Adalet Bakanı Bozdağ: YSK’nın Kararı Doğru Bir Karardır

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) halk oylamasının iptaline yönelik başvuruları reddetmesine ilişkin, “YSK’nın bu kararı doğru bir karardır.” dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, A Haber canlı yayınında anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) 1’e karşı 10 oyla CHP’nin halk oylamasının sonuçlarına yönelik itirazını reddettiğinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, YSK’nın kararını değerlendirdi.

AA’nın aktardığına göre, Bozdağ, “YSK’nın bu kararı doğru bir karardır. Çünkü YSK sadece bugün değil geçmişte de benzer konuları değerlendirmiş ve her zaman değerlendirdiğinde benzer yönde karar vermiş.” ifadesini kullandı.

“Sandık Kurulunun Eksikliği”

YSK’nın seçimler sırasında bir organizasyon yaptığına işaret eden Bozdağ, seçimleri partilerin yaptığını, sandıklarda parti temsilcilerinin bulunduğunu anlattı.

Bozdağ, YSK’nın yapılan itiraz ve şikâyetleri karara bağladığını, halk oylamasını ve seçimleri bizzat yapanın, ıslak imzasıyla her şeyi tasnif edenin partiler olduğunu belirtti.

Mühürsüz oy pusulası ve zarfların bulunmasının seçmenin iradesinden değil, sandık kurulunun eksikliğinden kaynaklandığını dile getiren Bozdağ, söz konusu oyların geçerli sayıldığını hatırlattı.

Hiçbir kuralın insan hak ve hürriyetlerinin özünü yok edecek şekilde anlamlandırılarak uygulanamayacağının altını çizen Bozdağ, YSK’nın verdiği kararın daha önceki kararlara da uygun olduğunu bildirdi.

CHP ve HDP’nin Geçmişte Aldığı Benzer Kararlar

Bozdağ, 2010’dan önceki uygulamalarla 2010’dan sonraki uygulamaların farklı olduğu yönündeki tartışmaların dile getirilmesi üzerine, 2015’te sandık kurulunun hata yaparak oy pusulalarına sandık kurulu mührünü basmadığını ve o dönemde CHP’nin, halk oylamasındaki tutumunun aksine, mühürsüz oyların geçerli olması için itiraz ettiğini kaydetti. Bozdağ, CHP’nin itirazı üzerine oyların geçerli sayıldığını belirtti.

HDP’nin de 2015’te sandık kurulunun yaptığı hata nedeniyle mühürsüz oyların geçerli sayılması için başvuruda bulunduğunu hatırlatan Bozdağ, seçim kurulunun da itirazı kabul ederek oyların geçerli sayıldığını dile getirdi.

“2010’dan Önceki Uygulama ile Sonraki Uygulamada Öz Olarak Fark Yok”

YS’'nın “Oy kullanma vatandaşın hakkıdır. Şekil şartları bu hakkın özünü ve hakkı yok edemez.” şeklinde daha önceki yıllarda da çok sayıda karar verdiğine dikkat çeken Bozdağ, şöyle devam etti:

“Ne değişti de CHP o gün ‘bunlar geçerli olsun’ diye uğraşırken şimdi birden bire ‘geçersiz olsun’ diye uğraşıyor. Sadece bir tutum, davranış değişti. O zaman YSK’nın kararları usul ve yasaya uygun, aynı konuda CHP’nin lehine verdiği kararlar uygun, aleyhine olunca uygun değil. ‘2010’da kanun değişmiş, dolayısıyla 2010’dan öncekiler var ama o eski kanuna göre doğrudur. Sonraki kanun da başka şey getiriyor, sonraki kanun nedeniyle bunlar aykırıdır.’ deniliyor. Bu da kocaman bir yalandan ibaret. Neden? 2010’dan önceki kanuna baktığınızda çift mühürlü olması gerektiğini vurguluyor. Çift mühür olmazsa ona bir müeyyide koyuyor. 2010’dan sonra yapılan değişiklikte ise ‘üzerinde ilçe seçim kurulu ve sandık kurulu’ ifadesini getiriyor. Dolayısıyla bu çift mührü kimin vuracağına açıklık getiriyor. Yoksa 2010’dan önceki madde ile 2010’dan sonraki madde arasında öz olarak hiçbir fark yoktur.”

