HAKSÖZ-HABER
Taraf dünkü kendinden emin manşetini bugün bir parça yumuşatmış ama zihin bulandırma çabasını sürdürüyor.
“Ahmet’in Ölümünde Üç Şüphe” manşetiyle verilen haberde bazı ufak tefek soru işaretleriyle birlikte olayın cinayet olduğu iddiası kuvvetli ihtimal olarak öne çıkartılıyor.
Dün “12 İmamların Katar’ına uğurlanan” Ahmet Atakan’ın kardeşi üç şüpheleri olduğunu belirtmiş. Süleyman Atakan şunları söylüyor: “Üç şüphemiz var. Kardeşim ya öldürüldükten sonra aşağı atıldı. Ya polis vurdu düştü ya da dengesini kaybedip düştü. Dengesini kaybedip düştüğüne inanmıyoruz.”
Peki, bu sözlerin anlamı açık değil mi? Burada aslında üç ihtimalden mi, yoksa sadece iki ihtimalden mi söz ediliyor? Dengesini kaybedip düştüğü iddiasına inanmadıklarını açıkça belirttiğine göre bundan söz etmenin hiç gereği kalmıyor. Bir nevi “Bana kardeşimin öldürülmediğini söyletemezsiniz!” durumu yani!
Dün vurulma anını gördüğünü iddia eden Halkevleri Başkanı Eylem Mansuroğlu hafif çark etmiş ve vurulma anını görmediğini söylüyor. O zaman dün gördüğün neydi sorusu da havada kalmasın diye olaydan beş dakika önce Ahmet’i gördüğünü falan söylüyor.
Buna karşın Tolga Ocak adlı görgü tanığı ise olay anında Ahmet ile yan yana olduğunu, akrep tabir edilen polis araçlarından atılan gaz fişeğiyle Ahmet’in vurulduğunu bizzat gördüğü iddiasını sürdürüyor.
Bu durumda “görgü tanığı” yalan söylemeyeceğine göre akla Ahmet’in aynı anda iki farklı yerde olabileceği ihtimali geliyor. Hatay yöresinin evliya, pir ve benzeri eşhasın yoğun olduğu bir belde olduğu bilindiğinden bu ihtimalin de pek yabana atılmaması gerektiğini not edelim!