HAKSÖZ HABER
Millî Savunma Bakanlığı’nın 2022 yılı bütçe teklifi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülürken sunum yapan ve ardından gelen eleştirilere yanıt veren Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar "Kürdistan yok" çıkışıyla gündem oldu.
Bakan Hulusi Akar'ın sunumunun ardından HDP’li Tülay Hatimoğulları Oruç, “Federe Kürdistan bölgesinde kimyasal silah kullanıldığına dair iddialar var…” söyleminde bulundu.
Bu konuşmanın ardından “Bir cümle, sadece bir cümle” ifadeleriyle söz talep eden Milli Savunma Bakanı Hulisi Akar, “Türkiye'de ve Türkiye'nin dışında Kürdistan diye herhangi bir coğrafi bölge yok” dedi. HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ın, “Niye? Irak Kürdistanı yok mu?” sorusu üzerine de Bakan Akar, “Yok, yok” yanıtını verdi.
AK Parti iktidarının son zamanlarda MHP ile girdiği ortaklığa bağlı olarak artan bir “Kürdistan” rahatsızlığı yaşadığı düşünülüyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli her yıl düzenli olarak: “Türkiye’de Kürdistan diye bir yer yoktur. Tarihin hiçbir döneminde de olmamıştır. Hem kazanıp hem kaybettirmek ancak ve ancak akıl tutulması yaşayan, mensubiyet bunalımına kapılan, zilleti baş tacı yapan müflis ve melanet çevrelerin işidir.” diyerek Kürdistan kelimesinin kullanılmasına dahi tahammül edemediğini gösteriyordu.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan da geçtiğimiz Eylül ayında Kürt sorunu olmadığını ifade etmiş ve şöyle demişti: "Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur… Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik."
Var olmadığı iddia edilen mekan ve kişiler hakkında sorunlar olmadığını da belirtmek oldukça kolay bir siyasi söylem olsa da “ne sorunları çözüyor ne de sorunların durdurulmasına dönük bir işlem” olarak değerli görülebiliyor.
Aksine bu tarz söylemler, sorunların kronikleşmesine, var olanın inkarının getirmiş olduğu ötekileşmeye doğru olan bir yolu güçlendiriyor.
MHP ve AK Parti’nin geleneğe ve tarihe bakışında Osmanlı oldukça önemli bir görevi üstleniyor. Osmanlıya bağlı olmakla övünen bununla gurur duyan "yerli ve milli" söylemler üreten iktidar, Osmanlıya olan bağlılığını Kürdistan konusunda neden sürdürmüyor?
Osmanlı hükümdarlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransa Kralı Fransuva’ya gönderdiği mektuplarda geçen “Kürdistan’ı” da MHP ve AK Parti hangi topraklarda sanıyor merak ediyoruz!
Kanuni’nin 1526’da kaleme aldırdığı mektuplardan birinde: “Ben ki, sultanlar sultanı, hakanlar hakanı, hükümdarlara taç giydiren, Allah'ın yeryüzündeki gölgesi ve atalarımın fethettiği Akdeniz'in, Karadeniz'in, Rumeli'nin, Anadolu'nun, Karaman'ın, Rum'un , Dulkadiroğluları Vilayeti'nin, Diyarbakır'ın, Kürdistan'ın, Azerbaycan'ın, Acem'in, Şam'ın, Haleb'in, Mısır'ın, Mekke'nin, Medine'nin, Kudüs'ün, bütün Arap memleketlerinin, Yemen'in ve daha nice ülkelerin ki, büyük atalarımın Allah kabirlerini nurlu etsin karşı konulmaz kuvvetleriyle fethettikleri ve benim muhteşemliğimle de ateş saçan mızrağımın ve zafer getiren kılıcımın gücüyle fethettiğim nice memleketlerin sultanı ve padişahı olan Sultan Bayezid Han oğlu Sultan Selim Han oğlu Sulan Süleyman Han'ım…” ifadelerini kullanıyor ve Kürdistan coğrafyasının hakimi olduğundan övünüyordu. Bugün ise kendilerini ve partilerini onun torunları olarak lanse edenler “Kürdistan diye bir yer yoktur” demeyi marifetten sayıyor.