Dernek binasında yapılan seminerin özeti:
İnsan, var olurken dokuz ay gibi bir zaman zarfında ilk iletişimini anneyle kurar. Ardından ikinci sosyal ortamı olan aile ile karşılaşır ve dolayısıyla insanın en önemli ve en temel sosyal ortamı, ailesidir.
İnsan ilk bilgisini, ilk deneyimlerini kendisine bakan, onu koruyup gözeten en yakın çevresinden elde eder. Ve bundan dolayı aile ile ilişki, insanın hayata gözlerini açtığı andan itibaren başlar ve sürekli gelişir.
Bu açıdan, öncelikle ailenin oluşumunu sağlayacak olan veya sağlayan kadın ve erkeğin şahsiyetleri, kişilikleri ve kimlikleri önem arzetmektedir.
Bizim için beraberliklerimizde veya aile oluşumunda ki model Peygamber ve onun inanç toplumu, vahiy toplumu olmalıdır.
Yani kadın ve erkek mümin ve mümine kişilerin oluşturduğu birliktelik; yani aile, ister çekirdek olsun, ister geniş aile olsun sorunlarını istişareyle ve vahyi ölçülerle çözmeye adaydır.
Bu bilinç, diyalog, istişare ve sahih örf dâhilinde kurulan ailelerin köklerinde de adaletsizliğe yer olmayacaktır.
Adalet, eşler arasındaki sevgiyi, saygıyı ve güveni de artıracak, bu uyum çocukların ahlakına da yansıyacaktır.
Ancak günümüzde modernleşmenin biçimlendirdiği hayat şartları bireyi de, toplum hayatını ve aileyi de etkilemekte, değiştirmektedir.
Ekonomik faktörler daha fazla ön plana çıkmış, evlilikler el yordamıyla oluşturulur olmuştur.
Takvadan çok ekonomik güç veya geçici güzellikler gibi öğretilmiş faktörler ve beğeniler ön plana geçmiştir.
Sonuç olarak da gergin, pamuk ipliğine bağlı ve pragmatik dengeler üzerine kurulu aileler üretilmeye başlanmıştır.
Aile, İslami şahsiyet sahibi kadın ve erkeğin fikri ve bedeni huzur ve tatmin bulacağı, sosyal bir dayanışma nüvesi oluşturacakları bir sorumluluk alanı olmaktan çıkmış; adeta maddi zevk ve ölçülerle değerlendirilen ekonomik veya biyolojik zorunlu bir sosyal ortaklık gibi görünmeye başlanmıştır.
Kur’an’da aile ile ilgili başlıklara baktığımız zaman;
Hayırlı eş ve evlat istemek:
FURKAN:74: Ve onlar: "Rabbimiz, bize eşlerimizden ve soyumuzdan, gözün aydınlığı olacak (çocuklar) armağan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl," diyenlerdir.
Aile ile neslin devamı sağlanır:
BAKARA: 223: Kadınlarınız sizin için tarladır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın. Ve kendiniz için (derecelerinizi arttıracak ameller) takdim edin. Ve Allah’a karşı takva sahibi olun ve O’na mülâki olacağınızı (kavuşacağınızı) bilin. Ve mü’minleri müjdele.
3- Aileye karşı asıl sorumluluk:
TAHRİM: 6: Ey iman edenler! Kendinizi ve yakınlarınızı ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır; üzerinde oldukça sert, güçlü melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse ona isyan etmezler ve emredildiklerini getirirler.
4- Ailenin temsilcisi babadır:
NİSA:34: Erkekler, mallarından (kadınlar için mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyle ve Allah’ın, onların bir kısmını, diğerlerine üstün kılmasından dolayı, kadınların üzerinde daha çok kâimdirler (koruyup gözetici, idare edicidirler). Bu bakımdan salih amel (nefs tezkiyesi) yapan kadınlar itaatkârdırlar, Allah’ın (onların haklarını ve iffetlerini) korumasıyla, onlar da gaybde (kocalarının yokluğunda hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) koruyucudurlar. İtaatsizliklerinden (baş kaldırmalarından) korktuğunuz (kadınlara) ise (önce) nasihat ediniz. Ve (sonra da) yataklarında yalnız bırakınız. Ve (hâlâ itaat etmezlerse) onlara vurunuz. Bundan sonra eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah Âli’dir (yücedir), Kebîr'dir (büyüktür).
5- Aile içi istişare:
BAKARA:233: Anneler çocuklarını –emzirmeyi tamamlamak isteyen kimse için- tam iki yıl emzirirler. Onların uygun bir biçimde yiyeceğini ve giyeceğini sağlamak, çocuğun babasına aittir. Herkes ancak gücü ölçüsünde bir şeyle yükümlü tutulur. Ne anne çocuğu yüzünden. Ne de çocuğun ait olduğu baba, çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. Mirasçının da aynı şeyi yapması gerekir. Eğer (ana-baba), anlaşıp danışarak (çocuğu)sütten kesmek yoktur. Çocuklarınızı (sütannesi tutup)emzirmek isterseniz, verdiğiniz ücreti güzelce verdikten sonra yine üzerinize bir günah yoktur. Allah’tan korkun ve bilin ki Allah yaptığınız her şeyi görmektedir.
