Tunus’taki Nahda Hareketi’nin en önemli isimlerinden biri olan ve İslami hareketler üzerine yaptığı konuşmalarla tanınan Abdulfettah Moro; AK Parti’nin İslami hareketlere yönelik kuşatmayı kırdığını söyledi.
Tüm dünyada İslami hareketlere yönelik büyük bir savaşın yürütüldüğünü, bu savaşın Tunus’taki ayağının da Nahda’ya karşı sürdürüldüğünü kaydeden Moro; “Bu savaşı yürütenler İslamcılara umut bağlamayın, İslamcılar sizin meselelerinizi çözme konusunda acizdirler denilmesini istiyorlar. Bundan dolayı da İslamcıları yabancılar olarak göstermeye çalışıyorlar. Fakat Nahda İslamcı ve milli bir harekettir. Islah çizgisine bağlıdır. Tunus’daki ıslah çizgisi de Türklerin çok iyi tanıdıkları Hayreddin Paşa’ya kadar uzanan tarihi bir tecrübeye sahiptir.” diye konuştu.
Tunus’un başkenti Tunus’daki evinde Diriliş Postası’ndan Adem Özköse’ye konuşan Moro; “Sizin 5 asra dayanan bir yönetim tecrübeniz var. Bir zamanlar İstanbul dünyanın kapısıydı ve İslam dünyası İstanbul’dan yönetiliyordu. Biz de Türkiye’ye çok benzer süreçlerden geçtik. AK Parti ile bizim düşüncelerimiz birbirine yakın. AK Parti Türkiye’de İslami hareketlere yönelik kuşatmayı kırdı. Biz de kendi ülkemizde bunu başarmaya çalışıyoruz” dedi.
Diktatörlük döneminde 20 yıla yakın ev hapsinde tutulan ve Raşid el Gannuşi ile birlikte Nahda Hareketi’nin iki kurucusundan biri olan Abdulfettah Moro, AK Parti’nin gerçeği iyi okuyan, gerçek üzerinden siyaset yapan bir parti olduğunu ifade ederek; AK Parti tecrübesinin İslami hareketler açısından önemli bir tecrübe olduğunu söyledi. Moro; “AK Parti gerçekten Türkiye’de başarılı oldu. İslami hareketlere yönelik kuşatmayı kırdı. İslamcı olsun veya olmasın Türk halkının büyük bir kısmının güvenini elde etti. Peki bunu nasıl başardı? Her şeyden önce AK Parti aşırı ideolojik bir parti değil. İkinci olarak gerçeği iyi okuyan, gerçek üzerinden siyaset yapan bir parti. Başta ekonomi olmak üzere toplumun dertlerini çözmeye yöneldi. Bunu yaparken de toplumu ayırmadı. İşte AK Parti’nin başarılı olmasının sebepleri bunlardır.” dedi.
“İslam dünyası İstanbul’dan yönetiliyordu”
AK Parti’nin bir zamanlar generaller tarafından yönetilen Türkiye’de güçlü bir yönetim oluşturduğunu belirten Moro şu şekilde konuştu: “ Bu güçlü yönetim kurulurken de tarihi yönetim tecrübelerinden yararlanıldı. Sizin 5 asra dayanan bir yönetim tecrübeniz var. Bir zamanlar İstanbul dünyanın kapısıydı ve İslam dünyası İstanbul’dan yönetiliyordu. Biz de Türkiye’ye çok benzer süreçlerden geçtik. Eğitim sistemimiz, anayasamız ve daha bir çok şey birbirine benziyordu. AK Parti ile bizim düşüncelerimiz birbirine yakın. Fakat bana bu parti sizin için bir model mi diye sorarsanız ben sadece AK Parti’nin başarısının bizim için bir model olduğunu söylerim. Biz bütün hareketlerin, partilerin başarılı yönlerini almaya çalışıyoruz. Hiçbir hareket bizim için tamamen bir model değildir. Çünkü bizimle sizin gerçekleriniz çok farklı. Fakat biz Türklerin başarısını kutluyoruz. AK Parti Türkiye’de İslami hareketlere yönelik kuşatmayı kırdı. Biz de kendi ülkemizde bunu başarmaya çalışıyoruz.”
“Nahda’ya zaman tanınmadı”
Devrim sonrası Tunus’un çözülmesi gereken bir çok problemle karşı karşıya kaldığını fakat bu meselelerin çözülmesi için Nahda’ya yeterli zamanın tanınmadığını kaydeden Moro sözlerini şöyle sürdürdü: “ Devrimden sonra halk Nahda’yı seçti. Nahda ortaklarıyla birlikte ülkeyi yönetmeye başlayınca ülkeyi yönetmenin zorluklarıyla da yüzleşti. Siyasi, ekonomik ve toplumsal olarak bir yenilenmeye, çözüme ihtiyaç vardı. Bu da zaman istiyordu. Nahda ve koalisyon kısa zamanda büyük işler başardı. Öncelikle halkın yönetime olan güveni geri geldi. Devrimin hedeflerinin gerçekleşeceğine inanılmaya başlandı. Fakat problemlerin çözülmesi için ihtiyaç duyulan, zorunlu olan vakit Nahda’ya verilmedi.”
“İslamcıların umut olması istenmiyor”
İslami hareketlere yönelik tüm dünyada büyük bir savaşın yürütüldüğünün altını çizen Moro; “Tunus’da da devrim sonrası sıkıntı yaşamaya başlayan menfaat çevreleri Nahda’yı zor duruma sokmaya yönelik hamlelere başladılar. Ayrıca bir takım ideolojik çevreler de Nahda’nın elinden meseleleri çözecek vaktin alınması için seferber oldular. Çünkü bu çevreler İslamcılara umut bağlamayın, İslamcılar sizin problemlerinizi çözme konusunda acizdirler denilmesini istiyor, İslamcıları yabancılar olarak göstermeye çalışıyorlar. Fakat Nahda Hareketi İslamcı ve milli bir harekettir. Islah çizgisine bağlıdır. Tunus’daki ıslah çizgisi de Türklerin çok iyi tanıdıkları Hayreddin Paşa’ya kadar uzanan tarihi bir tecrübeye sahiptir. Bu hareket milli, Tunuslu bir harekettir. Hareketin Tunuslularla olan güçlü ilişkisini tarih ve gerçekler ortaya koymaktadır.” diye konuştu.
(Diriliş Postası)