“Güroymak’la İlgili Kılıçdaroğlu’nun Bahsettiği Gibi Bir Karar Yok”

“CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakkı var mı?” sorusu üzerine Bozdağ, “YSK kararları kesindir ve bu kararlara karşı hiçbir merciye başvurulamaz.” şeklindeki kuralı hatırlatarak, CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne başvurma hakkının bulunmadığına vurgu yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin grup toplantısında Bitlis’in Güroymak ilçesiyle ilgili verdiği örneği hatırlatan Bozdağ, Anayasa Mahkemesi’nin böyle bir kararının bulunmadığını, Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında bütün Türkiye halkına yalan söylediğini ifade etti.

Anayasa Mahkemesi’nin Güroymak ilçesiyle ilgili kararının bir oda seçimine ilişkin kabul edilemezlik kararı olduğunu bildiren Bozdağ, Kılıçdaorğlu’na bilgi aktaranların çarpıtmalar yaptığını söyledi.

“Anlamak İçin Adalet Bakanı, Hukukçu Olmaya Gerek Yok”

Adalet Bakanı Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Anayasa Mahkemesi’nin halk oylaması kararını inceleme hakkı ve yetkisi yoktur. Anayasaya göre de Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre de yoktur. Bizim kanunlarımıza göre de yoktur. Çünkü anayasamız Yüksek Seçim Kurulu kararlarının kesin olduğunu ve bu kararlara karşı hiçbir merciye başvurulamayacağını açıkça hükme bağlıyor. Bu ‘hiçbir merci’nin içerisinde Anayasa Mahkemesi de vardır. Anayasa Mahkemesi’nin yerine geçerek konuşmak istemiyorum ama bir hukukçu, Adalet Bakanı olarak şunu derim, böyle bir karar gittiğinde bunun sonucunun kabul edilemezlik olduğunu anlamak, anlatmak, görmek için Adalet Bakanı, hukukçu olmaya gerek yok. Çok açık. Böyle bir müracaat yapsa bile Anayasa Mahkemesi’nin, bu müracaat karşısında bunun reddi dışında bir seçeneği önünde yoktur.”

“AİHM’e Başvuru Hakkı Olmadığı Kararlarla Ortaya Konmuştur”

Halk oylaması sonuçlarına ilişkin CHP’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru hakının bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Bozdağ, bu konuda AİHM’e başvuru yapılabileceğini ancak bu başvurudan netice alınamayacağını bildirdi.

CHP’den 2014 yılındaki yerel seçimlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olan Mansur Yavaş’ın seçimlerin ardından yaptığı başvurunun Anayasa Mahkemesi tarafından reddedildiğini hatırlatan Bozdağ, Anayasa Mahkemesi’nin bu konunun AİHM’e de gidemeyeceğini bildirdiğini aktardı.

Bozdağ, şunları kaydetti:

“AİHM ile ilgili Türkiye’nin taraf olduğu sözleşmede ‘Yasama organı üyeliği için seçimler olması hâlinde bunun AİHM’e gidip burada bir ihlâl varsa, oranın denetimini isteyebilir.’ deniyor. Ama bu sadece yasama organı üyeliğini kapsar. Onun dışında muhtarlık, belediye seçimi gibi yerel seçimleri ve halk oylamasını bu kapsamaz. 1975 yılında İngiltere’de Avrupa Birliği referandumu AİHM’e götürülüyor ve AİHM ‘Referandum bizim yetki alanımız dışındadır.’ diyerek bu talebi reddediyor. 1994 yılında da Finlandiya Avrupa Birliği referandumunun sonuçları AİHM’e taşınıyor ve AİHM referandumun, halk oylamasının kendi denetim yetkisi dışında olduğunu ifade ediyor ve bu başvuruyu da reddediyor. AİHM’e başvuru hakkının olmadığı, hem Türk Anayasa Mahkemesi tarafından hem de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından çok açık ve net bir şekilde kararlarla ortaya konmuştur.”

