Akaryakıtta günün sorusu: “Fiyatı kim belirler?”

Alaattin Aktaş, petrol fiyatlarındaki oynama ile dolar kuru arasındaki bağlantıyı ve ülkelerin siyasi, askeri, ekonomik ilişkileri arasındaki ilişki ile beraber akaryakıt fiyatlarının nasıl aşağı yukarı hareket edebildiğini yorumluyor.

✔ Maliyetler ve işleyiş şunu gerektiriyordu: "Akaryakıta 10 Mart'ta zam yapılacak, 11 Mart'ta indirime gidilecek. Hatta indirimin zamdan bir miktar fazla olması bekleniyordu."

✔ EPDK zamma dur dedi. Dolayısıyla indirim de şimdilik rafa kalktı. Çünkü zam ve indirim birbirine çok yakın olacaktı.

Akaryakıt fiyatları konusunda önceki gün pek görülmedik bir trafik yaşandı. Gün boyunca akaryakıta yüklü bir zam geleceği konuşuldu, ardından zam tutarı telaffuz edilmeye başlandı ve sonunda zammın miktarı kesinleşti ya da kesinleştiği sanıldı. Ama akşam durum birden değişti, zammın söz konusu olmadığı duyuruldu.           

Kafalar fena halde karıştı... Sahi zammı kim yapmıştı ve kim geri almıştı?          

Yoksa aslında yapılan bir zam yok muydu, dolayısıyla geri alan da mı yoktu?         

Bilmece gibi oldu değil mi...         

Öyle ya, olmayan zammın geri alınmasından söz edilemezdi ki...  

Ve şu soruya yanıt aranmaya başlandı:         

“Türkiye’de akaryakıt fiyatlarını kim belirliyor?” Hemen yanıt verip sizi merakta bırakmayalım:      

“Hiç kimse, akaryakıt fiyatı kendi kendine oluşuyor.”         

Akaryakıt fiyatları belirlenirken Genova’daki fiyatlardan yola çıkılıyor. Rafineri çıkış fiyatı Genova’daki fiyat esas alınarak tespit ediliyor. Bu fiyata eklenen çeşitli kalemlerle her bir dağıtım şirketi pompa fiyatını belirleyip bayilerine iletiyor.

HANGİ GÜNÜN MALİYETİ POMPAYA NE ZAMAN YANSIYOR?

Akaryakıt fiyatı belirlenirken, herhangi bir gün Merkez Bankası’nın saat 15.30’da ilan ettiği döviz kuruyla o günün akşamı saat 22.00’de Genova’da oluşan fiyattan yola çıkılarak bir maliyet hesaplanıyor ve bu maliyete göre oluşan fiyat ertesi gün gece yarısından itibaren uygulamaya konuluyor.               

Yani iptal edilen zamla ilgili veriler 8 Mart Salı günü oluştu ve normal işleyişte bu fiyatların 10 Mart’tan itibaren geçerli olması gerekiyordu.            

Ancak 9 Mart’ta fiyatların çok hızlı bir şekilde aşağı gelmesi üzerine EPDK devreye girdi ve zamma bir şekilde dur dedi. Oysa normal işleyişte, 8 Mart’taki maliyetlere göre dün yapılması gereken zamdan sonra 9 Mart'taki maliyetlere göre de 11 Mart’ta, yani bugün indirim olacak, hatta motorindeki 2.25 liralık zamdan daha fazla bir düşüş gerçekleşecekti.           

ŞİRKETLER KENDİSİ BELİRLİYOR

Normalde akaryakıt fiyatlarını ne EPDK belirliyor, ne de başka bir kurum. Tabii ki EPDK da fiyatlara müdahale etmiyor. Son durum bir istisna oluşturdu.            

Her bir şirket rafineri çıkış fiyatına göre küçük farklarla fiyatını tayin ediyor. Zaten her akaryakıt istasyonunda aynı fiyatın olmaması da bunun bir göstergesi.         

