Akdağ: İhtiyaç Yokken Sezaryen İnsanlık Suçudur

Sağlık Bakanı Akdağ, sezaryenle doğum yöntemiyle ilgili "Suni bir algı ile entelektüel ortam oluşturup ihtiyaç yokken doğum yapacak bir kadını ameliyat ederek çocuğunu tabi yoldan doğurmasını engellemek, bana göre bir insanlık suçudur." dedi.

Bakan Recep Akdağ, Ankara'da bir otelde düzenlenen kahvaltılı basın toplantısında sağlık muhabirleriyle bir araya geldi. Akdağ, sezaryenle doğum yöntemiyle ilgili "Suni bir algı ile entelektüel ortam oluşturup ihtiyaç yokken doğum yapacak bir kadını ameliyat ederek çocuğunu tabi yoldan doğurmasını engellemek, bana göre bir insanlık suçudur. Malpraktis dediğimiz kötü hekimlik uygulamasıdır." dedi.

Yediden yetmişe herkesin, anne karnından kabre girinceye kadar sağlık konusu ile alakalı olduğunu ifade eden Akdağ, ilgilendikleri grubun sadece 79 milyon vatandaş olmadığını, anne rahminde olan bebeklerle beraber 80 milyonluk bir popülasyonla ilgilendiklerini söyledi.

Bakan, sezaryen konusu her gündeme geldiğinde muhalefet eden birilerinin çıktığını belirterek, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ), ülkelerde sezaryen uygulamasının ortalama yüzde 15 ila 20 olmasının tıbbi ihtiyaçları karşıladığını raporladığını anımsattı. Akdağ, dünyanın en gelişmiş İskandinav ülkelerinde sezaryen oranlarının yüzde 15-20 civarında olduğunu, Türkiye'de ise bu oranının yüzde 50'nin üzerine yükseldiğini belirtti. Akdağ, şöyle devam etti:

"Suni bir algı ile entelektüel ortam oluşturup ihtiyaç yokken doğum yapacak bir kadını ameliyat ederek çocuğunu tabi yoldan doğurmasını engellemek bana göre bir insanlık suçudur. Malpraktis dediğimiz kötü hekimlik uygulamasıdır. Bundan birilerinin çıkarı var. Kamu hastanelerinde sezaryen oranları yüzde 35'lerde iken özel hastanelerde sezaryen oranları yüzde 65'lerde. Bu size bir şeyler söylemiyor mu? İhtiyaç olduğunda sezaryen kaçınılmaz bir gerekliliktir ve elbette yapılmalıdır. İhtiyaç yokken sezaryen yapılması kötü hekimlik uygulamasıdır. Yerine göre para kazanma hırsından, yerine göre hamile kadının yanlış yönledirilmesinden, yerine göre de orada işlerin bir an önce bitirilme arzusundan kaynaklanıyor."

"Doğum yapan hanımlar bilirler, ilk doğum uzun sürer. Sağlık kuruluşu için de oradaki ekip için de hamile kadını ameliyathaneye alıp narkoz verip karnını yarıp bebeğini çıkarmak çok pratik görünüyor. Bu çok yanlış bir uygulama. Açıkçası bu işi yapanların zihniyeti açısından en hafifi ile istismardır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Sağlık Bakanı olarak buna gücüm yettiğince müsaade etmeyeceğim."

"Şehir merkezlerinde gelişmiş aile merkezleri olacak"

Aile hekimliği merkezlerine ilişkin yapılacak çalışmalar hakkında bilgi veren Akdağ, şöyle devam etti:

"Sağlık ocaklarından aile hekimliğine geçerken birkaç basamak yükselmiştik. Aile hekimliği merkezlerini, psikolog, fizyoterapist, ağız diş sağlığı gibi hizmetlerle geliştireceğimiz şehir merkezlerinde biraz daha büyük, kompakt merkezler haline dönüştüreceğiz. Hizmet alma imkanımız daha da artacak. Hastane hizmetleri açısından kamudaki sağlık hizmetini, hastanelerimizde de güçlendirmeye devam edeceğiz. Kamuda verilen sağlık hizmeti ne kadar güçlü olursa özel sektörden de bu ölçüde kaliteli ve hizmet satın alabiliriz. Türkiye'deki özel hastanecilik hizmetlerinin gelişmesi vatandaşlarımızın yararınadır ama belli bir ölçüye kadar. Kamunun verdiği hizmetlerin oranının yüzde 70'in altına düşmemesi lazım. Özel sağlık sektöründen de vatandaşı üzmeyecek, ödeyemeyeceği rakamların çıkarılmayacağı biçimde hizmet satın alabiliriz."

Kaynak: AA

 

Sağlık Haberleri

Bakanlık, taklit ve tağşiş ürünleri listesini güncelledi: 11 markanın balı sahte çıktı
“Kadın Doğum Hastanelerinde kadın doktor sayısı artırılmalı”
Yurt dışından getirilen ilaçlar için yeni karar
Dijital çağın yeni tehdidi: Beyin çürümesi
McDonald's'ta E.Coli salgını 13 eyalete yayıldı