Afganistan işgal edilirken, ne yazmışlardı?

Medyada Afganistan işgaline alkış tutup teşvik eden nüfuz casusları Tamer Korkmaz'ın yazısında anlattığından şüphesiz daha fazlasını yapmıştı. Aradan 20 yıl geçmesine rağmen isimler hala medyada boy göstermeye devam ediyor. 

Tamer Korkmaz YeniŞafak'taki köşesinde ABD ve NATO güçlerinin yenildiğini hazmedemeyen kişilerin bir zamanlar nasıl da ABD seviciliği yaptığını aktarıyor. 

Sayın yolcularımız, lütfen kemerlerinizi bağlayınız, tam yirmi yıl öncesine uçuyoruz!

*

İlk olarak, medyamızdaki Jack Nicholson sahne alıyor, yani Güneri Cıvaoğlu:

“Milliyet’te yayınladığımız anket, Türkiye’de kamuoyunun nabzını yansıtmakta…

Türkiye’nin yüzde 74’ü, ABD’nin Afganistan’a operasyon düzenlemesine karşı…

Yüzde 64’ü ise Türkiye’nin hiçbir şekilde bu sürece karışmaması görüşünde…

Ama Türkiye toplumun duygusal eğilimleri ile değil, stratejik yararları doğrultusunda yönlendirilmelidir”

(Milliyet, 20 Eylül 2001)

DİKKAT, DİKKAT…

Güneri Cıvaoğlu’nun aslında kast ettiği; namı hesabına “etki ajanlığı” yaptığı ABD’nin stratejik yararları idi!

*

İki gün sonra (22 Eylül 2001) Milliyet’teki köşesinde şöyle yazmıştı:

“Yirmi Birinci Yüzyıl savaşlarının tarafları; İnsani Değerler ile ‘Yeni Çakallar’ diye anılan ‘Terör’ olacak. Gri bölgeden çıkıp saflarımızı daha net şekilde ortaya koymalıyız.”

*

Güneri Nicholson’ın, Terör’e karşı “İnsani Değerler” safına yerleştirdiği ABD; Afganistan’da üç buçuk milyon masum insanı katletti.

EVET, MİLYONLARCA SİVİLİ ÖLDÜRDÜ

İkinci sırada, bütün hücreleriyle Amerikancı Sedat Sertoğlu’nun yazdıkları var.

Mister Sertoğlu, 21 Eylül 2001 tarihli Sabah gazetesinde bakınız ne demişti:

“Ankara, Başkan George Bush’a mektup gönderecekmiş. Yani istida verecek. Komik olmanın âlemi yok. Üstelik mektupta ABD’ye ‘Aman sivillere dikkat’ denecekmiş…

Adamlar sersem ya: Böyle bir ifade Amerikan yönetimine hakaret anlamına gelir efendiler…

Yani, adamlar kalkacak ve Afganistan’da milyonlarca kişiyi öldürecek mi sanıyorsunuz?

Bu kadar sersem mi, Bush yönetimi?

Bize göre mektuba gerek yok. Bir çuval inciri berbat edeceksiniz…”

KRALDAN ÇOK KRALCI

Üçüncü olarak, Güneri Nicholson için “Büyük Gurumuz” diyen Ertuğrul Özbuş yer alıyor.

18 Eylül 2001 tarihli Hürriyet’te aynen şöyle diyordu:

“Bu olayı, ‘Terörist ile ABD arasında bir kan davası gibi görme’ yanlışına düşmeyin.

Bu; hepimizin, hatta başkalarından daha çok bizim işimiz diyorum.

O yüzden ya biz kazanacağız, ya da o…

Arada kalan pısırıkların kurmak istedikleri hayal vahasının bir bombalık canı var…”

*

“Kraldan Fazla Kralcı” Ertuğrul Özbuş, dört gün sonrasında da şöyle yazmıştı:

“Önümüzdeki olay, Müslümanlık-Hıristiyanlık kavgası değildir.

Bu, demokrasi ile terörün savaşıdır.

Bu konuda bitaraf kalınabilir mi?”

(Hürriyet, 22 Eylül 2001)

ÖYLE DEĞİL, BÖYLE

Ertuğrul’un “Sevgili” Busht’u yani dönemin ABD Başkanı Dabılyu; 16 Eylül’de (2001) yaptığı açıklamada 11 Eylül Saldırılarına karşı “Haçlı Seferi” başlattıklarını ilan etmişti!

*

Aslında, nedir?

El Kaide’nin terörüne karşı savaş açtığını söyleyen Amerikan Devletinin, kendisi bir Terör Devletidir.

ABD’nin “demokrasi” söylemi, illüzyondan ibarettir.

“El Kaide” CIA operasyonunun kod adıdır!

EN BABA İTİRAF

İtalya eski Cumhurbaşkanı Francesco Cossiga, Aralık 2007’de Corriere dela Serra gazetesine aynen şöyle demişti:

“11 Eylül 2001 saldırılarının CIA ve MOSSAD tarafından yapıldığı gerçeği, dünyadaki bütün istihbarat örgütlerince biliniyor.

11 Eylül, İslam dünyasını suçlamak ve Batılı güçleri Irak’a ve Afganistan’a müdahaleye tahrik etmek için planlanıp gerçekleştirilmiştir...”

*

İtalya’nın önde gelen Gladio baronlarından olan Sinyor Cossiga’nın (1928-2010) bu sözleri, İtirafın Babası hükmündedir!

MEDYAMIZIN SAVAŞ GÜNAHLARINA DEVAM

Afganistan’ın, Haydut Devlet ABD tarafından işgalini çılgınca destekleyen/alkışlayan İşbirlikçi Medya’nın heyecanla beklediği haber 7 Ekim’de (2001) gelmiş; Terör Devleti ABD’nin Afganistan işgali başlamıştı.

*

Gazeteci Rahmi Yıldırım’ın “Dördüncü Ordu: Medya” adlı kitabında (Karınca Yayınları, 2010) şu satırlar yazılıdır:

“Amerikan Ordusunun bombaları Afgan halkının üzerine yağarken, Türk medyasının psikolojik savaş bombaları da halkın zihnine yağdı…

ABD’nin saldırısı, televizyonların canlı yayınlarında “Kabil, bombaların ışıltısıyla aydınlanıyor” gibi ifadelerle güzellenerek duyuruldu.” (Sayfa: 176)

‘İLİŞTİRİLMİŞ MEDYA’ BOMBARDIMANI

8 Ekim (2001) tarihli Hürriyet, Sabah ve Milliyet; manşetlerinden Afganistan’a “füze yağdırma” yarışına girişmişlerdi!

ABD, Kabil’i bombaladıkça; Sam Amca’sının Medyası coşuyordu!

Uydurma gerekçelere dayalı bu işgali, güya “meşrulaştırmaya” çalışıyorlardı.

Mesela, Radikal’in Yayın Yönetmeni İsmet Berkan; Haydut Devlet ABD’nin Savunma Bakanı Rumsfeld’i tanık gösterip “Hedefin Afganistan’ı işgal etmek olmadığını” söylüyordu!

“MÜTHİŞ!” KEHANET

Finali, Ertuğrul Özbuş’la (2021’de Özbaydın) yapalım:

“Merak etmeyin; Afganistan, öyle Vietnam falan da olmaz…” (Hürriyet, 2 Kasım 2001)

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!