“Güvenli Bölge Suriye Halkının Talebi”
Güvenli bölge projesinin insanî, askerî ve siyasî açıdan olumlu etkilerinin olacağı ve iki ülkenin (Türkiye ve Suriye) çıkarlarına hizmet edeceği kaydedilen açıklamada, bu projenin, Suriye devriminin başlamasından itibaren uluslararası toplumun suskunluğu önünde rejim tarafından vahşice ve sistematik bir şekilde öldürülen halkın talebi olduğuna işaret edildi.
Güvenli bölge projesinin gecikmesinin, on binlerce Suriyelinin ölümüne ve ülkede geriye kalan alt yapının büyük zarar görmesine neden olduğu kaydedilen açıklamada: "Esed rejiminin mezhepçi politikası ve DAEŞ'in yaptıkları, Suriye'yi uluslararası çatışma sahasına ve vekâleten savaşa dönüştürdü." ifadesi kullanıldı.
“Türkiye ve Suriye Halkı Aynı İç ve Bölgesel Sorunlara Karşı Mücadele Ediyor”
Türkiye'nin Suriye sorununa yönelik siyaseti "akıllıca" olarak nitelenen ve bu nedenle de devrimin en önemli müttefiği hâline geldiğine işaret edilen açıklamada, Türkiye ve Suriye halkının aynı iç ve bölgesel sorunlara karşı mücadele ettiği ve sonuncusunun da devrim ile Türkiye'nin güvenliği ve istikrarını tehdit eden gerçek bir tehlikeye dönüşen, Suriye devrimi tarihinin en büyük felaketi DAEŞ ile mücadele etmek olduğu kaydedildi.
Açıklamada, güvenli bölge projesinin, Suriye'nin kuzeyinde vatandaşların insanî durumunun iyileştirilmesini, sığınmacıların çoğunun tekrar ülkelerine dönmesini ve devrim düşmanlarına karşı koymasını amaçlayan yaşamsal bir proje olduğu belirtildi.
Suriye rejiminin ülkeyi mezhep esasına dayalı bölerek İran'a teslim etme niyetinin bulunduğu dile getirilen açıklamada, silahlı gruplara Suriye'nin tamamında kaynaşma ve koordineli olma çağrısı yapılarak, sorunun ve tehdidin sadece bir bölgeyle sınırlı olmadığına işaret edildi.
Kaynak: Anadolu Ajansı, Islah Haber