Adana'da Emperyalist Kuşatmalar Altında Ortadoğu Konuşuldu

Özgür-Der Adana Temsilciliğinin 2016-2017 dönemi aylık seminerlerinde " Emperyalist kuşatmalar altında Ortadoğu" konu başlığı ile Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya'yı konuk etti. 

Program Haksöz Dergisi 25. Yıl 300. Sayı video tanıtımı ile başladı. Tanıtım videosundan sonra Salih Eşiyok programın Açılış konuşmasında; Zalimlere meyletmememiz gerektiğini, Zalimlerin yanında değil Mazlumların yanında zalimlerin karşısında yer almamız gerektiğini dile getirdikten sonra Konuk yazarın kısa biyografisini tanıttı. Programa Kuran Tilaveti ile devam edildi. Hud Suresinin 96 - 113 Ayetlerini Abdurrezzak Bawadekçi’nin Kur'an tilaveti ve Kemal Yapanın Kuran meali okumasından sonra Sözü Rıdvan Kaya aldı.

Rıdvan Kaya; Bulunduğumuz süreç içerisinde Müslümanlar hem içeriden hem de dışarıdan şiddetli bir kuşatma içindedir. Bizler hayatın her zaman bir imtihan olduğunu biliyoruz ve içinde bulunduğumuz bu durumda şüphesiz bizler için bedelleri ağır olan bir imtihandır. Tarihin bir çok döneminde olduğu gibi bulunduğumuz bu dönemde de Müslümanlar çok çetin ve şiddetli imtihanlardan geçmektedirler. Bir yandan baktığımızda dünyanın küresel zalimleri özgürlük, barış, demokrasi, insan hakları gibi bir çok kavramı pazarlamakta, bilim teknoloji ve refah düzeyi olarak dünyanın çok geliştiği, yaşam sıtandartlarının daha da kalitelileştiği, özgürlüklerin daha da genişletildiği gibi kokuşmuş imajlarını yaygınlaştırmaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu imajı zihin altlarına yerleştirmeye çalışanların söz konusu müslümanların hakları olduğunda, müslümanlarla alakalı bir konu olduğunda asla tahammül edemediklerini de çok iyi biliyoruz. Yakın tarihten örnek verecek olursak batının kuklaları zalim diktatörlere karşı bir başkaldırı niteliği taşıyan Arap Baharında da aynı durumu yakından gördük. İslami düşünce, islami yapılanma ve islamca yaşama taleplerine çok şiddetle karşı çıktıklarını ve bunu boğup tahakküm altına almak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını gördük. Kaya daha sonra bir asırdan fazladır kuşatılan Filistin ve 2001 den sonra Afganistan'ın kuşatılması, 2003 ten sonra Irak'ın işgali ve 2011 de Arap baharından örnekler vererek konuşmasına devam etti. Eğer bir yerde batının hoşuna giden, batının çıkarlarını zedelemeyen taleplerde bulunuyorsanız belki sizi hoş görebilirler. Onun dışında her tür talebinizde yakın tarihimizde olduğu gibi kendileri ile işbirliği içinde oldukları diktatörlerle sizi yok etmeye çalışırlar. Eğer siz batı paradigmasının karşısına İslami kimlik ve İslami talepler ile çıkarsanız onların hepsi karşınızda birlik olur bir set halinde önünüze geçer ve size karşı ellerinden gelenide yaparlar. Bununla ilgili yakın dönemden Filistin işgali Irakın işgali ve Suriyenin işgalinden örnekler vererek konuşmasına devam etti.

Kaya konuşmasına küfrün tek millet olduğuna değinerek devam etti; Filistine karşı tüm dünya neredeyse siyonizmin yanında yer alırken aynı şekilde Irak işgalinde de Çininden tut Rusyasına kadar tüm ülkelerin Taliban’a karşı ABD’nin yanında yer aldı. Buda çıkarları çatışsa da Küfrün söz konusu islam ve Müslümanlar olduğunda birleştiklerini ve bir hareket ettiklerini bize göstermektedir. Irak işgali, Arap baharı ve Mısır darbesinde de biz bunların birleştiğini, kimisinin ekonomik kimisinin siyasi kimisinin de askeri olarak desteklediklerini gördük. Sisi darbesinde de Darbelere karşı olan sözde Demokratik, özgürlükçü Avrupa ve Şer güçleri darbeye darbe bile diyemedi, katliama da katliam diyemediler. Hamdolsun ki Türkiyeli müslümanlar Bu konuda güzel bir imtihan verip Mısır için, kardeşleri için ayağa kalkabildiler. Bununla alakalı örneklere değinerek Kaddafi döneminden ve Tahrir meydanından da örnekler vererek konuşmasına devam etti. Ayrıca General Hafter’in Rusya ve ABD ile olan bağlantıları ve görüşmeleri ile bölgede nasıl bir şer ittifakı oluşturulduğununda örneklemeler üzerinden gündeme aldı.