Yani şu gerçeği görmemiz gerekiyor.           

Akaryakıt fiyatlarını belirleyen, görevi bu olan bir kurum yok.”    

Ancak açıklayan bir kurum var; EPGİS. Şimdi zaten tartışma da buradan çıkıyor.          

Ama şu gerçeğin altını özellikle çizmek gerek:            

“EPGİS akaryakıt fiyatlarını yalnızca açıklıyor; EPGİS fiyat belirlemiyor.”            

Bu durumun da herhalde kimseye zararı yok. Ortada bir formül var; EPGİS de bu formüle göre zam mı yapılacak, indirim mi, ilan ediyor.          

Ne yani insanlar fiyat değişikliğini benzin ya da mazot almak için pompaya yanaştıklarında öğrenseler daha mı iyi?

FİYATLAR NİYE DÜŞTÜ?

Ham petrol ve ürün fiyatlarında zamma müdahale edilmesiyle sonuçlanan gerilemede birkaç etken rol oynadı.            

Bunların başında ABD ile Venezuela arasında başlayan diyalog geliyor. Rusya’ya karşı ambargo kararı alan ABD’nin oluşacak boşluğu Venezuela petrolüyle kapatmak için bu ülkenin kapısını çalması, Venezuela’nın ABD’li iki tutukluyu serbest bırakması ve Devlet Başkanı Maduro’nun ABD ile görüştüklerini açıklaması uluslararası piyasalardaki fiyatların bir anda gerilemesini sağladı.          

Ayrıca Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin daha ılımlı açıklamalar yapmaya başlaması, iki ülke dışişleri bakanının görüşecek olması gibi etkenler de önceki günkü düşüşte bir ölçüde rol oynadı.       

Ne var ki önceki gün yaşanan düşüş yerini dün yeniden bir miktar artışa bıraktı.

TÜRKİYE’DE UCUZLAMA OLUR MU?

Önce dünkü gazetede yer alan yazımın, uygulamaya konulmayan benzin ve motorin zammı yüzünden bir anlamda hatalı verilere dayandığını belirtmem gerekiyor. Yazıyı kaleme aldığım saatlerde zammın iptal edilmesi söz konusu değildi ve ben de yazımı o zamlara göre kurguladım. Zammın iptaline ilişkin açıklama geç saatte geldiği için gazetedeki yazıyı değiştirmek mümkün olmadı. Ancak internette gereken düzeltmeyi yaptım, dileyen okurlar internet sayfamızda gerçek duruma göre olan yazıyı bulabilir.       

Petrolün ve ürün fiyatlarının uluslararası piyasada bir miktar ucuzlamış olması bize bire bir yansımayabiliyor. Bunun nedeni de dünkü yazımda işlediğim kur artışı.         

Fiyat belirlemede esas aldığımız Genova’daki fiyatlar örneğin yüzde 10 düşerken, bizde döviz kuru yüzde 10 artmışsa maliyet yönüyle değişen bir şey olmuyor. Hatta bizdeki kur artışı yüzde 15 ise, bu sefer uluslararası alandakinin tersine bizde fiyat artışı yaşanıyor.       

Dolayısıyla petrol ve ürün fiyatlarındaki her ucuzlamadan biz de yararlanabileceğiz gibi bir beklentiye kapılmak yanlış. Doların dün yüzde 1.5'i aşan bir artış göstermiş olması da indirim umudunu zayıfl atan bir etken.

Ekonomi Haberleri

Reklam Kurulu Kasım indirimlerinde tüketicinin aldatılmasına izin vermedi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan: (Asgari ücret) Önümüzdeki hafta içinde neticelendirmeyi düşünüyoruz
Bakanlık 5 belediyeye haciz başlattı
MHP’den 'Asgari Refah Seviyesi' önerisi
"Katar-Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı" yeniden gündemde