Ahraruş Şam'ın lideri Ahmed el-Dalad, Halep’in fethinden sonra çarpıcı bir konuşmaya imza attı. Halep'te yaşayan herkesin yüreğine su serpen Ahrar komutanı, mücahitlere şüpheyle bakanlara da önemli mesajlar verdi.
Halep'in Ravza Camii'nde toplanan yüzlerce kişiye seslenen Ahmed el-Dalad, mezhepçi Esed çetesinden kurtularak yeni bir Suriye kurmayı vaat etti. Hangi mezhep ve dinden olursa olsun Suriye'nin çocuğu olan herkesi koruyup kollayacaklarını söyleyen Dalad, "Canınız, malınız bizim namusumuzdur" mesajı verdi.
Ahraruş Şam lideri: Biz hep birlikte Suriye'yiz, canınız ve malınız dokunulmazdır...
— HAKSÖZ HABER (@HaksozHaber) December 1, 2024
Türkçe tercüme haberimizde...https://t.co/T2wD3v7R9A pic.twitter.com/0FjSDGMRQM
Ahmed el-Dalad’ın Halep konuşması:
"Biz sizin çocuklarınızız. Ben Şam yakınlarındaki Vadi el-Barada'da doğdum. Esed rejimi bizi evlerimizden kovdu, mahallemize, ailemize, insanlarımızın üzerine bomba yağdırdı. Hepsi birden bombalıyorlardı: İranlılar, Pakistan'dan gelenler, Iraklı militanlar ve Hizbullah... Bu gruplar 12 yıldır bölgemizi terörize etti. Öldürüldük, köleleştirildik, kullanıldık, bizim üzerimizden işgali meşrulaştırmaya çalıştılar.
Rejim Rusya'yı çağırdı, İran'ı çağırdı, Hizbullah'ı çağırdı. Onlar da gelip ülkemizi işgal etti, kaynaklarımızı çaldı. Rejim yüzlerce yıl boyunca Suriye'nin köle olarak kalması için bu güçlerle anlaşmıştı. Limanları, havaalanlarını, fosfat madenlerini sattılar. Ne için? Kendisi ve ailesinin iktidarda kalması için...
Üstelik onlar mezhepçi. Yani mezheplerle hiçbir problemimiz yok ama onlar kendilerinden olmayanı köleleştirme yoluna gidiyor. Yani Suriye'deki tüm Sünnileri...
O ve babası (Beşar ve Hafız Esed) 40 yıldır bize şiddet uyguluyor. Bir tiran rejimi kurdular. Kafanızı bile kaldırmanıza izin verilmeyen baskı ve güvenlik rejimi... Siz sadece onların etki alanında bir köle olmayı seçebilirdiniz. İşte tüm bunlar bizim rejime karşı başkaldırma nedenlerimiz oldu.
Allah'a şükürler olsun, bereketi üzerimize olsun. İşte Halep... Antik çağın, medeniyetin, özgünlüğün, tarihin kentidir.
Sanayinin Halep'i, Levant bölgesinin incisidir Halep. Siz sadece sokak ve caddelerin fatihleri değil, gönüllerin de fatihisiniz. Halep kendi insanlarını barındırır. Siz bizdensiniz, biz sizdeniz, biz sizlerin çocuklarıyız. Ülkemiz bizimdir ve tabii ki sizindir. Askerî operasyonlar biriminin ve komutanlarımızın kesin talimatıdır: Kimseyi baskılamak yok.
Hangi mezhep ve inançtan olursa olsunlar, kimsenin malına zarar vermek yok. Bu kurallar sadece Müslümanlar için değil, buradaki herkes için geçerli. Hristiyanlar, Ermeniler ve Halep'teki tüm mezheplerden insanlar için de... Onlar Suriye'nin halkıdır, buranın insanıdır. Kanları, canları, malları dokunulmazdır."
"Kimse başka bir amaç için onların yanına yaklaşamaz. Allah'a şükürler olsun, bu gerçeklere ışık tutan bir dinimiz var. Bu din Hazreti Muhammed'in dini. Ömer bin Hattab'ın, Ömer bin Abdülaziz'in, Salahaddin'in dinidir. Bizler Selahaddin'in komşularıyız. Biz bir mesajın, bir çağrının taşıyıcılarıyız. Bizim paralı milislerimiz yok, aramızda suçlular yok.
Biz kana susamış değiliz, mevkiye veya şöhrete susamış değiliz, asla. Önümüzde büyük bir hak var. Hepimiz birlikte, ülkemizi inşa edeceğiz. Özgür bir Suriye... Tüm Suriyeliler için bir Suriye...
Bugün Suriyeliler dünyanın dört bir yanına göç ettirilmiş durumda. 12 milyondan fazla Suriyeli yerlerinden oldu. Bu insanlar Ürdün'deki Zaatari Kampı'nda, Lübnan'da ya da Türkiye'de bile utanç içinde yaşıyorlar. Avrupa'da bile öyle...
İnsanlar yoruldu, bıktı. Sığınmacı oldukları için hep aşağılandılar. Ülkelerini terk ettikleri için aşağılandılar. Bazı toplumlar tarafından istismar edildiler, onlar ırkçı saldırılarla karşı karşıya kaldılar.
Bu mezhepçi çete, bu insanların kadim ülkelerinde onur ve gururla yaşama haklarını ellerinden aldı.
İşte kardeşlerim, Allah'a şükürler olsun ki kanımızla, canımızla bu toprakları ve sizleri özgürleştiriyoruz. Bizim sizin malınızda, geçiminizde, topraklarınızda, hiçbir şeyinizde gözümüz yok."