Ajitasyon ve propaganda mı, adalet ve kuşatıcılık mı? 

Kenan Alpay, siyasi söylemlerin değerlerden hareketle oluşturulması gerektiğini belirtirken Türkiye'deki politik konumlanışların hakkaniyet noktasında durduğu yeri inceliyor.

Ajitasyon ve Propaganda mı, Adalet ve Kuşatıcılık mı? 

Mesele ağaç değil arkadaş” söyleminden “mesele rektör değil arkadaş” söylemine uzanan çetrefilli ve sancılı bir dizi süreçler yaşıyoruz. Herkes ulaşabildiklerine bir an önce ve en net haliyle “büyük resmi” göstermenin telaşesiyle yanıp kavruluyor. Her bir meydanda, sokakta tepeden tırnağa korkuyla, büyük bir panik ve endişeyle örülmüş kasvetli bir uzun hava kulaklarımıza okunup duruyor sanki.  “Ülke elden gidiyor, devlet batıyor, millet yıkılıyor, gelecek nesillere esaret ve zillet mirastan başkaca bir şey kalmayacak” türü kehanetlerden geçilmiyor ortalık.

Acı ama gerçek olan hikaye şu: Vatana millete ihanet suçlaması bu ülkedeki en yaygın ve en muteber itham. Alıcısı çok, getirisi yüksek olsa da bu malı üretip pazara sürmekten özenle imtina etmek gerekiyor. Kısa vadede bir takım siyasi-ticari faydalar umuluyorsa da ahlaki ve hukuki, siyasal ve toplumsal zeminlerde binlerce zarar üreten bu hastalıklı yöntemi bütün tarafların acilen terk etmesi icap ediyor. Siyasetin kuralı deyip, iktidar mücadelesinin terk edilemez ruhu deyip ihanet retoriği üzerinden ilerlemek yine de mümkün elbette. Lakin bu retorikle ilerlerken sarf edilen enerji, zaman ve kadroların karşılığında kat edilecek mesafe ancak bir arpa boyuna denk geleceğini de daha en başta göze almak gerekiyor.

Yazının devamı

Gündem Haberleri

Hakan Fidan'dan BRICS’e ortaklıkla ilgili bir teklif aldık
ABD'den Türkiye'ye "Hamas'a ev sahipliği yapmayın" uyarısı
10 Kasım dayatmasında yeni dönem: Törene katılmayan öğrenci için veliden savunma istediler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: UCM'nin kararı "umut verici"
Orhan Miroğlu: Bilimsel düşüncenin önündeki en büyük engel Kemalizmdir