Adı Savcılar Kurulu ama, içinde savcı yok!

Ali İhsan Karahasanoğlu

Adında var, içinde yok! Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu..

Son günlerde sıkça ismini duyduğumuz bu kurulun adına bakıp da değerlendirme yaparsanız, ne dersiniz?..
“Bu kurulda, hakimler ve savcılar varmış” dersiniz; değil mi?
Siz öyle sanın..
Kurulda hakimler var ama..
Savcılar yok.
Nasıl oluyor bu iş?
Böyle oluyor işte!
Yasamaya akıl öğretiyorlar. Yürütmeye efeleniyorlar.
Medyadaki akıl hocaları, “bastırın, arkanızdayız” diye cesaret veriyor..
Öğretim üyesi kılığındaki hokkabazlar, kanun maddeleri ile izahatlar getiriyorlar.
Ama bunların içinden bir tanesi bile çıkıp, “Bu kurulun isminde ‘savcılar’ kelimesi geçiyor. Ama kurulda savcılardan bir tane bile temsilci bulunmuyor. Böyle rezalet olmaz. Bu saçmalık. Bu mantıksızlık. Bu akıldışılık. Bu savcılara saygısızlık. Yargıya saygısızlık. Acilen bu düzenleme değişmeli, savcıların da temsil edilmesini sağlayacak yeni bir düzenleme yapılmalı” demiyor...
Demiyor, diyemiyor...
Adeta tiyatro oyunu gibi, ezberledikleri sözcükleri tekrarlayıp duruyorlar.
10 bin civarında hakim ve savcı toplamının yaklaşık 3 bin kadarı savcı..
Ama bir tane bile temsilcileri bulunmuyor Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda..
Bakıyorsunuz HSYKBaşkanvekili kim?..
Yargıtay’da 13. Hukuk Dairesi’nde üye olan Kadir Özbek.
Ver mı mazisinde savcılık görevi? Yok.
İkinci üye kim?
Suna Türkoğlu.. Bu kurul üyesinin asli görevi ne?..
Tesadüf bu ya, o da 13. Daire Üyesi. Ama Suna Hanım Yargıtay’da değil, Danıştay’daki 13. Daire’nin Üyesi.... O da savcı değil, hakim yani..
Hiç savcılık yapmış mı? Maalesef!
Üçüncü üyemiz?
Ali Suat Ertosun.
Ertosun da, Yargıtay 6. Ceza Dairesi Üyesi..
Onun savcılık tecrübesi var mı? Yok.
O da hakimlikle başlamış, hakimlikle devam ediyor...
Dördüncü üyemiz?
Musa Tekin..
Musa Bey de, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi Üyesi..
Askeriyede bile askerî hakimlik yapmış. Savcı olarak, bir günlük hizmeti bile yok, Musa Bey’in..
Peki 5. üyemiz?
Orhan Cem Erbük..
Orhan Bey de, öğrenim-öğretim işlerine bakan, katsayı ve başörtü kararları ile meşhur Danıştay’ın 8.Dairesi’nde üye. O da hakim, sizin anlayacağınız.
Yedek üyeleri de bir çırpıda sayalım.
Coşkun Öztürk. Yargıtay’da 10.Hukuk Dairesi üyesi. Hiç savcılık görevi yürütmemiş.
Anıl Genç; vergi ihtilaflarına bakan Danıştay 4. Dairesi üyesi. Yani hakim.
Feyzi Altınok. Yargıtay 20.Hukuk Dairesi’nde üye..
Ceyda Kerman da Danıştay’ın vergi ihtilaflarını çözen 9. Dairesi’nde üye..
Veee. Son yedek üyemiz Ayşe Albayrak Doğan. O da Yargıtay’da 11. Hukuk Dairesi üyesi..
Evet, var mı içlerinde bir tane savcı? Yok!
Ama kurulun ismine bakarsanız, açık açık “savcılar” kelimesini görürsünüz.
Görevlerine bakarsanız, sadece hakimlerin değil, savcıların da atamalarını, disiplin işlerini yürütürler.
Şimdi söyler misiniz, böyle bir yapı nerede görülmüştür?
Savcıları dikkate almayan, kurulun isminde geçirmesine rağmen, bir tanecik bile temsilcisinin kurulda bulunmasını sağlayamayan düzenlemenin neresi makuldür?
Neresi makuldür ki; adeta kutsal bir tabu gibi yapışıp “değiştirtmeyiz” diyorlar?

VAKİT