Kenan Alpay’ın yorumu:
AK Parti 24 Haziran seçim stratejisini hangi değerler üzerine kurup nasıl icra edecek? AK Parti’nin seçim stratejisi 16 Nisan referandumuna kadar muhalefetin zaaf ve kusurlarına odaklanmak yerine genellikle toplumsal beklenti ve taleplere karşılık vermek üzere işlerdi. Barış sürecinden Alevi ve Ermeni açılımına, askeri vesayetin tasfiye edilmesi meselesinden resmi ideolojinin Türkçü-Atatürkçü ritüellerine karşı geliştirilen siyaset ancak bu sayede temel hak ve özgürlüklerdeki standartları yükseltti. AK Parti’yi diğer partilerden ayrıştıran statükoyla ve Kemalist teamüllere arasına olabildiğince mesafe koyması, hem statükoyu hem de Kemalist teamülleri ortadan kaldırmak üzere toplumun en geniş kesimlerini sürecin paydaşı kılarak siyaseti tahkim etmesiydi.
Peki, Ak Parti siyasette bu öncülüğünü koruyup geliştirebilen, toplumu iktisadi ve siyasi gelişmelerin dinamik bileşeni olmaya teşvik edebilen pozisyonunu koruyabiliyor mu? Bu sorunun cevabı için birçok kriteri devreye sokmak lazım gelecek elbette. Siyasi açıdan bakacak olursak hiç olmadığı kadar muhalefetin beceriksizliğine, dağınıklığına veya kısırlığına odaklanmış bir durumda olduğunu söylemek durumundayız. Neredeyse günün her saati basit ve faydasız polemiklerle tüketiliyor çünkü. Muhalefeti ama özellikle Kılıçdaroğlu’nu karikatürize ederek nasıl bir fayda elde edilecek anlaşılır gibi değil. Üstelik bu karikatürizasyon sürecinde CHP ve Kılıçdaroğlu ile Mustafa Kemal ve Kemalizm sahiplenilerek hesaplaşmak gibi ultra garabet bir yöntem zuhur etmiş durumda. Oysa bu polemiklerle büyümesinin önüne geçilse bile CHP’nin küçülmesi temin edilmiş olmuyor.