Öncelikle Afgan halkına genelde ise tüm Müslümanlara seslenen Molla Ömer, Afganistan'da zafere çok yaklaştıklarını ve yakın zamanda Şeriatle hükmeden bir İslam devleri kuracaklarını söyledi.
Molla Ömer'in Ramazan Bayramı mesajının tümü:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Mücahidlere yardım eden, zalimleri ve büyüklenenleri aşağılayan alemlerin rabbi Allah'a hamd olsun.
Salat ve selam; övülmüş olan efendimiz peygamberimiz Muhammed (sav)'e, O'nun tüm ailesine ve ashabına olsun.
Yüce olan Allah şöyle buyuruyor: " Şüphesiz ki Allah kötülükten uzak duranlar ve iylik yapanlarla beraberdir." Nahl/128
Muaz bin Cebel şu hadisi nakletti: "Allah rasulü şöyle dedi; "İslamın başı; kelime-i şehâdettir. Onu ayakta tutan namazdır. Onun(İslamın) en yüksek noktası (zirvesi) cihaddır (Allah yolunda savaştır)." (Tirmizî, sahih bir isnadla rivâyet etmiştir. Hadis no: 2616)
Benim müslüman kardeşlerim ve mücahid halkım.
Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi sizin üzerünüze olsun.
Mutluluk ve bereket günü olan Ramazan Bayramı sebebi ile sizi tebrik ediyorum. Allah; sizlerin oruclarınızı, namazlarınızı, sadakalaranızı, davetlerinizi, cihadınızı ve tüm salih amellerizi kabul etsin.
Bugün; bize cihad meydanlarında ard arda zaferler nasib eden Allah'a olan şükranımızı yenilemek ve sevincimizi göstermek için iyi bir fırsattır. Ülkenin genelindeki mücahidlerin durumlarını iyi bir seviyeye getiren Allah'a hamd olsun. Müslüman halkımızın ve mücahidlerimizin, Allah yolundaki essiz fedakarlıkları ve Allah'ın yardımıyla bir çok bölgedeki işgal geri püskürtüldü .Öyleki düşmanların şehirlerdeki önemli merkezleri mücahidler tarafından vurulur hale geldi. İslam Emirligi Yönetimi eskisinden daha güclü bir hale geldi ve daha fazla kurtarılmış bölgeyi kontrol ediyor. Mücahidlerin safları eskisine göre daha organizeli ve birlik içerisinde.
Merhametsiz düşman; birçok milletin bilinçsiz ve cahil çocuklarını kendi kötü çıkarları doğrultusunda kullanıyor. Bu çocukları savaşta ön cepheye sürüyorlar, kendileri ise arkada duruyorlar.
Polislere, Afgan Ordusu'na ve düşman saflarındaki tüm muhaliflere sesleniyorum; işgalcilerin çıkarları için kendinizi helak etmeyin ve kendi halkınıza karşı savaşmayın. Gelin ve mübarek cihada katılın. İslam Emirliği saflarında, kendi kardeşlerinizle beraber, dünya ve ahiret mutluluğunuz için ortak düşmana karşı savaşın.
Alimlere, kabile reislerine ve sözü geçen herkese sesleniyorum. Her şeyden habersiz olan bu gençlere, düşmandan önce siz ulaşın ve onları bu tavsiyelerime uymaya ikna edin. Babalara, annelere ve akrabalara sesleniyorum; kendi oğullarınızın ve ailelerinizin, dünyada ve ahirette başlarına bir felaket gelmemesi için çaba sarfedin.
Düşman saflarından ayrılanlara iyi muamele etmek, Afganistan İslam Emirliği'ndeki mücahidlerin bir görevidir.
Ey Mücahidler: Onları; sıcak karşılayın, takdir edin, düşmanlara karşı savaşan birer kahraman olmakla ödüllendirin ve cihad saflarına dahil edin.
Allah'a hamd olsun ki, halkın mücahidlere olan güveni ve aralarındaki işbiliği geçmişe göre yeterince arttı. Ben mücahidler adına; vatanını ve dinini seven halkımıza teşekkür ediyorum. Allah'tan; Mücahidlerin yanında onurlu bir şekilde dik duran halkımıza, dünyada ve ahirette mutluluk ve refah vermesini istiyorum.
İslam Emirliğinin diğer faliyetleri de tıpkı askeri alanda olduğu gibi ilerlemekte ve gelişmektedir. İslam Emirliği tarafından bir çok alanda büyük hizmetler sunuluyor. Bu alanlar; eğitim, sağlık, ekonomi, yargı ve adalet, davet ve irşad, kültürel etkinlikler, şehid ve engelli çalışmaları, STK'ların koordinasyonu ve yönetimi, esirlerin durumu ve sivil kayıpların durumu. Allah'tan; bu hizmetleri yapanlara hayırlı ecirler vermesini istiyorum. Daha birçok alanda daha çok gelişmenin olmasını ve yapılan hizmetlerin artmasını temenni ediyoruz.
