Ahlakı tahfif eden siyasal hayat çürür ve çürütür

Kenan Alpay, Kurban Bayramı'nın son gününde siyaset ve ahlak ilişkisi üzerine önemli hususları hatırlatıyor...

“Güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilen” Hz. Muhammed Mustafa’nın (a.s.) ümmeti olarak kendimize sormamız gereken çok esaslı ve çok acil bir dizi soru var. Hikmet ve adaletle ama muhakkak ki ibret alıp kendimizi ıslah etmemiz maksadıyla muhasebesini yapmamız gereken derin bir mazimiz, içler acıtan bir halimiz var. Bütün bir insanlığa örnek ve ümit olması gereken bir ümmet nasıl oldu da kendisine yabancılaştı, kurtuluş reçetesi sayıp örnek almak üzere kimi seküler modellerin peşine düştü ve ümit dilenecek kadar özgüvenini kaybetti? 

Evet, Fas’tan Endonezya’ya, Bosna’dan Doğu Türkistan’a kadar uzanan geniş bir coğrafyada hatta Amerika’dan Afrika ve Uzak Asya’ya değin hemen her ülke ve bölgede asırlardır Müslüman halklar yaşıyorlar. Lakin özellikle son iki yüz yıldır sadece siyasi ve iktisadi açıdan değil ahlaki ve kültürel açıdan da etkin ve cazip olmaktan uzak, edilgen ve yeterince ilgiye değer bir varlık arz edemiyorlar. Bütün bölge ve toplumların durumu aynı değil elbette. Çünkü kimi bölgelerde nimetler içerisinde şımarıp azmış toplumlar kimi bölgelerde ise yokluk ve zulüm altında inim inim inlerken dahi İslami kimliğini muhafaza ederek direnen toplumlar var.

Yazının devamı

Haber Haberleri

Suriye yeni bir hikayeye başlarken bize düşen sorumlulukların farkında olmalıyız!
Sistematik bir katliamı "Bahane" olarak görme hezeyanı
Türkiye’deki Suriyeli muhacirler Halep’e dönmeye başladı
Şeyho Duman vefat etti
BM temsilcisine Hamas protestosu