HAKSÖZ HABER
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Ceza İnfaz Kurumları 10. Yıllık Değerlendirme Toplantısı'nda infaz erteleme ve hasta tutuklular hakkında önemli açıklamalar yapmış.
İşin özünde Abdulhamit Gül buna benzer açıklamaları sık sık bakıyor. Adalet Bakanı olarak adaletsizlikten şikayet eden Gül’ün konumunu anlamak zor gerçekten!
Konu hakkında Abdulhamit Gül şunları söylemiş: "Hukuk devletinin kurallarıyla, kurumlarıyla işlemesi için önemli gelişmeler aldık. Bunların en başında sağlık hakkı gelmektedir. Hasta, tutuklu ve hükümlülerin sağlık koşullarını iyileştirecek önlemlerin alınması devletin görevi, tutuklu ve hükümlülerin de hakkıdır. … Ceza infaz sürecinin konusu da öznesi de insandır. Ceza ve adalet sürecinin en önemli aşamalarından birisi infaz aşaması. Çünkü infaz sahası bütün ceza sistemimizin hukuk hasılasını ortaya çıkartan bir süreç. İnsan onurunu gözeten, suçu ne olursa olsun hükümlüye insanca muameleden asla taviz vermeyen bir anlayışın sürdürülmesi temel beklentimiz."
Abdulhamit Gül’ün bu sözleri akıllara ister istemez 4.seviye kanser hastası olmasına rağmen infaz ertelemesi gerçekleştirilmeyerek hapse atılan Ayşe Özdoğan’ı getirdi. Ayşe Özdoğan devletin çeşitli kurumları tarafından sağlık koşullarının cezaevi ortamına uygun olmadığına dair rapor almış olmasına rağmen yaklaşık iki hafta önce cezaevine konuldu.
Özdoğan ve ailesinin tek isteği infaz ertelemenin gerçekleştirilmesiydi. Ayşe Özdoğan ileri derece kanser hastasıyken eşi de cezaevine konulmuş durumda. Özdoğan çiftinin bir oğlu bulunuyor. Raporlarla belirtilen husus gerçekleşti ve iki hafta önce cezaevine konulan Ayşe Özdoğan kısa bir süre fenalaşarak hastaneye kaldırıldı.
Ayşe Özdoğan’ın durumunun ağırlaşıyor olması mahkum olarak hastanede tedavi gördüğü süreçte infaz erteleme veya benzer bir yöntemle mağduriyetinin sonlandırılması talebini ortaya çıkardı ama nafile!
“Hasta, tutuklu ve hükümlülerin sağlık koşullarını iyileştirecek önlemlerin alınması devletin görevi” olduğunu ifade eden Adalet Bakanı doğru bir noktaya parmak basıyor şüphesiz. Peki, bu doğru tespitler Ayşe Özdoğan gibi gerçek mağdurları kapsıyor mu?