Ah!

Abdurrahman Dilipak

3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, Ergenekon davasının şüphelisi oldu.. Hani şu şehrin içinden tank geçiren paşa..

İfade vermeye gitmiyor. Gitmediği sürece de bu şüphe daha da derinleşecek.. Bir hafta daha süre verildi kendilerine..
Deniz Kuvvetleri komutanI da yanıldı. Canlarını bana siper eder dedikleri kişilerin komploları deşifre edildi ve şüphelilerin evinde yapılan aramada, suikast planı ile ilgili belgeler, silahlar ve patlayıcılar ele geçti..
DKK ya gerçeği biliyordu söylemedi, ya da gerçeğin farkında değildi. Her iki durumda da kariyeri için hiç de iyi bir durum değil bu.. Hele hele bir hukuksuzluğun üstüne gidenleri, bir cinayet şebekesini ortaya çıkarmaya çalışanları tehdit eden bir üslubla söyledikleri, hep akıllarda kalacak..
Paşanın kendi şüpheli cellatlarını alkışlamak istemesini anlamak bana pek kolay gelmiyor.. Sakın bu suça ve suçluya yardım ve yataklık anlamına kullanılmasın. Bu iş yeni bir “bizim iyi çocuklar” vakasına dönüşmesin!
Bunlar hiç gazete okumuyorlar galiba.. Daha önce yazılmadı mı bunlar, söylenmedi mi, inkar edilecek her gerçek için yeni bir belge konacak masaya, yeni bir tanık çıkacak.. Mızrak çuvala sığmıyor paşam..
Bu tür öfkeli açıklamalar, keskin sirke, biraz da suçluluk psikolojisinin tezahürü gibi algılanıyor toplumda. Yani açıklama sahiplerinin gayesine hizmet eden tepkiler değil bunlar..
Hatta toplumda şöyle bir kanaat oluşuyor: İnsan kendi celladını aklamaya çalışır mı? Demek ki, birileri de onlara karşı tertip içinde. Onları korur gibi yaparak aslında, birileri, kendi aralarındaki örtülü çatışmayı gizlemeye çalışıyor. Çünkü taraflardan biri deşifre olursa, öteki kanat da ortaya çıkacak.. Öteki tarafI korur gibi görünürken, birileri, kendi adamlarını korumaya çalışıyor.. Hafta hareketli başladı. Erzincan savcısının evine ve makamına da baskın yapıldı.. Ve savcı tutuklandı.. Ergenekon soruşturması kapsamında İzmir'de Foça Çıkarma Gemileri Komutanı Tuğamiral Mehmet Fatih İlhan ile Ege Ordusu Kurmay Başkanı Tümgeneral Ömer Paç'ın ifadeleri alındı. Kozmik odaya girmek isteyen savcıya engel olunmaya çalışıldığı haberleri geliyor. HSYK’da Erzincan savcısı ile ilgili bir gerginlikten söz ediliyor..
Çetin Doğan’ın başına gelenleri de biliyorsunuz. Yaveri konuştu ve Paşa sustu! Bunların Atatürkçülükleri bile sahte imiş, eğer iddialar doğru ise..
Sultanbeyli eski Kaymakamı ne yapıyor acaba şimdilerde.
Sahi, faili meçhuller konusunda TBMM yeni bir soruşturma başlatırsa, bu sefer de Koman Paşa gitmiyorum diyebilir mi?
Cevabını bekleyen o kadar çok soru var ki!
Sahi, o Çanakkale’de bir trafik kazası sonucu ele geçirilen muvazzaf subaylar nereye gidiyorlardı? Sakın, kaza yollarını kesmeseydi, durumdan vazife çıkartıp İstanbul’a iş bitirmeye gidiyor olmasınlar bunlar?!.
Bana kalırsa TÜSİAD Başkanı Boyner bazI paşalardan daha akıllıca mesajlar verdi ilk Açıklamasında.. Kuşkusuz daha TÜSİAD’ın katetmesi gereken uzun bir yol var..
Paşalar inkarın bir işe yaramadığını görmeli artık.. Demirel de paşaları kışkırtmaktan vazgeçmeli. Sırasını bekleyen muvazzaf paşalar da..
