Adınızı değiştirin, “Cehaleti Sevenler Derneği” yapın!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Cumhuriyet gazetesinde bir ilan..

 “İlköğretim’de çocuğu olan Anne-babalar” diye başlık atmışlar...

İlk cümlesinde ise, “Dördüncü sınıftaki çocuğunuza ‘ARAPÇA’ öğretilecektir” ifadesi yer alıyor.

Yok canım..

“Bir dil, bir insan. İki dil, iki insan.. Çocuklarının bir dil daha öğrenmesini isteyenler, ilköğretim müdürlüklerine müracaat etsinler” demiyorlar, ilanın devamında..

Tam aksine, yobazlıklarını ele veriyorlar..

Cehaleti ne kadar sevdiklerini ifşa ediyorlar..

Kinlerini şöyle kusuyorlar: “Yazması ve okunması son derece zor ve sorunlu olan ‘ARAP’ harflerinin ilkokul çağındaki çocuklara öğretilmesinin tek amacı vardır: ATATÜRK’e ve DEVRİMİ’ne karşı kuşaklar yetiştirmek!..”

Yaaa.. İşte böyle..

Yazması ve okunması son derece zormuş.

Onun için karşı çıkıyorlarmış..

Ama; esas sebep, Arapça öğrenerek, devrimlere karşı bir kuşak yetiştirilmek istenmesi imiş!

İlanı veren kim?

Kadın Araştırmaları Derneği..

Derneğin isminde bir sorun olmalı.

“Cehaleti Sevenler Derneği” daha yakışırdı, bu ilanı verenlere..

Her ne ise..

İlanın devamına bakalım..

Kinlerini kustuktan sonra, taleplerini de şöyle ifade ediyorlar: “Çocuklarımızı, dolayısıyla ülkenin geleceğini korumak için ‘ARAPÇA' öğretimine karşı çıkmalıyız. Daha fazla gecikmeden!”

İşte kafa bu..

Daha doğrusu, “nato kafa, nato mermer” diyebileceğimiz taş kafa bu!

Arapça öğretiminin engellenmesi ile ülkenin geleceğini korumak arasında ne bağlantı olabilir ki?

Öğrendiğiniz, bir dil..

İngilizce’yi öğreniyorsunuz.

Almanca’yı öğreniyorsunuz.

Fransızca’yı öğreniyorsunuz.

Hatta, sadece haftada iki-üç saatlik bir öğretim de değil.

Matematiğinden Fen Bilgisi’ne kadar, tüm dersleri bu yabancı dillerle yapan okullarımız bile var..

Yukarıdaki ilanı veren derneğin yöneticilerini araştırın. Hemen hepsinin çocukları, zaten o okullara gidiyorlar.

Yani kendi çocuklarına, Kurtuluş Savaşı’nda göğüs göğüse savaştığımız Fransızlar’ın dilini öğretmekten, hatta o dilde tüm dersleri görmelerinden gocunmuyorlar..

Bizi sinsi tuzaklarla altetmek isteyen İngilizler’in dillerini, çocuklarına öğretiyorlar..

Kötü polis rolü ile, bizi savaşa çeken Almanlar’ın dilini öğretiyorlar..

Ama; yüzyıllarca dostluğumuzu sürdürdüğümüz, milyarlarca dolarlık ekonomiye sahip Araplar’ın dilinin öğrenilmesinden rahatsız oluyorlar..

Niye ki?

Fransızlar bile, Arap ülkelerinin ekonomisini sömürmek için Arapça öğrenimine önem verirlerken..

İngilizler, petrol zenginlerinin parasını ülkelerine çekebilmek için aynı yolu izlerken..

Biz, niye Arapça öğrenmeyecekmişiz?

Daha önemlisi; dil öğrenerek, ülkenin geleceği, nasıl karartılır?

Bunu biri izah etsin bize..

“Arapça öğrenilirse, Kur’an’ı öğrenmiş olurlar. Kur'an’ı öğrenince de, bizim bu ülke insanına reva gördüğümüz zulümler deşifre olur. Onun için Arapça öğrenilmesini istemiyoruz” diyorlarsa, eyvallah.

Ama; tek başına, bir dil öğrenmeye aklı başında insanlar, niye karşı çıksınlar ki?

Bunların akılları başlarında ise..

Aslında şuna da varım.

Sadece, “Kendi çocuklarımıza Arapça öğretilmesine karşıyız” deseler..

Hiçbir itirazım olmaz.

Sonuçta, kendi çocuklarının öğretim hakkı var. Bunu da, kendileri belirleme hakkına sahipler..

Ama; bunların derdi, kendi çocukları değil.

Bizim çocuklarımıza müdahale ediyorlar..

Kendi çocuklarının Arapça öğrenmesine karşı çıktıkları gibi, bizim çocuklarımızın da Arapça öğrenmesini istemiyorlar.

İşte orada “dur” diyoruz, bu hokkabazlara..

Siz kimsiniz ki, bizim çocuklarımıza karışıyorsunuz?

Siz gidin, ister İngilizce öğretin, isterseniz Latince..

İsterseniz İbranice öğretin çocuklarınıza..

Ama; bizim çocuklarımıza hangi dilin öğretileceğine, siz ne karışıyorsunuz?

Hem karışıyorsunuz, hem de sıradan bir dil öğretimini, rejim sorunu olarak göstermeye kalkışıyorsunuz..

Haydi ordan, İngiliz hayranları.. Soykırım yasası ile, suratınıza atacağı tokadın farkında olmadan, “Çocuklarımız Fransızca öğrensin, ama Arapça öğrenmesin” diyecek kadar densizleşen Fransız aşıkları.. Haydi ordan..

YENİ AKİT