Bercan Tutar, Afganistan'da kurulan yağma ve rüşvet düzenine dair bazı isimler ve kurumlardan bahsediyor. İşin içinde sadece Afganistan'daki devrik işbirlikçi hükümet ve ordu değil Amerika'dan Japonya'ya kadar uzanan ve sivil toplum örgütlerinin de rol oynadığı muazzam bir rüşvet çarkının resmi duruyor karşımızda.
Bercan Tutar’ın Sabah gazetesinde yayımlanan yazısı (23 Ağustos 2021) şöyle:
GANİ GANİ GÖTÜRMÜŞLER!
Yıllık gelirin kişi başına 585 dolar olduğu Afganistan'da 160 milyon dolarla Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) kaçtığı söylenen eski devlet başkanı Eşref Gani dışında bir yardımcısının da 51 milyon dolarla Dubai'ye uçtuğu ortaya çıktı. Ayrıca diğer üst düzey bürokratların da bir haftada 231 milyon dolarla kaçtığı tespit edildi. Gani'nin yardımcısının ismi açıklanmazken üst düzey bürokratların yaptığı milyon dolarlık talanlar, halkın ülkeyi soyan Afgan yönetimine neden destek vermediğini ve Taliban'ın ülkeyi hiçbir direnişle karşılaşmadan 12 günde nasıl kolayca ele geçirdiğini de açıklıyor.
PEŞKEŞ ÇEKİLEN KİRLİ KREDİLER
İngiliz Daily Mail gazetesinin Amerikan diplomatik kaynaklarına dayandırdığı raporlarda ülkede adeta bir hırsızlar rejimi kurulduğu görülüyor. Haberde bir banka çalışanının kurduğu naylon firmalar yoluyla ülkenin yıllık gelirinin 12'de biri kadar parayı bakan ve bürokratlara nasıl kredi olarak dağıttığı anlatılıyor. Dünya Bankası verilerine göre Afganistan'ın ekonomisi 19 milyar 996 milyon 141 bin dolar hacme sahip. Aynı banka çalışanı bu peşkeş çekilen kirli kredilerle üst düzey bürokratlar adına BAE'nin Dubai kentinde Palm Jumeriah adasında 160 milyon dolara 35 ultra lüks villa satın almış.
KÜRESEL TALAN SİSTEMİ
Gazeteye konuşan Gert Berthold adlı muhasebeci de ABD ve İngiliz askerlerinin verdiği 106,3 milyar dolar değerindeki 3 bin sözleşmeyi inceledikten sonra vardığı sonucu şöyle açıklıyor: İhalelerdeki her 10 dolardan 4'ü yani yaklaşık yüzde 40'ı Afganlı yetkililere verilen rüşvete gitmiş. Raporda demokrasi inşası adı altında rüşvet ve talan rejimi kuran ABD yerine bütün suç Afganlı işbirlikçilere yıkılmış. Oysa aynı rüşvet ağı ABD ve diğer ülkelerin sözleşmeli personelleri için de geçerli. Berthold'un hesabına göre ABD'nin 20 yılda yaptığı 2 trilyon dolarlık harcamanın 800 milyar doları Afgan ve Amerikalı rüşvetçilere gitmiş. İngiltere, Avrupa, Japonya ve BM'nin milyar dolarları bulan diğer harcamaları da hesaplanınca Afganistan'da küresel çapta bir rüşvet ekonomisinin devrede olduğu ortaya çıkıyor.
ULUS İNŞASI YERİNE HIRSIZLAR REJİMİ
Amerikalı Albay Christopher Kolenda ABD'nin Afganistan'da 20 yıldır demokratik ulus inşası yerine hırsızlar rejimi (kleptokrasi) inşa ettiğini vurguluyor. ABD'nin Afganistan eski özel temsilcisi Richard Holbrooke da 2009'da rüşvet ve yolsuzluk sisteminin Taliban'ın bir numaralı üye devşirme aracına dönüştüğü uyarısında bulunmuştu.
YARDIM GÖNÜLLÜLERİ DE VURGUNCU
İngiliz ve Amerikalı sivil yardım severler ile gönüllüler de işgal rejimin kurduğu rüşvet ve talandan paylarını alıyor. 30 yıldır kriz bölgelerinde çalışan Simon Parry, Daily Mail'e yaptığı açıklamada " Şunu diyebilirim ki yardım kuruluşlarındaki insanlar iyi bir şey için burada değil. Parayı kovalıyorlar" diye özetliyor tabloyu. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nde Afganistan stratejisinin geliştirilmesinde 6 yıl danışman olarak çalışan Douglas Lute da "Vaziyet düşündüğünüzden çok daha vahim" diyerek 20 yıllık bu kirli tablonun sadece buzdağının görünen kısmı olduğuna işaret ediyor.