Açıklanan ile hissedilen enflasyon arasındaki fark güvensizlik ortamını pekiştiriyor!

TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri ikna edicilikten oldukça uzak!

HAKSÖZ HABER

Türkiye’de yaşanan ekonomik darboğaz birçok parametreden güç alıyor. Meseleyi sadece ekonomik  gelişmeler ile sınırlı olarak okumak doğru netice vermeyebilir.

Ekonomideki sorunlar siyasetten hukuka birçok meseleyi de içine alarak gelişiyor. Türkiye ise bir zamandır hem iç hem dış faktörler sebebiyle ciddi sorunlarla uğraşıyor.

Tüm bunlardan bağımsız olarak ise cari hükümetin iktidarının ilk yıllarında oldukça hassas olduğu şeffaflık konusunda zafiyet gösterdiğini söylemek mümkün. Ekonomide sorunlar yaşayabilirsiniz ancak güvenilirliğinizi yitirdiğiniz vakit meşru zemininizi de kaybetmişsiniz demektir.

Bu konuda toplumun yoğun bir şekilde tartıştığı TÜİK verilerine bakılması dahi yeterli oluyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Kasım ayı enflasyonu bir önceki aya göre yüzde 3,51 arttı. Türkiye’de enflasyon olarak kabul edilen TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) yıllık bazda yüzde 21,31 oldu. Yüzde 3,51 oranındaki aylık artış, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında 2018 yılının Eylül ayındaki yüzde 6,30'luk artıştan sonra en büyük ikinci artış olarak kayıtlara geçti.

2020 yılının Eylül ayından itibaren enflasyon ölçümlemesi yapan Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) verileri, ilk günden beri TÜİK’le uyumsuzluk taşıyordu. Ancak bu ayki verilerdeki fark çok büyümüş durumda. ENAG, yıllık TÜFE’yi yüzde 58,65 olarak açıklarken aylık artışsa yüzde 9,91 olarak ölçümlendi.

ENAG’ın verilerini esas almak için kesin kanıtımız yok. Tıpkı TÜİK’in verilerini esas almak için bir delil olmaması gibi… Ancak Türkiye’de marketten alışveriş yapan her insan hangisinin gerçeğe daha yakın olduğunu rahatlıkla anlayacaktır!

Bu durum muhalefetin de ekmeğine yağ sürüyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TÜİK verileri üzerinden siyasal argüman üretmeye çalışıyor. Kılıçdaroğlu’nun bunu yapması normal. Asıl mesele bu imkanları ona sunmak!

Gerçekleri konuşmak ve sorunları gerçekler üzerinden tartışmak var olan durumu daha anlaşılır hale getiriyor. Ancak aptal yerine konulmak kimseyi aptal yapmazken sadece var olan gerginliği artırıyor. Bu işten kim kârlı çıkar yorumu okurlarımıza bırakıyoruz!

Yorum Analiz Haberleri

Meşru olanı savunursan karşılığını elbet görürsün!
Türkiye solu neden hala Esed rejimini savunuyor?
Sosyal medyada görünürlük çabası ve dijital nihilizm
İran aparatlarının komik antipropagandalarına vakit ayırmak bile coğrafya için zaman kaybı...
Nasıl ki ilk Müslümanlar tüm zorluklara rağmen direndiyse Gazzeliler de öyle direniyor!