Ahlaki üstünlüğümüz en büyük gücümüz olmalı!

M. Garip Tanyıldızı, 15 Temmuz'un yıldönümünde ideolojik çevrelerin iktidara yaklaşımındaki sakatlıkları analiz ederken ahlaki esas alan bir perspektife duyulan ihtiyacı vurguluyor.

Mehmet Garip Tanyıldızı / Akşam

Alçakça yollardan iktidara ulaşmak isteyenler üstüne

"Yurttaşlarını öldürmenin, dostlara ihanet etmenin, acımasız, inançsız ve dinsiz olmanın adı erdem değildir. Tüm bunlar insana hükümdarlık kazandırabilir ama san kazandırmaz." (Machiavelli – Hükümdar – Alçakça Yollardan Hükümdarlığa Ulaşanlar Üstüne)

Siyasal eylemin amacı iktidarı ele geçirmek midir yoksa sosyal yapıyı ideolojik amaçlar doğrultusunda şekillendirmek midir?

Eğer topraklarını genişletmek isteyen bir eski zaman hükümdarı veya derebeyinden söz etmiyorsak bu sorunun cevabı açıktır.

Bir siyasal aktör toplumsal değişimi arzulamıyorsa veya mevcut yapıya yön vermeyi amaçlamıyorsa siyasal anlamını yitirmiştir.

Dolayısıyla siyasal eylemliliğin amacının temelde ideolojik olması gerektiğini söyleyebiliriz.

Bununla birlikte, siyasal amaca ulaşmak için muayyen araçlara sahip olmak siyasal aktörler kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Bu yüzden iktidarı ele geçirmeyi amaçlamak her siyasal aktörün en doğal hakkıdır.

Bu noktada, girişte alıntı yaptığımız Machiavelli'nin ismi üzerinde yoğunlaşan bir soru gündeme geliyor.

Amaçlar araçları mübah kılar mı?

Hükümdar(Il Principe) veya başka bir kitabında yazdığına dair bir delil olmasa da Machiavelli'nin siyasal egemenlik düşüncesini desteklediğine yönelik hakkında genel kanı bulunan "Amaca giden her yol mubahtır." cümlesi ahlaka karşı çıkarı önceleyen yaklaşımı temsil ediyor.

Öncelikle, sözünü ettiğimiz siyasal aktörün meşru, amaç olarak ortaya konan şeyin mübah olduğunu varsayalım.

Meşru ve mübah bir amaca sahip siyasal aktör için ahlak bir zorunluluktur.

Ahlak meşruiyeti sağlar.

Meşruiyet ahlakı beraberinde getirir.

Başka bir deyişle ahlaksız hiçbir amaç meşru ve mübah görülemez.

Meşru bir siyasal aktör iktidarı ele geçirme amacına ulaşmak için mübah olmayan bir araç kullandığında ahlakını, dolayısıyla meşruiyetini, neticede kimliğini kaybeder.

Artık, ilk başladığı benliğinde değildir.

Politik zeminde başarı meçhul, hezimet muhtemeldir.

Başarıya ulaşsa bile yaşadığı kendi anlamını ortadan kaldıran bir Pirus zaferidir.

Yenilgiden beterdir.

Ahlakından ödün vermeyerek güçlü olmak ve başarıya ulaşmak zordur.

Bunu ancak gücü ahlakında olanlar başarabilir.

Yorum Analiz Haberleri

Görsel kültürün fıtrata etkisi
Ümmetin ihyasında öğretmenlerin rolü
Kâbe acilen bu müptezellerin elinden kurtarılmalıdır!
“İsrail neden bir haydut devlettir?”
CHP ile laiklik anlayışınız farklı, peki Anıtkabir anlayışınız aynı mı?