Birileri maşa varken ateşe el uzatmak yerine, yargıdaki birtakım unsurları harekete geçirme çabalarından vazgeçse iyi olur. Çünkü Erzincan Cumhuriyet Başsavcısının başIna gelenler, onların da başına gelebilir. Artık Türkiye’de, yüzünü hukuka, adalete dönen savcılar var! Dünki, rejimi koruma ve kollama adına emir komuta zinciri içinde hareket eden brifingli savcılar dönemi yavaş yavaş sona eriyor artık..
Hatta ordu içinde bile, militarist darbeci çevrelere karşı olanlar giderek güç kazanıyor..
Ordu içinde bile bu konuda daha makul denecek yeni bir anlayış giderek güç kazanırken, Yüksek Yargıdaki katI tutumu doğrusu anlamakta güçlük çekiyorum.. Mesela TBB ve İstanbul, İzmir Barosu’nun tutumu da önemli.. Bu gerçekler karşısında tüm ülke genelinde tüm avukatların baro seçimlerine daha fazla ilgi göstermeleri, adalet, barış ve özgürlükten yana olanlar, sağ-sol demeden ittifak etmeleri gerekiyor. Belki de bu katI tutumun bu anlamda en olumlu yanI bu olacaktır..
Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Erzincan’da Ergenekon tutuklusu bir astsubayın eşinin sorumluluğunda olan şantiyede bulunan çantadan gizli askeri bilgiler, sabotaj krokileri ve fişlemeler çıktı.. İşe bakar mısınız, polis kozmik belgeleri bu defa şantiyelerden topluyor, bu belgeler, astsubay eşlerinin çantasından çıkıyor..
Her yerden silah, ceset, bilgi, belge çıkıyor.. Ama işin ilginç yanI henüz çekirdek kadroda bir çözülme, konuşma, itiraf yok.. Genelkurmay, suçluların üzerine gitmek yerine, bu bilgilerin, belgelerin, ses kayıtlarının nasıl dışarı sızdığının peşinde.. Genelkurmay koridorları meğer BBG evine dönmüş.. Müthiş bir istihbarat zaafI yaşanıyor.. Herkesi fişleyenler, herkesi dinleyenler, kendilerinin de dinlendiğini, izlendiğini ve bu bilgilerin, hatta kırmızı kitabın bile manken kızların elinde dolaştığının farkına bile varmamışlar..
Ah, benim güzel memleketim!.. Kimlerin eline kalmışız.. Kendileri himmete muhtaç adamlar bir de darbe tehdidi ile, rejimi koruma ve kollamaktan, iktidarI ve toplumu baskı altına almaktan söz etmiyorlar mI?
Öyle ya, ellerinde silah var!.. Peki ya yargıdaki birtakım adamlar. Sakın onlar da tehdit ve şantaj altında böyle davranıyor olmasınlar.. Bu arada, sahi Encümen-i Daniş’in adı artık pek duyulmuyor. Toplanmıyorlar mı artık!
Selâm ve dua ile..
ACİL ve ÖNEMLİ NOT: Sayın Av. Ali Pacci, Vakit gazetesi.. Eruygur hangi doktordan hafıza kaybI ile ilgili rapor aldı ise, lütfen o arkadaşın adını bulalım da, benim için de gerektiğinde bir başvuruda bulunalım. O belgeye de bir ulaşabiliyorsak ulaşalım... Ben de de yaşlılıktan mıdır nedir, hafıza kaybı başladı. İnsanların isimlerini unutuyorum, tarih unutuyorum.. Bildiğim kadarI ile Eruygur paşa çarşıya çıkıp dolaşıyor, dans ediyor, ama savcılığa gidemiyor. O zaman duruma göre, ben de rahatsız olursam Savcı gelip evimde alsın ifademi.. Haberal tecrübesinden de yararlanmak gerek.. Tıb, hukuk için sanık açısından büyük önem taşıyor anlaşılan. Ve bu iş sadece adli tıbba sınırlı değil demek ki.. Madem bu yapılanlar hukuki bir yol, neden olmasın. Bizim için de emsal teşkil eder.. Paşaların izinde bu tecrübelerden yararlanmak lazım.. Netekim Eruygur vakasında olduğu gibi işe de yarıyor bazen demek ki.. Askerlerin hukuk teknikleri ve takdikleri, savunma kariyeri açısından önemli..

VAKİT