Yunus Emre Özdemir / Yeni Akit
Çağdaşlık dediğiniz şey “namussuzluk” mu yani?
Bir yanda 23 Nisan kutlamaları adı altında çocukları, öğretmenleri tarafından zorla giydirilen ve bacaklarını tümü ile çıplak bırakan giysilerle teşhir eden ahlak dışı etkinlikler..
Diğer yanda ülkede “profesör” ünvanıyla tanınan, kamuoyuna mal olmuş bir şahsın “Benim namus falan gibi kavramlarım yok.” sözleri..
“Çağdaş” olduklarını iddia edenler, toplum ahlak yapısından ne kadar uzakta olduklarını ortaya koyuyorlar..
Kendi tanımlarına göre, çağdaşlıkta “namus falan gibi kavramlara” yer verilmiyor..
Prof. Dr. Celal Şengör..
Türkiye onu Fatih Altaylı’nın yayınlarında tanıdı..
O yayınlardan birisinde, üniversitedeki kız öğrencisini nasıl taciz ettiğini anlatmıştı.. Burada anımsatmaktan dahi hicap duyacağım o konuşmasını izlediğimizde, Celal Şengör’ün başkalarının namusuna değer vermediğini anlamıştık..
Meğer ise kendi açısından da değersiz bir kavrammış “namus”..
Boynuna taktığı papyonu, sözde modern görünüşü onu “çağdaş” yapıyor.. Laikçilerin en sevdiği simalardan birisi..
Katıldığı bir Youtube yayınında, “kızım olsa” diyerek başladığı konuşmasında, “namus” denilen değerin kendisinde olmadığını ağzıyla itiraf ediyor..
Celal Şengör’ün her yeni çıkışı bir önceki ahlak dışı sözlerini aratıyor..
En son yaptığı, “Acaba bundan daha kötüsünü de duyacak mıyız?” dedirten konuşması şöyle:
Benim bir kızım olsaydı, bir adamla yatsaydı.. Ona söyleyeceğim tek şey şöyle olurdu: ‘Aman dikkat et herifin AİDS falan olmasın’. Ona bunları söylerdim. Benim namus falan gibi kavramlarım yok. Bir kadının gidip seni boşayıp başkasıyla evlenmesi senin kızının başka bir erkekle yatıp kalkması senin namusuna nasıl dokunuyor. Bu namus nedir yahu ben bunu anlayamıyorum?”
Gerçekten bundan daha rezilini duyup duymayacağımızı merak ediyorum.. Profesör ünvanıyla bu şahsın ekranda yer almasını da toplum ahlak yapımız için bir “zehirli ok” kadar tehlikeli buluyorum..
Bu “namus” kavramı olmayan bir profesör..
23 Nisan’da da benzer eğitimcilerin okullardaki rezil etkinliklerini seyrettik..
Yarı çıplak giydirdikleri kız çocuklarına özendirilen “sözde çağdaşlık”.
Yine sapık ruhlu bir eğitmenin görenleri hayrete düşüren kareografisi..
23 Nisan’da çocuklarına dayatılan “yarı çıplak” kıyafetleri giydirmek istemeyen, kızlı-erkekli dans kareografilerine katılmasına itiraz eden velilerin büyük çoğunluğu, okul yönetimlerinden çekindikleri için bunu gündeme getiremiyorlar.. Şikayetçi olduklarında çocuklarının eğitiminin bir şekilde sekteye uğrayacağından endişe ediyorlar..
Maalesef kafamızı kaldırıp baktığımız her noktada “ahlaksızlık iktidarını” görüyoruz..
Türk toplumunun ahlak yapısına dinamit döşeyen sosyal medya platformları, televizyon dizileri.. 28 Şubat artığı sözde çağdaş zihniyetlerin mide bulandıran yaşam tarzlarını dayatmaları..
“Çağdaşlık, çağdaşlık” diye diye geleceğimizin teminatı çocuklarımızı da kendi kirli zihinleriyle yetiştiriyorlar ve biz buna “dur” diyemiyoruz..
Ama onlar söz konusu Kur’an-din eğitimi olduğunda topyekün ses yükseltiyorlar.. Küçük marjinal bir grubun gürültüsü milyonları bastırıyor.. Biz ise iktidar olduğumuzu iddia ediyoruz..
Sessiz kaldıkça daha çok rezil etkinlikler göreceğiz..
Celal Şengör gibilerin ahlaksız sözlerini daha çok işiteceğiz..