Ya Allah, bismillah! Erdoğan iyi başladı. Özal, Menderes, Erbakan derken, soluğu Eyyub-el Ensari hazretlerinin kabrinde, ardından, Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim Han’ın kabirlerinde aldı. Kur’an-ı Kerim’den ayetler okudu.. Oradan Ankara’ya doğru yola çıktı.. Reis zaferini kutluyor.
Reis mayıs ayında, YSK referandum sonuçlarını resmen açıkladıktan hemen sonra AK Parti’ye üye olacak ve ardından bir iddiaya göre AK Parti 3. Olağan Üstü Kongreye gidecektir. Binali Yıldırım’ın açıklamasına göre, bugün için olağanüstü bir kongre kararı yok. Sonuç belli, bugün veya yarın Erdoğan Genel Başkan! Beklenti o ki, aynı zamanda MYK ve MKYK yeniden oluşturulacak ve parti içi ilk tasfiyeler başlayacaktır..
Bana göre, bakanlar kurulu da yeniden şekillenecek, grub yönetimi de!
Devam eden il ve ilçe genel kurullarında da AK Parti yönetimi tepeden tırnağa yenilenecek. Çünkü milletvekillerini de belediye başkan ve meclis üyelerini de belirleyecek olan ekip bu ekip olacak.
Bu referandum sonuçları, aslında Erdoğan’ın yol haritası için elini güçlendirecek bir referans oluşturacak. Yeni bir Türkiye için yeni bir AK Parti oluşturulacak.
Bayram sonrası belediyelerde ve bürokraside ciddi bir temizlik başlatılabilir..
Erdoğan yeni duruma göre, 4’lü bir sistem kurmak zorunda. Cumhurbaşkanlığı yanında Başbakanlık yetkileri, Parti genel başkanlığı ve Parti Genel Başkanlığı üzerinden TBMM’deki Parti grubuna ilişkin çalışmaları koordine edecek yeni bir ekip oluşturacaktır.
Şimdi acil gündem, Parti üyeliği, Anayasa değişikliğine dayalı yasal düzenlemeler, HSYK’nın yeniden yapılandırılması gibi konular var sırada.
Bakarsınız bu arada mini yeni bir Anayasa değişikliği gündeme gelebilir.. İdam cezası ve AB üyeliği referanduma sunulabilir..
Erdoğan’ın bundan sonraki gündemi hep 4 ana başlık altında toplanacak.. En azından seçimlere kadar bu böyle.. Zaten fiilen, mevcut anayasa çerçevesinde başkanlık yetkilerine benzer bir yetki kullanımı sözkonusu.. Bugünden yarına sokağa yansıyacak bir değişiklik yok..
CHP’nin birçok kaygısı yersiz ve anlamsız.. Ben Erbakan’ın danışmanlığını yaptım biliyorum, başbakanların çekmecesinde bakanlara imzalatılmış boş kanun teklifi ve kararname, bakanlar kurulu kararı kartonları bulunur. Demirel de böyle yapardı, Özal da.. Bu hep böyle idi. Ecevit de böyle.
Bakanları kendi seçmiyor mu, değiştirme yetkisine sahip değil mi? Başbakan isteyecek de, bir bakan o imzayı atmayacak. Öyle bir şey yok. O zaman niye tek imza ile bu bitirilmiyor..
M.Kemal, İnönü, Bayar, Özal, Demirel hangisi mutlak anlamda partisi ile bağını kesti. Yok böyle bir şey. Niye insanları ikiyüzlü davranmaya zorluyorsunuz. İlla münafıklık mı yapmaları gerekiyor.
Zorlu bir süreç başlıyor. AK Parti %60 destek bekliyordu ama başkanlık tartışmaları başladığında destek %30’larda idi. Referandum kararı alındığında %53 gibi bekleniyordu. Sonra beklenti %60’a kadar çıktı. Ama gerçekleşen rakam %52 gibi oldu.
Öte yandan Erdoğan balkon konuşmasında 3 önemli mesaj verdi. AB’den idam cezası konusunda “yollarımızı ayırırız” tepkisine, “biz de idam cezası ile birlikte AB üyeliğimizi de referanduma götürürüz, millet karar verir” dedi. Dahası, “vatanımıza ihanet eden hain teröristlere kol kanat geren, onları himaye eden, silahlandıranlar bizim müttefikimiz olamaz” diye bir mesajı da NATO’ya ve NATO ülkelerine gönderdi. AB ve NATO ile ilişkiler konusunda, bir bakıma “sizin bize ihtiyacınız yoksa bizim de size yok” mesajı verdi ve “inceldiği yerden kopsun” dedi. Yarım asrı aşkın bekleyişi içlerine sindiremediklerini söyledi.. Bundan sonrasını da Avrupa düşünsün.. Tabii sırtını bir yandan HDP’ye, öte yandan AB’ye dayayan CHP düşünsün.
AK Parti tabanı EVET derken, değişim istiyor, daha iyi bir Türkiye hayal ediyor. CHP, muhafazakar bir çizgide, mevcudu savunuyor. O mevcut ise 19.YY kafası ile hazırlanmış, darbe ürünü bir düzenleme. Ve değişim onları korkutuyor. Umut yerini CHP de korkuya bırakmış.. Ve bu gün de, her zaman olduğu gibi en iyi bildikleri şeyi yapıyorlar. Hırçınlar, korkuyorlar, öfkeliler, kriz çıkarmak istiyorlar.. Böylece dikkatleri başka yöne çekecekler. Aksi halde “Kemal istifa” seslerini susturmaları mümkün değil.. CHP bu çabaları ile batıdaki Türkiye karşıtları, FETÖ ve HDP’nin de ekmeğine yağ sürüyor tabii bu arada.. Hayırcılardan öfkesi aklını zail edenler “iç savaş”tan söz edecek kadar “kafayı yemiş” durumdalar.. İptal ve yeniden sayımın kendi aleyhlerine sonuçlar doğuracağının farkında değiller.
Referandum sonrası dolar ilk gün TL karşısında %2 değer kaybetti. CHP’nin çıkışı ve kesin sonuçların açıklanmasının zaman alacak olması dolardaki düşüşün yavaşlamasına sebeb oldu.
CHP ve en geniş anlamda “Hayır lobisi” bu hali ile Türkiye karşıtı, İslamofobik çevrelerin kirli oyunlarına alet olduklarının henüz yeni yeni farkına varmaya başladılar gibi sanki. Ama iş işten geçti. Kimi hâlâ milletin gözünde ne duruma düştüklerinin farkında değil gibi.
Geçmiş olsun. Atı alan Üsküdar’ı geçti. Artık koalisyon yok. CHP’nin iktidar hayalleri bitti artık. Sıkıyönetim, sıkıyönetim mahkemesi, örfi idare de yok. Dahası, MHP de, HDP de barajı geçemez. MHP’den ayrılanlar ayrı bir parti kursalar da, onlar için de durum aynı. Bu hali ile de CHP’nin bir varlık göstermesi mümkün değil. Değişirse bölünür. İki partiden ancak biri barajı geçebilir.. AK Parti ise ilk seçimde yeniden anayasal çoğunluğa ulaşabilir..
Durum bu. Hayırlı olsun.. Şimdi gündemde adaletten, barıştan, hürriyetten yana, katılımcı, çoğulcu, şeffaf, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olacak olan “Yeni bir Türkiye için Yeni bir AK Parti“ var. Selâm ve dua ile.
Yeni Akit