“Raportörler AB’yi de Avrupa Konseyi’ni Yanıltıyor”

Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) halk oylamasına ilişkin raporunun sorulması üzerine de Bozdağ, AB ve Avrupa Konseyi adına Türkiye’ye gelen raportör ve gözlemcilerin, kanaat oluşturan kişilerin AB adına mı yoksa Türkiye aleyhine faaliyet gösteren “terör örgütleri” adına mı raporları hazırladıklarını anlamakta güçlük çektiğini belirtti.

Söz konusu raportörlerin, âdil ve objektif raporlar hazırlamayarak AB’yi de Avrupa Konseyi’ni de yanılttığını dile getiren Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Lütfen Türkiye’ye bundan sonra göndereceğiniz gözlemcilerin, raportörlerin veya komisyonların temsilcilerinin PKK, DHKP-C ve FETÖ ile diğer terör örgütleriyle iltisakını, irtibatını araştırın. Bunlara âşık olan, bunlarla iç içe, kol kola hareket edenleri Türkiye’ye gönderip bunlar üzerinden Türkiye hakkında raporlar edinmeye kalkarsınız Türkiye’yi doğru gözle göremezsiniz, doğru şekilde değerlendiremezsiniz. Türkiye hakkında hep yanlış kararlar verirsiniz. Ondan sonra Türkiye bu kararlara tepki koyunca da ‘Türkiye bizi anlamıyor’ diye itiraz edersiniz ve bu itiraza hakkınız olmaz. Şu anda aramızda yaşanan sorunların bir sebebi de bu. Türkiye’yi takip edenlerin Avrupa Birliği’ni yanıltmaları nedeniyle Türkiye ile bu ülkeler, bu örgütler arasında tartışmalar oluyor.”

“Türkiye’yi Karalamak Maksadıyla Hazırlanmış Bir Rapor”

Bozdağ, AGİT heyetinde yer alan Danimarkalı Nikolaj Villumsen’in aktif olarak “hayır” kampanyasına katıldığını ve PKK’nın uzantısı YPG için yardım topladığını ifade etti.

Avrupa Konseyi Seçim Gözlem Heyeti Üyesi olarak Türkiye’ye gelen Andrej Hunko’nun PKK’yı simgeleyen bez parçası önünde fotoğraflar çekindiğine işaret eden Bozdağ, İspanyol Lorena Lacalle’nin de “Kürdistan haritasını” sosyal medya hesabından paylaştığını dile getirdi.

Söz konusu raportörlerin raporlarının AGİT’in raporu olamayacağını belirten Bozdağ, heyettekilerin “AGİT adına” mı yoksa “terör örgütleri adına” mı çalıştıklarının sorgulanması gerektiğine dikkat çekti.

Bozdağ, “AGİT’in raporu tamamıyla baştan sona taraflı bir rapordur. Türkiye’yi karalamak, bu halk oylamasına gölge düşürmek, bu konuyu dünyada tartıştırmak, Türkiye içerisinde tartıştırmak maksadıyla hazırlanmış bir rapordur. Hep aleyhte şeyler koyuyor ve çoğu da halk oylaması süreciyle alakası olmayan şeyler.” ifadesini kullandı.

Gündem Haberleri

ABD'den Türkiye'ye "Hamas'a ev sahipliği yapmayın" uyarısı
10 Kasım dayatmasında yeni dönem: Törene katılmayan öğrenci için veliden savunma istediler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: UCM'nin kararı "umut verici"
Orhan Miroğlu: Bilimsel düşüncenin önündeki en büyük engel Kemalizmdir
HÜDA PAR’dan İslam âlimi Şeyh Said için soru önergesi