Adana da Suriye İntifadasını Selamladı (FOTO)

Adana Ümmet ve Kardeşlik Platformu, 4. yılına giren Suriye halkının özgürlük mücadelesini selamladı; Esed vahşetini lanetledi.

HAKSÖZ-HABER

Özgür-Der’in de aralarında bulunduğu Ümmet ve Kardeşlik Platformunun çağrısıyla duyarlı Müslümanlar 16 Mart Pazar günü saat 13:00’de Adana Merkez İnönü Parkında toplandılar. Serdar Gürbey’in sunumunu yaptığı, Muhammet Çelebi’nin basın açıklamasını okuduğu eylemde “Zulüm, Katliam, İşkence Karşısında Susmak, Baas Despotizminin Suçuna Ortak Olmaktır!”, “Beşer Esed Cenevre’ye değil, Savaş Suçları Mahkemesine!” yazılı pankartlar açılırken “İnsanlık Onuru Suriyede Ölmesin!”, “Baas Canavarını Durdurun!”, “Suriye İslami Direnişle Özgürleşecek”, “Suriye’ye Özgürlük Direnişle Gelecek!”, “Sessiz Kalmak Baas Suçuna Ortak Olmaktır”, “Katil Esad Bu Kan Denizinde Boğulacaksın!” yazılı dövizler taşındı. Ayrıca çocuklar “Beş çocuk bir parça ekmekle doymaya çalıştı”, “Suriye’de bombardımandan yaralı kurtulan kız: Amca yeni pijamamı kesme!” yazılı resimli dövizler açtı.

“Batı Dünyası, Ukrayna Örneğinde İkiyüzlülüğünü Bir Kez Daha Gösterdi”

Açılış konuşmasında Özgür-Der Adana Şube Başkanı Hakan Yalınız şu vurguları yaptı:

"Suriye'de yaşanan zulüm 4. yılına girdi. Yarım asırdır çeşitli baskı ve sindirme politikaları ile yönetilen Suriye halkı, şimdi ise Beşar Esed'in bomba ve işkenceleri ile zulüm görüyor. Bu savaş Suriyelilerin imtihanı olduğu kadar bizim de imtihanımızdır. Çünkü Allah onları mucahir olmakla, bizi ise ensar olmakla imtihan ediyor. İnşallah ensar olabilenlerden oluruz. Çağrımız insani ve vicdani onurunu kaybetmemiş herkesedir. Batı, Cenevre 1  ve 2 toplantılarıyla oyalarken, sunduğu tek çözüm "çözümsüzlüktür." Ve Batı ikiyüzlülüğünü bir kez daha Ukrayna meselesinde göstermiştir. Mısır halkının taleplerine kulak tıkayıp darbeye destek verirken, Ukrayna'da ise halkın taleplerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini savunmaktadır."

Hakan Yalınız’ın konuşmasının ardından Muhammet Çelebi basın açıklamasını okudu. Program süresince eylemde “Suriye Halkı Yalnız Değildir!”, “İşbirlikçi Hainler Hesap Verecek!”, “İşkenceci Katiller Yargılansın!”, “Baas Lobisi Hesap Verecek!”, “Lebbeyk Lebbeyk Lebbeyk Ya Allah!”, “Müslüman Zulme Boyun Eğmez!”, “Suriye’ye Özgürlük Direnişle Gelecek!”, “Suriye’den Mısır’a Direnişe Bin Selam” sloganları atıldı.

Suriye Direnişinin 4.Yılı Adına Basın Açıklaması

“Size ne oldu da Allah yolunda ve «Rabbimiz! Bizi, halkı zalim olan bu şehirden çıkar, bize tarafından bir sahip gönder, bize katından bir yardımcı yolla!» diyen zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz!” (Nisa 75)

Bizler Adana’da yaşayan Müslümanlar olarak “Müslümanlar Kardeştir” şiarından dolayı Suriye’de kardeşlerimize zulmeden baas rejiminin karşısında mazlum kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek için buraya toplanmış bulunuyoruz.

Suriye’de yaşanan insanlık dışı davranışlarda, kadın, çocuk ve yaşlılara uygulanan zulüm, haksızlık ve katliamlara karşı sessiz kalamayacağımızı, bu uygulamaları lanetlediğimizi açıkça ilan ediyoruz. Hiç şüphesiz bu tavır, İslâmî ve İnsanî kimliğimizin bize yüklemiş olduğu tarihî bir sorumluluktur.

