Dünyanın bazı bölgelerinde tüketebileceğinden fazla yiyeceğe sahip insanlar rahat bir şekilde yaşarken bazı bölgelerinde de yetersiz beslenme ve açlık sıkıntısıyla mücadele eden insanlar yaşam savaşı veriyor. Bu sıkıntıların yaşandığı bazı yerler ise felaket bölgeleri olarak tanımlanıyor.
Ahmet Varol, Yeni Akit’te dün ve bugün yayımlanan yazılarında felaket bölgeleri olarak tanımlanan bu bölgelerden bahsediyor, ilgilerinize sunuyoruz:
Açlık Felaketi Bölgeleri (1) - 03.04.2016
Sağlıklı ve yeterli beslenme konusu çağımızın en önemli sorunlarından biridir. Bu sorun sadece yeterli yiyecek temin etmekte zorluk çeken bölgelerin değil bu konuda çok rahat olan bölgelerin de sorunudur. Fakat gıda maddesi temininde herhangi bir sıkıntı çekmeyen bölgelerin en büyük sorunu obezite, bu konuda sıkıntı yaşayan bölgelerin sorunu ise yetersiz beslenme ve açlıktır. Obezite ve onunla bağlantılı hastalıkların her zaman çok yemekten kaynaklandığı söylenemez. Çoğu zaman tabii olmayan, dolayısıyla sağlıklı olmayan, kimyasal içeriği fazla yapay ürünlerin de çok fazla tüketilmesi yüzünden bu sorunlar ve hastalıklar yaşanıyor. Ne yazık ki gelişmiş ülkelerde yapay gıdalara, hazır ürünlere ilginin gittikçe artmasından dolayı da sağlıklı beslenme sorunları gittikçe artıyor.
Bir tarafta sağlıklı olmayan ürünlerin tüketilmesinden kaynaklanan hastalıklar yaygınlaşırken bir tarafta da ciddi şekilde yetersiz beslenme ve açlık sorunları yaşanıyor. Yetersiz beslenme sorunu bazı bölgelerde ekonomik sıkıntılardan kaynaklanıyor. Ekonomik yetersizlik yüzünden işsizlik veya düşük gelirlerle geçimini sürdürmek zorunda kalma sorunları yaşanıyor. Bu sorunlar da muhtelif hastalıkların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Fakat bazı bölgelerde de ciddi anlamda açlık krizleri var. Açlık krizlerinin yaşandığı bölgelerin neredeyse tamamına yakını savaş bölgeleri. Biz bugünkü ve müteakip yazımızda bunların bazıları hakkında çok özet bilgiler vermek istiyoruz.
Son dönemde ciddi şekilde açlık krizinin yaşandığı bölgelerden biri Yemen’dir. Yemen’de ne yazık ki hâkimiyet savaşı devam ediyor ve BM’nin meseleyi masa başında halletmek için yaptığı girişimler sonuç vermedi. Çünkü BM gerçekçi bir çözüm formülü ortaya koymaktan uzak kaldı. Onun yerine küresel emperyalizmin ve onunla işbirliği içindeki bölgesel güçlerin Yemen üzerindeki çıkarlarını korumanın oyunlarını oynamaya çalıştı. Şimdi Yemen’de hâkimiyet alanları oluşturulmuş ve bu alanların birinden diğerine geçiş çatışmalar yüzünden neredeyse imkânsız hâle gelmiş durumda. O yüzden insanî yardımların ulaştırılması konusunda sıkıntı yaşanıyor. Bu arada hakimiyet savaşı veren güçler kontrolü ele aldığı bölgelerin halklarını kendilerine itaate zorlamak için aç bırakma politikası uyguluyorlar. İnsanlık adına utanç verici bir durum ama böyle bir politikanın uygulanması bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Şimdi gerek BM tarafından ve gerekse uluslararası insanî yardım kuruluşları tarafından özellikle gıda yardımı yapılması için yoğun bir çalışma yürütülüyor. Ama dediğimiz gibi yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması konusunda sıkıntılar çekiliyor. Yardım ulaştırmaya çalışan kurumlar arasında İHH’nın da bulunduğunu hatırlatalım.
Yetersiz beslenme ve açlık felaketinden birinci derecede de çocuklar zarar görüyor. BM’nin tespitlerine göre Yemen’de çocuklardan yetersiz beslenme ve açlık sorunları yaşayanların sayısı 460 bini bulmuş durumda. Bu sayı 2014 yılına nispetle yüzde iki yüz oranında artmış durumda. Kendilerine acil gıda yardımı ulaştırılamaması durumunda bunlardan birçoklarının açlıktan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalması söz konusu.
Büyük açlık ve yetersiz beslenme sıkıntısının yaşandığı ikinci önemli bölge ise Somali. Bu ülke ne yazık ki dikta rejiminden kurtulduğu tarihten bu yana kendi içinde bir istikrar ve güvene kavuşamadı. O yüzden bir yandan iç savaş devam ediyor. Her ne kadar kendi içinde bir yönetim oluşturmuş sayılsa da bu yönetim tüm ülkede hakimiyeti ve kontrolü ele geçirebilmiş değil. Son zamanlarda buna bir de kuraklık felaketi eklendi. Kuraklık yüzünden Şebili nehri kurudu. Bu nehrin kurumasında üzerine Etiyopya tarafında barajlar inşa edilmesinin de rolü var. Kuraklık yüzünden insanlar su sıkıntısı çektikleri bölgelerden başka bölgelere göç ettiler. Oralarda da gıda maddesi temin etmekte zorluk çekiyorlar.
