“Mü'minlerden öyle erkekler var ki, Allah'a verdikleri sözde durdular. Onlardan kimi adağını yerine getirdi, (şehid oluncaya kadar çarpışacaklarını adamışlardı, çarpıştılar ve şehid düştüler), kimi de (şehidlik) beklemektedir; sözlerini asla değiştirmemişlerdir." (Ahzab, 33/23)
Ne mutlu Rablerine verdikleri sözlerinde duranlara, vahye şahitlik edenlere, hayatlarını zulme ve şirke karşı mücadele ile bereketlendirip, şehadetle taçlandıranlara! Ve ne mutlu şehadeti arzulayıp, sözlerini asla değiştirmeyenlere!
Ve selam olsun Şam beldesinin aziz şehitlerine; yüreğini, bilincini tuğyandan, zilletten, kölelikten arındırıp, azade kılanlara! Bin selam olsun Şam beldesinin özgür erlerine, Ahrar şehitlerine, şehitlerimize!
Şehadetlerine şahitlik ettiğimiz Ahrar’uş Şam yiğitlerinin ardından ne söyleyebiliriz ki? Yaşadıkları gibi aramızdan ayrılan bu yiğitlerin geride bıraktıkları mücadele mirası her şeyi anlatıyor zaten.
Onlar Ashab-ı Resul’ün Kitabullah’ta vasfedildiği şekliyle Allah’a verdikleri sözleri değiştirmeyen müminler olarak yaşayıp aramızdan böylece ayrıldılar bi iznillah!
Hz. Hüseyin gibi “heyhat minez zille” dediler, günümüzün Yezidlerine boyun eğmediler. Zindanlardan, işkencelerden korkmadılar, şehadeti saadet bilip, ümmetin iftiharı oldular.
Ahrar’ın emiri Hasan Abbud, Ebu Abdullah el-Hamavi, Esed ailesinin açık bir hapishaneye çevirdiği Suriye’de Allah’ın özgür kıldığı kullarını köleleştiren zalimlere boyun eğmedi. O, tağutlarla sadece Suriye’de savaşmadı. Irak’ta Amerikan işgaline karşı da savaştı ve bu yüzden Beşşar zalimince zindana atıldı. Yıllarca kaldığı zindandan çıkar çıkmaz kıyam saflarına koştu. Ve son nefesine kadar da Allah’tan başkasına kulluk etmeme şiarıyla mücadele etti.
Bu ne güzel hayat ve ne mutlu sondur!
Rabbimiz “vela temuttunne illa ve entum Müslimun”, ancak Müslüman olarak can verin buyuruyor! Sadece Müslüman olarak yaşamak ve sadece Müslüman olarak ölmek, işte bütün mesele budur! Başaranlara ne mutlu!
Suriyeli kardeşlerimiz bugüne kadar her türlü zorluğa, engele, kuşatılmışlığa ve sahipsizliğe rağmen sadece “Menna ğayrek Ya Allah” nidalarıyla sürdürdükleri mücadeleleriyle işte bu hakikatin bir kere altını çiziyor, dünyanın paslanmış vicdanına sesleniyor, acze düşmüş ümmete izzeti hatırlatıyorlar.
Allahu Teala onlardan razı olsun, ayaklarını sabit kılsın ve kafirler güruhu karşısında onlara yardım ve zafer nasip etsin inşallah!
Nasıl bir kuşatmayla, nasıl bir zorbalıkla yüz yüze olduğumuzu görmek, idrak etmek için işte son günlerde yaşananlar!
Coğrafyamıza yönelik olarak yine işgal koalisyonları kuruluyor. Haçlı seferleri canlandırılıyor adeta.
Kimler yok ki bu koalisyonda, her türden zalim, emperyalist güç ve onların işbirlikçileri. İran’dan Suud’a, Irak’tan, Beşşar’a, PKK’sına kadar çeşitli güçler heyecanla sahnede rol alma çabasındalar.
Gerekçe ne IŞİD tehdidi!
IŞİD İslami ölçülerden uzak, merhamet ve hakkaniyet ilkelerinden uzak, ruhemau beynahum emrine muhalif tutumuyla asla tasvip edilemeyecek eylemlere imza atıyor şüphesiz ve bizler de kınıyoruz, eleştiriyoruz, kendilerini İslam’a ve Müslümanlara zarar veren davranışlarını gözden geçirmeye ve tövbe etmeye çağırıyoruz.
Ama IŞİD’i bahane edip bir kere daha topraklarımıza üşüşmeye kalkışan emperyalistlerin ve onların işbirlikçilerinin oyunlarına, tuzaklarına, yalanlarına da asla kanmıyoruz ve bir kere daha bu katiller koalisyonuna topraklarımızda “size yer yok” diye haykırıyoruz.
Kim bunlar, insanlıktan, adaletten dem vuranlar kim?
Önce Afganistan’ı, ardından Irak’ı işgal ederek topraklarımızı cehenneme çeviren ABD’nin insani değerler diye bir derdi olabilir mi?
Siyonist katiller 50 gün boyunca Gazze’de insanlığı katlederken katillere silah yağdıran, destek verenler bunlar değil mi?
Tam 3 yıldır Esed canavarına göz yuman, direnişçilere silah ambargosu uygulayarak, Suriye halkının kendisini savunmasına engel olanları tanımıyor, bilmiyor muyuz?
Şimdi karşımıza çıkıp biz Irak ve Suriye halkının mutluluğu için koalisyon kuracağız diyenler sizce yeryüzünün en sefil yalancıları, şarlatanları değil midirler?
Bu vesileyle, Türkiye hükümetini bu rezil oyunda rol alması için yapılan tüm ısrarlara rağmen sergilediği mesafeli tutumdan ötürü tebrik ediyor ve katiller koalisyonunda hiçbir surette yer almaması gerektiğini bir kere daha hatırlatıyoruz. Ve şu veya bu gerekçeyle bu tür bir kirli kumpasa bulaşması durumunda bu zulme asla sessiz kalmayacağımızı ve en güçlü bir şekilde buna karşı çıkacağımızı da ilan ediyoruz.
Rabbimiz Şam beldesinin yiğitlerini cennetle mükafatlandırsın inşallah! Başta Esed katili olmak üzere tüm despotları, hainleri, işbirlikçileri ve Amerika’sıyla, Rusya’sıyla tüm zalimleri zelil eylesin, paramparça etsin bi iznillah! Ve Suriye’de, Irak’ta, Filistin’de, Mısır’da ve tüm bilad-ı İslam’da vahye şahitlik eden müminleri muzaffer kılsın!
Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi şehitlerimizin, gazilerimizin ve tüm müminlerin üzerine olsun!