Bizim talimatımızla görevlerini yerine getiren siyasi bölümümüzün çalışmaları sayesinde İslam emirliği; ülke içinde ve uluslararası arenada önemli bir konum elde etmiştir. Zamanında bize karşı kullanılan bir çok insan, bu siyasi bölümün yaptığı calışmalar sayesinde, iimdi İslam Emirliği saflarında yer almakta. Amerika ile aramızda yapılan başarılı esir takası da, bu siyasi bölümün çalışmaları sayesinde gerçekleşti.
Şüphesiz ki Kabil'deki işgal güçleri, onların yurt dışındaki finansörleri veyerel destekçileri her alanda başarısızlıklarla karşılaştılar. Halkın toprağını ve malını gasp eden bu kişiler, yolsuzluklarla elde ettikleri kamu mallarını da yağmaladılar.
Son seçimlerde yapılan sahtekarlıklar; Kabil Yönetimi'ni ve batılı demokrasiyi halkın gözünde itibarsızlaştırdı. Afgan halkı onların bu hırslarını baştan fark etmişlerdi. Bu yüzden insanların çoğu seçimleri boykot ettiler. Bu seçimin ve onların söylediklerinin sadece insanları kandırmak için atılan sloganlardan ibaret olduğunu anlayan halk; insanların arasına ırksal, dinsel ve coğrafi nefret totumları atılmaya çalışıldığını da fark etti.
Hepimiz görüyoruz ki, Amerika tıpkı geçmişte olduğu gibi seçim adı altındakendi oyununu oynamakta. Gücün istilacıların elinde olduğunu söylemiş ve sonucun bu şekilde olacağını tamin etmiştik. Ülke içindeki müttefikleri Amerika'nın söylediklerine, kendi halkının ve ülkesinin çıkarlarını hesaba katmadan, itaat etmek zorundadırlar.
Afganistan'da asker bulunduran, bu ülkedeki siyasi etkinliğini sürdürmeyi düşünen, askeri merkezlerini devam ettirmek isteyen Avrupa ülkelerine ve Amerika'ya sesleniyoruz ve onlara diyoruz ki; Milli ve dini değerlerine uygun, özgür ve bağımsız bir İslami devlet kurmak isteyen Afganlarla uğraşmayı bırakın. Çünkü onlardan bu hakkı gasbetmeniz sadece zulüm ve insani değerlere tecavüz değil bilakis bu suçun sonucu olarak son on üç seneden beri Afganistan'da gördüğünüz sonuçtan başkası olmayacaktır. Umarız ki siz; yabancı ellerle kurulmuş devleti kabullenmeyen, zillete razı olmayan, özgür ve dinini müdafaa yolunda tarihi hep kahramanlıklar ve cihadla dolu Afgan halkını tanıyabilmişsinizdir. Biz inanıyoruz ki bütün işgal güçleri çıkmadıkça ve özgür bir İslami devlet kurulmadıkça, Afganistan'daki savaş durmayacaktır. Hangi isim altında olursa olsun işgal güçlerinin varlığı savaşın devam ettiği anlamına gelir. Çünkü hiç kimse ülkesinde, işgalçi güçlerin kalmasına tahammül göstermez.
İşgalciler ile güvenlik anlaşması imzalamayı düşünenlere; işgalin uzamasına ve savaşın devam etmesine neden olacak hareketlerden vazgeçmelerini söylüyoruz. İstilacıların ülkemizdeki varlığı hiçbirimize fayda vermez. Savaşın devam etmesi ülkemizin güvenliğine zarar veriyor. Aynı zamanda İslam Devletinin kuruluşuna ve siyasi bağımsızlığa engel oluyor, bölgesel bütünlüğü yok ediyor ve kültürel istilanın yayılmasına ve gelecek nesli helak edecek sebeplerin oluşmasına neden oluyor.
Bizim çabalarımız; İslam Devletini kurmayı ve ülkemizin siyasi bağımsızlığını elde etmeyi hedeflemektedir. Bunu tüm komşu ülkelere ve tüm dünyaya geçmişte temin ettiğimiz gibi tekrar temin ediyoruz. Biz başka ülkelerin iç meselelerine karışmaya veya zarar vermeye niyetli değiliz. Biz de tüm ülkelerden aynı karşılığı bekliyoruz ve bize zarar vermelerini kabul etmiyoruz. Sınır bölgelerindeki tüm mücahidlere sınırları korumalarını ve komşu ülkelerle karşılıklı saygı zemininde iyi muamelede bulunmalarını söylüyorum.
Ortadoğu’daki olaylara ve gelişmelere gelince; küresel güçler, tek amaçları meşru isteklerine ulaşabilmek olan o belgenin insanlarını serbest bırakmaları gerekmektedir. Hakkını arayan insanları terörist olmakla suçlamak, üzerlerine bombalar yağdırmak veya hapishaneleri onlarla doldurmak adelet değildir. Tüm bu engellemeler o insanlarız azimlerini yok etmez.
İsrail’in vahşi bir şekilde yüzlerce Filistinliyi şehit etmesini, yaralamasını ve evlerinden sürmesini şiddetle kınıyoruz. Dünyaya ve özellikle İslam dünyasına sesleniyoruz, onların bu vahşete karşı sessiz kalmaları haksızlıktır ve herkese zarar veriyor. Bölgenin ve tüm dünyanın emniyeti daha da kötüye gitmesin diye bu korkunç vahşeti önlemek için pratik ve hızlı adımların atılması lazım.
