Erdoğan, yaptığı açıklamada kullandığı “Müzikle ilgili sınırlamayı 24.00'e çekiyoruz. Kusura bakmasınlar, gece kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok” sözlerinden sonra seküler kesimden “İktidardan yaşam hakkına saldırı” naraları atılmaya başlandı.
Bu naralarında en ilginci ise Ahmet Kaya’nın bir ödül töreninde “Kürtçe bir şarkıya klip çekeceğim, bunu yayınlayacak yürekli bir kanal arıyorum” sözlerine karşı arkasına aldığı bir gürüh ile birlikte 10. Yıl marşı eşliğinde çatal bıçak atarak linç girişiminde bulunan Mahsun Kırmızıgül’den geldi.
Mahsun Kırmızıgül, herhalde bulunduğu pozisyonu unutarak veya unutturarak şu cümleleri sosyal medya hesabından paylaşabildi:
“Bir partinin düşüncesi üzerine müzik yasaklanamaz. Müzisyenlerin hayatları ile oynamaktan vazgeçin. Evine ekmek götüremeyerek intihar eden onurlu müzisyenlerin yanındayım. #kusurabakıyoruz. Müzisyen arkadaşlarımız zor durumdayken, sanatçıların açıkça tepki göstermesi gerekiyor”
Bu ülkede kendini özgürlük yanlısı gibi gösteren faşist zihniyetli bir kesim tarafından bir partinin düşüncesi üzerine müzik engellenemiyor ama bir müzisyenin kullandığı dil üzerine kendisi linç edilebiliyor nasılsa.
Ahmet Kaya'ya linç gecesinin aktörlerinin "Özgürlük" söylemleri ne kadar samimi okuyucularımız karar versin.