Kaya sözlerine ABD’nin sürecin en başından beri Esed’in yanında yer aldığını 2013 yılında Esed kimyasal kullandığında dahil buna ses çıkarmayıp hatta kimyasal konusunda onu muhattab alıp onunla masaya oturup pazarlık yaptığını söyleyerek devam etti. Geçtiğimiz son üç hafta içerisinde ABD Esed’ten kurtarılmış ve tamamen muhaliflerin elinde olan bölgede bir çok operasyonla 200 ün üzerinde değerli müslümanı, mücahid ve önemli komutanları katlederek Esed’e destek verdiğini bir daha göstermiştir. Esed’in karşısında görüntüsü vererek aslında sürecin en başından beri Esed ile ortak hareket etmektedir. Maalesef bu uçaklar Türkiye'den kalkarak bu kardeşlerimizi katletmektedirler.

Kaya sözlerine;Dün Bosna cinayetlerini işleyen Karadzij gibi katilleri Rusya arkalıyor ve destekliyordu. Bugün aynı Rusya Suriye'de şimdi, zalim Esed'i arkalıyor ve destekliyor. Dün Bosna'da Aliya İzzet Begoviç için dillendirilen; "Begoviç radikal dincidir, onun partisi ve iktidarı insanlığa tehdittir" iddialarının benzerleri bugün Suriye direnişine destek verenler için yapılmaktadır. Emperyalizm kendi vahşetini ve saldırılarını böylesi öcüler icat ederek karalamıştır ve karalamaktadır.

Dillerinden, insan hakları ve özgürlük eksik olmayanların, buzullar arasına sıkışan balinaları kurtarma çabaları kameralara şirin poz verme çabası olabilir ancak. Aynı kimselerin Gazze'de küçük bir bölgeye hapsedilmiş insanlar için seslerini çıkarmamaları bu şirinliğin sahtekarlığını, riyakarlığını ispat eder. Suriye'den, Halep'ten, evlerinden-barklarından zorla çıkartılan insanlar için bir şey yapmayanların insanlara ve onların haklarına dair ahkam kesmeleri inandırıcı olamaz.

Kaya; Arap Baharı olarak isimlendirilen sürecin, Ortadoğu halklarının çoğunluğunun kimliği ve değerleri ile ilintili olarak İslami renk almaya başlaması, global egemenleri tedirgin etmiştir. Söz konusu sürecin Tunus, Libya, Mısır ve Suriye'de Müslüman halklar lehine sonuçlar doğuracağı görülünce, sürecin devrim niteliğine darbe vurmak için yerli-yabancı bütün güç odakları seferber olmuşlardır. Bu ülkelerde Müslüman yöneticilerin iktidara gelip, İsrail'in, Amerika'nın, Rusya ve Batı'nın çıkarlarının zarar görmemesi adına yine darbeciler, diktatörler desteklenmeye başlanmıştır. Darbeci Mübarek gitmiş, darbeci Sisi getirilmiştir. Darbeci Esed gitmesin diye de çaba gösterilmektedir.

Kaya; Rusya Ukrayna'ya saldırınca, Amerika’sından Avrupa’sına kadar herkes karşı çıkarken, aynı Rusya Suriye'yi harabeye çevirirken kimsenin sesi çıkmamaktadır. Bir avuç Ezidi için ayağa kalkanlar, binlerce, milyonlarca Müslümanın katledilmesi karşısında kıllarını bile kıpırdatmamaktalar. Türkiye'de de Gezi olayları ile beklediklerini, 15 Temmuz ile umduklarını bulamayanlar yine bu küresel çevrelerdir.

Kaya; Küresel sistemin kendi çıkarları ile kendi değerleri ile uyumlu yerli yapılarla, gruplarla, kişilerle olan münasebetleri yine insan hakları, özgürlük ve hukuk ambalajı ile sarılı olsa da İslam ve Müslümanlık karşıtlığı taraflar için ortak paydadır. Bununla birlikte yerli despotların halka karşı kendilerinden kaynaklı zulümleri de Esed ve Sisi örneklerinde görüldüğü üzere devam etmektedir.

Kaya; IŞİD/DAİŞ gibi örgütlerin icra ettikleri zulümler, emperyalizmin ve onların yerli ortaklarının devasa zulümleri karşısında, adeta perdeleme fonksiyonu görmektedir. Bizim büyük resmi görmemiz, ağaca bakarken, ormanı gözden kaçırmamamız gerekir. Varil bombaları ile savaş uçakları ile her gün yüzer-ikiyüzer ölenleri ve onları öldüren Esed'i, Rusya'yı, İran'ı, Amerika'yı görmeyen bir insan asla büyük resmi görmüş olamaz.

Kaya daha sonra konuşmasını Tevbe süresi 44 ayet ile bitirdi. Akabinde soru - cevap ile devam edildi.

Etkinlik-Eylem Haberleri

Özgür-Der, Gazzeli kardeşlerimize temiz su ve sıcak yemek dağıtımı yaptı
Antalya'da İsrail'in Filistin'e yönelik saldırıları protesto edildi
“Sanal kimliklerin inşası: Hakikat mı kurgu mu?”
Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"