6- Aile ve imtihan:
TEGABUN:15: Mallarınız ve çocuklarınız sizin için ancak bir fitne (bir deneme)dir. Allah ise, büyük ecir (en güzel karşılık) O'nun katında olandır
7- Aileye, anne ve babaya davranış şekli:
İSRA:23, 24: Rabbin, ondan başkasına kul olmamanızı ve anne ve babaya ihsanla davranmanızı kaza etti (taktir etti, hükmetti). Eğer ikisinden birisi veya her ikisi senin yanında yaşlanırlarsa onlara (ikisine) “öf” deme. Ve onları (ikisini) azarlama ve onlara kerim (güzel, yumuşak) söz söyle! Ve onlara (ikisine), merhamet ederek ve tevazu ile kanat ger! Ve “Rabbim, onların beni yetiştirdiği gibi ikisine de merhamet et!” de.
8- Ergenlik sürecinde mahremiyet eğitimi:
NUR:58, 59: Ey iman edenler, sağ ellerinizin malik olduğu ile sizden olup da henüz erginlik çağına ermemiş olan (çocuk)lar, (odalarınıza girmek için şu) üç vakitte izin istesinler: Sabah namazından önce, öğleyin üstünüzü çıkardığınız vakit ve yatsı namazından sonra. (Bu) Üçü sizin için mahrem (vakitleri)dir. Bunların dışında size de, onlara da bir sakınca yoktur; onlar yanınızda dolaşabilirler, birbirinizin yanında olabilirsiniz. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklamaktadır. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Sizden olan çocuklar, erginlik çağına erdikleri zaman, kendilerinden öncekilerin izin istediği gibi, bundan böyle izin istesinler. İşte Allah, ayetlerini size böyle açıklar. Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir
9- Allah’ın yolundan alıkoyanların aile sayılmaması:
TEVBE:23: Ey iman edenler, eğer imana karşı inkârı sevip-tercih ediyorlarsa, babalarınızı ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte bunlar zulmeden kimselerdir.
……………………….
Yerine getirdiği fonksiyonların önemi nedeniyle toplumsal yapının merkezi unsurları arasında değerlendirilen aile, bugün geçmişe göre daha fazla risklerle karşı karşıyadır.
Sürekli ve hızlı bir değişimin yaşandığı günümüz dünyasında anne baba rollerinde de büyük değişim oluyor. 25-30 yıl öncesinde roller daha netken bugün çok fazla iç içe geçiş var…
-Boşanmaların,
-Tek ebeveynli ailelerin,
- Nikâhsız birlikteliklerin,
- Evlilik dışı doğan çocukların sayısının artması;
- Evlilik ve çocuk sahibi olmanın reddedilmesi
- Veya mümkün olduğunca geciktirilmesi,
- İş hayatı,
- Çekirdek aileye geçiş gibi faktörler toplumun önemli bir öğesi olan aileyi fonksiyonlarını yerine getirme noktasında sıkıntıya sokmaktadır.
Dolayısıyla anne ve baba arasında rollerde değişmeler gözlemlenmektedir:
Oysa anne, baba ve çocuktan oluşan üçgen hayati bir önem taşır. Bu roller hayatın ta kendisidir. Ve tüm yaşam bu üçgen üzerine kurulmuştur.
Çünkü;
Çocuğun zihinsel,
Fiziksel ve
Sosyal gelişimi,
Büyümesi, gelecekte ki yaşamı,
İş hayatı,
Aile hayatı,
Özel hayatı
Aile yapısı
Kişisel ilişkileri
Yaratıcıyla olan ilişkisi
Vssss… Hepsi ailesinde yaşadığı anne-baba ilişkisinin sonucudur diyebiliriz…
……………….
Baba evin gizli kahramanıdır.
Evin temel direğidir
Aileyi kötü ve zorluklardan koruyan kişi
Kız ve erkek çocuk için ayrı şeyleri ifade eder
Evdekilere güven verir
Çekinilen kişi olmakla beraber saygı görür
Anne ise evin kalbidir, merhametidir…
Becerileri kazandıran kişi…
Anne toparlayıcıdır.
Evde ki aşın kokusudur…
Baba erkek çocuk için erkeklik rolünün modelidir
Kızlar içinde erkek rolünü tanımanın modelidir
Kızların ilerki hayatında doğru eş seçimlerinden baba rolü bir imajdır.
Erkekler cinse ait rollerini babalarından alırlar ve onları taklit ederler
Çocuğunun eğitiminden anne ve babalar ortak sorumludurlar.
Bu açıdan ebeveynler üzerin düşen vazifeleri karıştırmadan yerine getirirse aile içi sağlıklı ilişki oluşur.
Aslında hiçbir ebeveyn bir diğerinin rolünü taşıyacak güçte değildir. Bu yüzden görevler HAVALE edilmemelidir.
Anne ve babanın rolleri birbirini sıkıntıya sokan değil de birbirini tamamlar ve destekler nitelikte olmalıdır.
Çocuklarımıza karşı aceleci bir tavır içende olmamak önemli. Görevimiz tohum serpme görevi
Biz tohumu ekelim yağmuru yağdıran, güneşi veren Allah…