2011 yılının başlarında Arap Baharı’nın meşhur sloganı olan “halkın isteği rejimin düşmesi” sloganını Suriye’nin güney bölgesinde bulunan Dera kentinde 12-14 yaşları arasındaki bir grup çocuk tarafından okulların duvarına yazıldı. Emniyet güçleri bu çocukları tutuklayıp tırnaklarını kopardı ve çocuklara ağır bir şekilde işkence edildi. Dera kentinde Beşar Esed’in teyzesinin oğlu olan bu emniyet biriminin şefi çocukların bırakılmasını isteyen babalara: “Bir daha onları isterseniz annelerini de alırız. Onları artık unutun, gidin ve onların yerine başka çocuklar yapın”. Demesi üzerine aşiret liderleri yıllardır süren bu baskıya dayanamadı ve 15 Mart 2011 tarihinde sokaklara döküldü.

Baas orudusu ise 1982 yılındaki gibi halka ateş açtı ve tanklarını sokaklara sürdü. Ama bu sefer farklı olan durum sosyal medyanın varlığı ve bu alanda gençlerin aktif olmasıydı. Baas ordusunun saldırısını, Dera kentinde bulunan gençler cep telefonlarıyla kaydedip sosyal medya aracılığı ile tüm Suriye’ye hatta tüm Dünya’ya yaydılar. Suriye’nin diğer kentlerinde bulunan gençler bu görüntüleri izleyince onlar da sokaklara döküldü ve böylece Suriye İntifadası tüm Suriye’ye yayıldı.

İşte Suriye kıyamı,direnişi bu 15 çocuğun ilköğretim çağındaki çocukların okul duvarlarına ““Halkın isteği rejimin düşmesi””” sloganlarıyla Suriyedeki kıyamın fitilini yaktılar hemde o masum bedenleri ve kanlarıyla.

Ve onlar Ammarların, Yasirlerin; Sümeyyelerin,Hanzalaların.Hama katliamında şehid olan kardeşlerinin ve nice İslam şehitlerinin bulundukları cennetteki Şehidler köşklerindedirler. İnşallah

Suriye de cihat eden mücahitler kimi şehit oldu kimi de şehit olmayı bekliyor. Suriye de 70 yaşında bir dedemiz var. Üç şey için cihat ettiğini belirtiyor.

1. Allah’ın dinini yüceltmek adına Allah’tan şehadeti dilediğim için.

2.Müslümanların halini umursamayıp evlerine kapan gençlerin cihat şevkini artırmak için.

3. üncüsü de sır olarak kalsın. Allah (cc) ile benim aramda.

Bizler Allah yolunda cihat ediyoruz ne mal, ne mülk nede şöhret bekliyoruz, Zenginlikte beklemiyoruz. Yalnız Allah’ın rızası ve ilahi  kelimetullahı yüceltmek için cihat ediyoruz.

Suriye’de 3 yıl boyunca kan dinmedi, onbilerce şehid ve onbinlerce yaralı verildi. Şu an suriyeli 10 milyon aç 350 bin yetim- ve  4,5 milyonda mülteci var.

Suriyede açlık öyle bir hale geldi ki: Kedi  köpek eti yeniliyor, açlıktan küçük çoçuklar şehit olup cennette doymak istiyor.

Bu imtihan sadece Suriyeli yada Filsitinlileri değil asıl imtihan muhacir olanlara, ensar olması gerek biz Müslümanların imtihanıdır. Bu imtihanı geçme adına Allah’a verecek cevabımız var mı? Her fert bu soruyu kendini sormalı? Ve Allah’a verecek cevabımızın olması adına her aile kendine bir kardeş aile edinip ensar olma görevini yerine getirmeli.

Bizler Hz İbrahimi yakmak için yakılan ateşe, küçücük gagasıyla su  taşıyan kuş misali haktan yana mazlumdan yana olduğumuzu tekrar belirtiyoruz.İslam coğrafyasında özgürlük ve adalet şiarıyla ayağa kalmış  halkları destekliyor; baskıcı, zalim iktidarların zulümlerine karşı tüm ümmeti ve insanlığı duyarlılığa, Müslüman ve müstazaf halkları dayanışmaya davet ediyoruz. Yıllardır silah zoruyla geniş kitlelere hükmeden azınlık diktalarına, cuntalara, işbirlikçilere karşı harekete geçen halkların yanında saf tutmanın hem kardeşlik hukukunun bir gereği, hem de vicdani bir sorumluluk olduğunu hatırlatıyoruz!

Ümmet ve Kardeşlik Platformu

 

Etkinlik-Eylem Haberleri

Bursa’da Suriye devrimi ve Gazze konuşuldu
"Sürünün İçinde Dijital Dünyaya Bakışlar"
Başakşehir’den Gazze direnişine bin selam!
Adana Özgür-Der’de “Emperyalizm ve Siyonizm İlişkisi” konferansı düzenlendi
Özgür-Der Gençliği “İslami Perspektiften Psikoloji” kitabını değerlendirdi