PKK ve PJAK’lı hükümlü ve tutukluların gerçekleştirdiği açlık grevlerinde 53. güne girilirken, Ankara’da kritik bir görüşme gerçekleştirildi.
Adalet Bakanlığı, süreç başladığından bu yana ilk kez BDP ile eşbaşkan düzeyinde temas kurdu.
BDP’nin talebi üzerine gerçekleşen görüşmede, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile BDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sorunun çözümü üzerinde görüş alışverişinde bulundu. Demirtaş’a ziyarette BDP’li Sırrı Süreyya Önder de eşlik etti.
Görüşmede Ergin, daha önce akademisyenlerden görüş alınmasını beklediklerini açıkladığı Kürtçe savunma yapılabilmesine ilişkin tasarı taslağını Pazartesi günü yapılacak Bakanlar Kurulu’na sunulması için gayret gösterdiklerini belirtti. BDP’liler, sadece savunmayla sınırlı Kürtçe kullanımının yetmeyebileceğini ifade etti. Ancak bakanlık, bu konuda somut adımın hükümet kararıyla alınabileceğini anımsattı.
Bakanlığın Kürtçe ile ilgili somut bir adım atılacağını aktarması nedeniyle görüşme Abdullah Öcalan’la görüşme yapılmasına odaklandı. Bakanlık cephesi, önceki görüşmelerde yaptığı gibi, ailesinin Öcalan’la görüşmesi önünde engel olmadığını, İmralı’ya giden Mehmet Öcalan’ın aynı zamanda BDP PM üyesi olması nedeniyle siyasi yönününün de bulunduğunu anımsatırken, BDP aile dışındaki alternatiflerin üzerine de yoğunlaşılması gerektiğini bildirdi. Görüşmede her iki taraf, cezaevlerindeki son duruma ilişkin ellerindeki bilgileri aktardı, acil çözülmesi gereken sorunları tartıştı.
‘Yaklaşımı insani’
Görüşmeyle ilgili olarak NTV’ye konuşan Önder, Ergin’in insani değerleri yüksek bir sorumluluk anlayışı ile konuya yaklaşmayı sürdürdüğünü belirtirken, “Sorunun çözümü için toplu iğne başı kadar imkan var mı diye değerlendirdik” dedi. Önder, sorunun, taleplerin karşılanmasının “taviz” olarak görülmesi halinde çözülemeyeceğini, hukuken kullandırılması gereken hakların kullanılamamasından kaynaklı bir süreç yaşandığını kaydetti.
Önder, “Sorunu Bir yanlıştan dönülmesi olarak ele alırsak mesele bir saat içinde çözülür” dedi. Önder, BDP’nin Başbakan Erdoğan tarafından eleştirilen, “açlık grevinin çözülmesi için radikal eylemler yapılması” söylemine açıklık getirirken, “Radikal duruştan kastettiğimiz can kayıplarını engellemek için ne yapmamız gerekiyorsa onları yapmaktır. Gözdağı vermeye çalışmıyoruz” diye konuştu.