İslam Emirliğinin yiğit mücahidleri;
İnsanların refahı için uğraşmak, kalplerini ve gönüllerini kazanmak sizin hem dini hem de milli görevinizdir. Kibirden sakinin! Şeriatın izin verdiği mazeret olmadan silah ve güç kullanmak, insanları tehdit etmek, taciz etmek ve onlara zulmetmek ve mallarına, canlarına ve namuslarına zarar vermek çok büyük bir suçtur. Bunu yapmanın mesuliyetinden ne bu dünyada ne de öbür dünyada kaçamazsınız. İnsanlara karşı davranışınız hoşgörü, tevazu, sabır ve karşılıklı saygıdan ibaret olsun, bencil olmayın. Unutmayın ki Allah bizim dış görünüşümüze bakmayacaktır, kalbimize, amellerimize ve insanlara karşı nasıl davrandığımıza bakacaktır. Mücahidler İslam Emirliğinin hâkim olduğunu bölgelerde adaleti ve emniyeti sağlamak için dürüstçe çaba göstermelidirler. Bölgeyi hırsızlardan, eşkıyalardan ve sabotajcı elemanlardan temizlemeleri ve insanlar için emniyetli, yardımsever ve iyi bir ortam sağlamaları lazım. Cihad operasyonlarında halkın canını ve malını korumak için her türlü tedbirler alınmalı ki, Allah muhafaza kimse zarar görmesin. Sivil Kaza Önleme Bakanlığı görevini ciddi almalı ve sivil kazalarını önlemeli. Mücahidler her zaman sebatımızın ve küresel işgalcilere karşı zaferimizin tek sebebinin Allah’ın ipine (dinine) sarılmamız olduğunu hatırlasınlar. Mücahitler Allah’ın emirlerine, Resulullah’ın sünnetine (sallallahu aleyhi ve sellem) uymalıdırlar ve liderlerine itaat etmelidirler. İkiyüzlülükten, tartışmaktan ve ayrımcılık yapmaktan sakının! Birliği, kardeşliği ve iç güveni sağlayın!
Ey benim mücahid vatandaşlarım:
Şüphesiz ki ülkemiz Allah'ın izni ile özgürlüğünün eşiğinde. Allah; işgalcilere karşı bize nasıl zafer vermişse, yakın zamanda İslam Devleti gölgesinde güvenli bir şekilde yaşamayı da nasip edecektir. Afganistan tüm Afganların paylaştığı ortak bir evdir. Bu halktan her fert bu eve hizmet etmekten mutlu olmaktadır. İslam Emirliği; Afgan halkından herkesin onda kendisini göreceği bir devlet kuracaktır. Hiç kimse kendini bu yapının dışında hissetmeyecektir.
Ekonomi meselesine gelince; İslam Emirliği: tarıma, hayvancılığa, altyapı sistemlerine, gelişme projelerine, teknik sistemine ve dünyanın yardımı ile maden çıkarımına ağırlık verecektir. İslam devleti; ülkesine hizmet ederek toplumun hizmetçisi olacak, adalet ile şeffaflik temelinde; ahlak terbiyesi, eğitim, kültür, sosyal gelişim ve inşaat sektörlerinde insanlara katkıda bulunacaktır.
İslam Emirliği; eğer islami bir devlet kurulursa, hem bu dünyada hem ahirette insanların mutluluğa ulaşacağına inanmaktadır. Bu mutluluk; İslami ilimler, teknoloji ve beşeri ilimlerde kendini güçlendiren ve kendi ayaklarının üstünde durabilen güçlü bir halkı ortaya çıkaracaktır.
İslam Emirliği; kurulacak bir islam devletinde, Müslüman halkını ileri bir seviyeye getirmek için başta temel insani ihtiyaçlar olmak üzere, eğitim ve bir çok alanda destek sağlıyacaktır. İslam Emirliğinin eğitime karşı olduğu iftiralarını kesinlikle reddediyoruz. İslam Emirliği; eğitimin gerekliliğinin dini bir görev olduğuna, İslam tarafından kadınlara ve erkeklere verilmiş bir hak olduğuna inanıyor. İslam devleti bu hakları herkese sağlayacağını garanti ediyor.
Son olarak, Ramazan Bayramınızı bir kere daha kutluyorum. Allah'tan isteğim: Bu mübarek günlerde sizlere; yakınlarını kaybetmiş perişan ailelere yardım edebilmenizi, yetimlere merhamet göstermenizi, şehidlerin, mahkûmların ve mültecilerin ailelerine yardım etmenizi, mahkûmları ve yaralıları ziyaret etmenizi, onları takdir etmenizi ve onlara yardım etmenizi nasip etsin. Allah sizlerin ve bizlerin salih amellerini kabul etsin.
Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun.
İslam’ın Hizmetçisi Müminlerin Emiri Mücahid Molla Muhammed Ömer
Kaynak: İncanews