Açlık krizinin yaşandığı bölgelerle ilgili bilgiler vermeye devam edeceğiz inşallah.
Açlık Felaketi Bölgeleri (2) - 04.03.2016
Açlık felaketinin yaşandığı ülkelerden biri de Nijerya’dır. Nijerya Afrika’nın en çok nüfûslu ülkesidir. Normalde önemli bir petrol geliri var. Fakat ne yazık ki ekonominin iyi yönetilememesinden dolayı zengin bir ülke olamamıştır. Bununla birlikte açlık felaketi yaşayacak kadar da ekonomisinin kötü olmaması gerekir. Fakat bu ülkenin de böyle bir felaket yaşıyor olmasının birinci sebebi iç savaş. Nijerya’da da Boko Haram isimli ve IŞİD’in bu ülkedeki kopyası sayılan bir örgütle savaşılıyor. Savaştan da birinci derecede siviller zarar görüyor. Özellikle çatışma bölgelerinin dışarıdan insanî yardım alması zorlaşıyor. Dolayısıyla bu bölgelerde ciddi derecede açlık felaketi yaşanıyor. Açlık felaketi tabii ki bu ülkede de birinci derecede çocukları etkiliyor ve BM’nin tespitlerine göre Nijerya’da özellikle çatışma bölgelerinde 450 bin civarında çocuk yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşıyor.
Açlık felaketinin yaşandığı ülkelerden biri de Güney Sudan. Bu ülkenin yaşadığı sorunlardan 25 Şubat 2017 tarihinde yayınlanan “Güney Sudan Çıkmazı” başlıklı yazımızda özet bir bilgi vermeye çalışmış ve bu çerçevede açlık sorunundan da söz etmiştik. Bu ülkede de yaşanan açlık krizinin birinci sebebi yıllardan beri devam etmekte olan hakimiyet savaşı. Bu savaş yüzünden çok sayıda Güney Sudan vatandaşı Sudan tarafına iltica etti ve onlar da artık mülteci kamplarına yerleştiriliyorlar. Bu kamplarda da yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşanıyor. Güney Sudan’ın içinde ise açlık krizi ciddi boyutlarda. Bu ülkede açlık yüzünden ölüm tehdidiyle karşı karşıya olan çocukların sayısının 270 bin civarında olduğu tahmin ediliyor.
(Tıklayın: Güney Sudan’da Neler Oluyor?)
Açlık felaketinin yaşandığı önemli bir bölge de hâlen Myanmar hâkimiyetinde olan ve çoğunlukla Müslümanların yaşadığı bir bölge olmasından dolayı ayrımcı politikalara, hem budist çeteler hem de devlete bağlı güvenlik güçleri tarafından başvurulan korkunç şiddete maruz kalan Arakan bölgesi. Arakan’ın içinde yaşayan Müslümanlar zulmün yanı sıra yoksulluk sıkıntısı da yaşıyor. Ancak onların zulümden kaçmak amacıyla iltica ettikleri Bangladeş’teki mülteci kamplarında ciddi derecede açlık felaketi yaşanıyor. Bu insanlar söz konusu mülteci kamplarında çok kötü şartlarda hayatlarını idame ettirmek zorunda kalıyorlar. Bangladeş hükümeti tarafından da herhangi bir yardım yapılmıyor.
Suriye’de ateşkes anlaşmasının gereği gibi uygulanmamasından dolayı bazı bölgelerde yetersiz beslenme ve açlık sıkıntısı devam ediyor. Rejim güçleri ve onlara destek amacıyla gönderilen işgalci güçler bazı bölgeler üzerindeki kuşatmalarını kaldırmadılar. Bu kuşatmalar yüzünden o bölgelere insanî yardım ulaştırılmasında zorluk çekiliyor. O yüzden özellikle kuşatma altındaki bölgelerde açlık sıkıntısı yaşanıyor.
Irak’ta IŞİD’e karşı savaş gerekçesiyle Musul üzerindeki kuşatma devam ediyor. Bir yandan da saldırıların ve çatışmaların devam ediyor olmasından dolayı Musul ahalisinden yüz binlerce insan evlerini terk ederek başka bölgelere iltica etmiş durumda. Onlar da gittikleri yerlerde sağlıklı bir şekilde beslenmelerine imkan verecek gıda maddesi temin etmekte zorluk çekiyorlar. Gerek Musul’un kuşatma altındaki bölgelerinde ve gerekse çatışmalar yüzünden buralardan kaçanların sığındığı yerlerde açlık sıkıntısı yaşanıyor.
Dünyada yetersiz beslenme ve açlık sıkıntısı yaşanan bölgelerin hepsi dünkü ve bugünkü yazılarımızda sözünü ettiğimiz bölgelerden ibaret değil. Ancak buralar özellikle felaket bölgeleri olarak öne çıkıyor.