım bilim dallarından destek alır. Bunların başında Tarih, Din Fenomenolojisi, Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi ve Din Felsefesi gelir. Dini metinler dil yardımıyla çözüldüğünden Dinler Tarihi’nin destek aldığı diğer bir dilim dalı Filoloji’dir. Ayrıca Mitoloji, Etnoloji, Arkeoloji, Sanat Tarihi, Folklor gibi bilim dallarından da Dinler Tarihi araştırmalarında faydalanılır.

Günümüzde insanlar ve toplumlar, birbirleriyle yakın ticari, iktisadi, siyasi, kültürel, askeri ve dini ilişkiler içindedir. Bu ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürümesi, dini inançların bilinmesine bağlıdır. Seyahat, basın-yayın ve internet gibi iletişim alanındaki gelişmelere bağlı olarak, insanların birbirleri hakkında bilgi edinme imkânları artmış, diğer inançlar ve hatta geçmişteki insanların inançları merak konusu olmuştur. Bunların yanında dinler arası rekabet, misyoner faaliyetleri, dinler arası ilişkiler, diyalog çalışmaları insanları kendi dinlerini ve diğer dinleri daha iyi öğrenmeye yöneltmiştir.

Dinler Tarihi, dinleri objektif biçimde ortaya koymayı hedefleyen bir bilim dalıdır. Dinler Tarihi sayesinde din olgusu karşılaştırmalı olarak daha iyi anlaşılabilir. Özellikle Dinler Tarihi’nin kaynakları ve verileri diğer dini bilimler alanında yapılan çalışmalara malzeme temin eder. Dinler Tarihi çalışmaları günümüzde, diğer ilim dalları arasında önemli bir konumdadır. Doğu-Batı yakınlaşmasında, dinler arası ilişkilerde, artık Dinler Tarihi bilgisi ve kültürü inkâr edilemez bir yere sahiptir.

Modern Dinler tarihi çalışmalarının başlangıcı bir buçuk yüzyıla yakın bir süreye dayanır. Bu dönemi İslam âlemindeki ve Batı’daki bazı çalışmalar hazırlamıştır. İslam âlemindeki Dinler Tarihi ile ilgili ilk kaynak olarak içinde Yahudilik, Hıristiyanlık, Haniflik, Sabiilik, Mecusilik ve Putperestlik’ten bahsedilen Kur’an-ı Kerim sayılmalıdır. İslam’ın ortaya çıktığı ilk dönemde İslam dünyasında dini tartışmaları ihtiva eden “makaleler”, müteakiben diğer dinlerle ilgili “reddiyeler”, fırka-mezheplerle beraber diğer dinlerden de bahseden “el-fırak (fırkalar)”, “er-red”, “ed-diyanat” ve “el-milel” tarzında eserler, ayrıca karşılaştırmalı Dinler Tarihi alanında da kayda değer çalışmalar ortaya çıkmıştır. İslam âleminde Dinler Tarihi alanında çalışma yapan meşhur olmuş isimlerden bazıları el-Bağdadi, el-Bakıllani, İbn Hazm, Şehristani’dir.

Din’in Târifi

Dîn, kuralları Yüce Allah tarafından konulan, peygamberler aracılığı ile insanlara bildirilen akıl sâhibi insanları kendi istekleri ile hayırlı olan şeylere sevk ederek dünyâ ve âhirette mutluluğa ulaştıran ilâhî bir kânundur.

Gerçek Dîn Şu Özellikleri Taşır:

1. Allah tarafından ortaya konmuş olmak,

2. Bir peygamber aracılığı ile bildirilmiş olmak,

3. Akıl sâhibi insanların kendi hür irâdeleri ile seçilmek,

4. İnsanları hayırlı işlere sevk etmek,

5. İlâhî bir kânun olmak.

Kutsal kitaplar dînin kaynağını ilk insana ve dolayısıyla onu yaratan Allah’a bağlamaktadır. İlkel kabîlelerde dahi insanların ahlâkî âdâba uyup-uymadığını denetleyen ve gökte bulunan bir Tanrı kavramına inandıkları görülmüştür.

İslâm’a göre dînin kaynağı vahiy ve nübüvvettir. Mâtürîdî’ye göre insan vahiy ve nübüvvet olmasa bile, insanların akıllarıyla Allah’ın varlığını bulabilir. İslâm’a göre ilk dîn “Tevhîd Dîni”dir ve kurucusu Yüce Allah’tır.

İlkel Kabîle Dinlerinin Özellikleri

1. Bir kabîleye mahsustur,

2. Bu dînler mahallî özellik taşırlar,

3. Kutsal kitapları yoktur,

4. Genellikle bir Yüce Tanrı inanışı göze çarpar,

5. Büyü ve büyücüye çok ilgi gösterirler.

Program, yapılan katkıların ardından sona erdi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Kahramanmaraş'ta Şehitler Gecesi düzenlendi
Muş’ta “Neyi, niçin, nasıl okumalı” semineri yapıldı
Siyonist işbirlikçisi Coca-Cola fabrikası Bursa'da protesto edildi
Gazze nöbeti Saraçhane’de: Direniş sürüyor, dayanışma da sürecek!
Open Refah grubu İstanbul'da Gazze eylemi yaptı