Haksöz Haber
Bingöl Özgür-Der’in düzenlemiş olduğu yıllık seminerler dizisinin bu ayki konuğu Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, “Siyaset, İktidar ve Müslümanlar” başlıklı bir sunum yaptı.
Kaya, özetle şu hususları vurguladı:
“Türkiye Cumhuriyeti tarihi içinde AK Partili dönem İslami kesimlerin Kemalist sistemin laiklik baskısına karşı en rahat oldukları dönemdir. Sadece içeride değil, dış politikada da AK Parti iktidarının Ümmeti gözeten tutumu hem içeride, hem dışarıda İslami kimliğe karşıtlıkları ile maruf kesimleri, güçleri AK Parti ve Erdoğan iktidarına karşı düşmanlık tutumuna sevk etmiştir. Bu durum ise İslami camiada AK Parti ve Erdoğan’a sahiplenme eğilimini güçlendirmiştir. Bu tutum anlaşılabilir olmakla birlikte, her şeyiyle sahiplenme, yanlışlarına da kefil olma veya örtme, sessiz kalma gibi bir eğilimi de beraberinde getirmiştir ki, işte bu hal kabul edilemez.
İktidarın gerek kimliksel zaaflardan, gerekse çok yönlü sıkışmışlık neticesinde ortaya koyduğu bir kısım söylem ve eylemler İslami kimlik sahipleri tarafından eleştirilmesi, itiraz edilmesi gereken politikalardır. Bilhassa 15 Temmuz sonrası ivme kazandırılan devletçi-milliyetçi tutum çok yönlü kirliliğe yol açmıştır. En son Atatürkçülük tartışmalarıyla gelinen yer alarm zillerinin çalınmasını gerektirir bir haldir.
İktidarın öncelikleri konjonktürel şartlara, siyasi hesaplara göre değişebilir, Müslümanların ise ölçüleri, sabiteleri ile tutumlarını belirlemeleri ve her durumda, her şartta İslami kimliğin gerektirdiği adil şahitlik vasfını taşımaları şarttır. Adil şahitlik doğru adımların, Ümmetin maslahatına uygun politikaların desteklenmesini, İslami kimlik ve ilkelerle çelişen tavır ve eylemlerin ise reddedilmesini gerektirir. Bu itibarla hukuki zeminden ve adaletten, vicdandan giderek uzaklaşmaya yönelik gelişmeler, kitlesel mağduriyetlere yol açan uygulamalar, yoğunlaşan Türkçü-milliyetçi yaklaşımlar, Kemalizmin tezkiye edilmesini içeren söylemler vb. yaklaşımlar karşısında İslami camia sessiz kalmamalı, uyarı vazifesini yerine getirmelidir.
Öte yandan ilkeli olmak yanında basiretli davranmakla da mükellefiz. AK Parti iktidarına yönelik eleştirilerimiz, yıpratmaya, düşmanlığa değil, düzeltmeye yöneliktir. AK Parti iktidarının yanlışlar yapması ve zayıflaması bizi sevindirmez, üzer çünkü alternatifin daha hayırlı olmayacağı, bilakis İslami kazanımlarımıza karşıt tutumlara sahip aktörler olacağı bellidir. Bununla birlikte rakiplerinin kötü olması AK Parti’nin yaptığı yanlışların görmezden gelinmesini gerektirmez. Karşı çıkmak, itiraz etmek düşmanlara hizmet ediyor, bu yüzden riskli bir siyasi sürecin ortaya çıkmasını istemiyorsanız, yanlışlara boyun eğmek, sineye çekmek zorundasınız şeklindeki bir dayatmayı da hiçbir şekilde kabul etmek zorunda değiliz.”
Program, soru-cevap kısmından sonra sona erdi.