Demek ki, bu bir mizaç meselesi.
-Lav silahına “Boru bu” diyordu,
-Belgeye “kağıt Parçası” diyordu.
Bir Genel Kurmay başkanını silahlı terör örgütü yöneticisi olarak suçlayamazsınız diyordu.
Tamam peki bunlar ne?
Silopi Görümlü Jandarma taburundaki kazılarda da insanlara ait kemik parçaları bulundu. Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Görümlü köyünde 1993 yılında askerler tarafından gözaltına alınıp karakola götürülen ve kendilerinden bir daha haber alınamayan 6 köylüyle ilgili bir hikaye bu. 13 Mayıs 1993 tarihinde çıkan bir çatışma sonucu iki askerin şehit olduğu iddia edildi. 14 Mayıs günü Görümlü’ye bağlı Derecik mezrasına gelen JİTEM, köy imamı İbrahim Akıl, Süryani baba-oğul Hamdin ve Hikmet Şimşek, Şemdin Cülaz, Salih Demirhan, Halit Özdemir ve Abdurrahman Kayek köylerinden alıp götürdü. Ve bir daha kendilerinden haber alınamadı.
Bir tanık “Sonra komutanın emriyle beş subay, köylülerin ayaklarına kurşun sıkmaya başladı. Daha sonra Land Rover marka jeepin arkasına altı kişiyi ayaklarından iplerle bağlayıp, taburda baş aşağı süründürmeye başladılar. Komutanın emriyle, karakolun hemen arkasında araba parkı olarak kullanılan garajın hemen ardındaki yamaçta birkaç askere toprak kazdırıldı. Görümlü çayına doğru bu kişiler gömüldü.” diye anlatıyor olayı..
Bu olay da sadece bir hikaye mi? Binlerce faili meçhul var daha..
Milliyet durup dururken, bu tür haberler yapmakla markalanmış muhabirine, bir takım faili meçhul cinayetlere, hayali bir fail uydurarak, onların yeniden aktif hale geldikleri haberini yaydı. “Kudüs Ordusu” diye bir örgüt adına, birileri demek yeni bir takım tezgahlar hazırlıyorlar..
Güya Mumcu, Kışlalı, Üçok filan hepsi bu örgütün işi..
Milliyet nasıl böyle bir kirli oyuna alet oluyor. O kişi nasıl böyle bir habere imzasını atabiliyor? Birileri kendilerini çok akıllı, alemi akılsız mı sanıyor acaba..
Diyarbakır’da, tarihi İçkale bölgesindeki restorasyon çalışmaları sırasında bulunan insan kemikleri savcılık tarafından incelemeye alındı. Kazılarda ortaya çıkan 15 kişiye ait kemik ve kafatasları adli tıp kurumuna gönderildi. Bölgede kazı çalışmaları devam ediyor. Burada da yine JİTEM suçlanıyor. Hani şu Koman’ın “yok” dediği yapı.. BÇG, JİTEM bunlar hepsi aynı kirli oyunun birer parçası..
Bunu yapan bir subay olamaz. Canı pahasına, yurttaşlarının canını korumakla görevli biri nasıl bunu yapabilir?
Evet yapmamalı, ama yapmış işte biri..
Balyoz darbe planı, Ergenekon, ses kayıtları..
Gerçekleşen darbeler ve darbe sonrası işlenen cinayetler, işkenceler..
Menderes’e asma emir veren de bir Genel Kurmay başkanı değil mi idi?
Demek ki, Genel Kurmay Başkanları da suç işleyebiliyor..
İlk ve tek isim değil Başbuğ. Yakında GKB için özel bir koğuş açmak gerekebilir. En azından Büyükanıt ve Karadayı herhalde şimdiden valizlerini toplamaya başlamış olmalılar.. Genel Kurmay 2. Başkanları da dahil edilirse bu işe, Çevik Bir’i de yazabilirler listeye..
Başbuğ kendine yazık etti.. Şansını kötü kullandı.. Şimdi başkalarını suçlamak yerine “Ben nerde yanlış yaptım” diye sormalı kendi kendine.
Tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi.. Yüce Divan’da yargılanma talebi de..
Şimdi yeni açılacak davalarla hakkında yeni soruşturma dosyaları da oluşturulabilir..
Alttakiler onun adını, o Büyükanıt’ın adını verdi. Birileri, dışarıdaki işleri içeriden rahat bir şekilde yönettiklerini söylese de, bu işler, bundan sonra o kadar kolay olmayacak..
Birileri emeklileri de göreve çağırmış durumda.. Özelikle içeriden bilgi sızmasına karşı ciddi bir pres uygulamaya çalışıyorlar..
Ama artık kritik eşik aşıldı.. Başbuğ’un tutuklanması bu açıdan bir milad..
CHP de artık kolay kolay bu kişilerin avukatlığını üslenemeyecek. Bunun siyasi olarak kendilerine getirdiği ağır maliyetin farkındalar.. Zaten artık CHP bundan sonra kendi iç sorunları ile ilgilenecek. CHP kendisi himmete muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede.
Süreç hızlandı. Gelecek günler hem içeride, hem dışarıda önemli gelişmelere gebe.
Selam ve dua ile.
YENİ AKİT