Türkiye’nin bir tören cumhuriyeti olduğuna kuşku yok. Kemalist ayin formunda düzenlenen bu törenlere meydanlar, tarihi alanlar, okullar, resmi kurumlar gibi farklı mekanlar evsahipliği yapıyor. Ama en merkezi noktanın Anıtkabir olduğu açık. Anıtkabir Cumhuriyetin ilk döneminde sıkça vurgulandığı üzere bir anlamda rejimin Kabe’si!
Anıtkabir değişik tarihlerde çeşitli vesilelerle icra edilen törenlere, çeşitli kuruluş ya da grupların ziyaretine sahne oluyor. Ziyaret diye adlandırılan şeyin aslında tam manasıyla ibadet formunda gerçekleşen bir eylem olduğu gayet net. Kortejle birlikte dikkatli adımlarla yürüme, sonra mozoleye çelenk koyma, saygı duruşu ve Ata’ya hitaben anıt defterine yazılan hamd ve bağlılık mesajları bu gerçeğe işaret ediyor.
AK Parti iktidarında resmi törenlerde kısmen tenzilata gidildi ama temel mantık korundu. 15 Temmuz sonrasında ise sanki bir yoğunlaşma hali yaşanmakta. Bu arada dikkat çeken bir farklılaşma olarak daha önce nadiren ve sığıntı bir görünümle araya sıkıştıkları Anıtkabir törenlerinde artık başörtülülerin de çok daha görünür hale gelmeleri, başrole çıkmaları oldu.
5 Aralık 2015 tarihinde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu başkanlığında bir heyet kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 81. yıldönümü dolayısıyla Anıtkabir ziyareti gerçekleştirmişti. Ardından 2016’da başörtülülerin çok daha yoğun olduğu bir grupla aynı ritüel tekrarlandı. Bu kez Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya AK Parti Meclis grubundaki tüm kadınları toplayarak Anıtkabir ibadetine koşacaktı.
Ve bu yıl aynı ritüel bu kez Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından organize edildi. Her geçen yıl çok daha kalabalıklaşan heyetlerle gerçekleşen bu etkinliğin artık yeni bir Kemalist ritüel olarak ilmihaldeki yerini aldığı rahatlıkla söylenebilir!