“AB'ye Yalvarmadan Başımız Dik Gireceğiz!”

Başbakan Davutoğlu, "Mutlaka bir gün Türkiye AB'ye girecek. Yalvarmayacağız, başımız dik şekilde, dinimizle, dilimizle gireceğiz" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ''İslam Avrupa'nın asli dinidir ve asli dini olarak devam edecektir'' dedi.

Davutoğlu, Trafo Otel'de düzenlenen ''İsviçre Buluşması'' toplantısında, ülkede yaşayan Türkiye vatandaşlarına hitap etti.

AK Parti felsefesi tam doğru anlaşılsın, yerine otursun diye son 10 günün takvimini paylaşmak istediğini belirten Davutoğlu, 10 gün içinde Paris'te Avrupalı liderlerle birlikte yürüdüklerini, orada bulunuşlarının Avrupalı Müslümanlar adına hiçbir kimsenin İslam ile terörü yan yana zikredemeyeceğini göstermek için olduğunu söyledi.

Orada hem vatandaşlarla görüştüklerini hem de Fransa'daki Müslümanların liderleriyle oturup konuştuklarını, dertleştiklerini anlatan Davutoğlu, sonra Berlin'e geçtiklerini ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile ikili görüşmeler yaptıklarını anımsattı.

Bunun yanı sıra Berlin'de ırkçılar tarafından  Müslümanlar yatsı namazını kılarken yakılan Fatih Camisi'ni yerinde ziyaret ettiklerini anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:

''Orada da nerede olursa olsun, her türlü ırkçılığa karşı başımız dik bir şekilde ayakta duracağımızın mesajını verdik. İşte bir kez daha Zürih'ten sesleniyorum; İslam Avrupa'nın asli dinidir ve asli dini olarak devam edecektir. Endülüs'ten Osmanlı'ya ve yarım asır önce Anadolu'nun her bir köşesinden çıkıp, o kutsal yürüyüşle buraya gelen, o yiğit insanların getirdiği ve Avrupa'ya ezanla birlikte çil çil kubbe gibi serpiştirdiği, o mescitler, o camiler mutlaka korunacaktır, onlara uzanan ellere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Tekbiri Zürih'e taşıyan kardeşlerimin alnından öpüyorum, Allah sizi yetiştirenlerden razı olsun. Buralara, bu diyarlara tahta bavullarla gelmekle birlikte, fakir bir şekilde gelmekle birlikte, gönlü zengin bir şekilde, imanını koruyan o ilk gurbetçilerimize selam olsun, onların evlatlarına selam olsun. Allah'ın rahmetine kavuşanlara rahmet diliyoruz. Onlar ne mübarek insanlar ki Anadolu'dan Rumeli'den bu diyarlara geldiklerinde, buralara öyle bir tohum ektiler ki Allah'ın izniyle o tohum, Avrupa merkezinde bir adalet çınarı olarak yükselecek. Kimse bunu engelleyemeyecek.''

Müslümanlar ve Hristiyanların Avrupa'da barış içinde yan yana yaşayacağını belirten Davutoğlu, bunu kimsenin engelleyemeyeceğini söyledi.

''Dinimizle, dilimizle, örfümüzle Avrupa Birliği'ne gireceğiz''

Berlin'den Türkiye'ye döndükten sonra Brüksel'e gittiklerini ve orada da Anadolu'nun evlatları tarafından coşkuyla karşılandıklarını ifade eden Davutoğlu, burada Avrupa Birliği liderleriyle, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Donald Tusk,  Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Junker ile açık ve net görüşmeler yaptığını hatırlattı.

Türkiye'nin AB yolunda stratejik kararlılığını bir kez daha vurguladıklarını anlatan Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Önümüze getirilen engellere rağmen, önyargılara rağmen, her türlü provokasyona rağmen Türkiye, Avrupa Birliği yolunda yürümeye kararlıdır. Neden biliyor musunuz? Hem Türkiyesiz Avrupa büyük bir eksiklik olacaktır ama en önemlisi de sizler için, Avrupa Birliği yolunda yürümeye devam edeceğiz. Madem ki burada bizim kültürümüzü, örfümüzü, dilimizi, dinimizi temsil eden kardeşlerimiz var, madem ki 45 milyon var Avrupa'da Müslüman, işte Türkiye Avrupa Birliği'nin parçası mutlaka olacaktır. Mutlaka bir gün Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Yalvarmayacağız, dilenmeyeceğiz, hiç bir özel ayrıcalık beklemeyeceğiz. Başımız dik bir şekilde gireceğiz, onurla gireceğiz. Dinimizle, dilimizle, örfümüzle Avrupa Birliği'ne gireceğiz. Siz aziz Zürihliler, İsviçreliler, siz Avrupa'nın kalbinde böyle dik duruyorsunuz, bize dünyanın her yerinde baş eğmek yakışır mı? Siz bir an bile tereddüt etmeden bizim kültürümüzü Avrupa'da yaşıyorsunuz, biz o kültürden bir zerre dahi fedakarlık eder miyiz? Başımızı eğer miyiz? Eğmeyiz Allah'ın izniyle, eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz. Biz baş vermiş ama baş eğmemiş Çanakkale'nin yiğitlerinin torunlarıyız.''

''Türkiye, AB'ye girmek için çok güçlü diye çekiniyorlar'' 

Avrupa Birliği'ne kararlı şekilde yollarına devam edeceklerinin, hiç bir şey talep etmeden hiç bir şey dilenmeden, başları vakur bir şekilde gireceklerinin altını çizen  Davutoğlu, şöyle devam etti: 

''2002'de iktidara geldiğimizde, o zaman yaptığımız görüşmelerde, fısıltı halinde de olsa, bazen de seslerini yükselterek  şöyle derlerdi: 'Türkiye Avrupa'ya girmek için çok fakir, çok zayıf, alırsak Avrupa'ya yük olur. Alırsak Türkiye'ye milyarlarca, yüz milyarlarca avro katkı yapmamız beklenir. Türkiye krizden yeni çıkmış fakir bir ülke'. Elhamdülillah onların önünde hiç bir şey talep etmeden, o fakir dedikleri ülke bugün dünyanın yükselen gücü, G-20'nin başkanı. Onlardan, hani başka ülkelere yaptıkları gibi yüz milyarca avro istemeden, talep etmeden, tek başımıza alnımızın teriyle buralara geldik. Milletimizin helal kazançlarından aldığımız vergilerle buraya geldik. Çalışkan milletimizin ahlakıyla buraya geldik, çalışkanlığı ile buraya geldik. Allah bizi hiç bir zaman, hiç bir şekilde namerdin karşısında mahcup etmesin, değil merde namerde bile muhtaç etmesin. Biz o yılları biliriz, 1 milyon dolar için neler yapıldığı yılları biliriz ama şimdi öyle değil. Şimdi de diyorlar ki aynı çevreler 'Türkiye, Avrupa Birliği'ne girmek için çok güçlü. Eğer Avrupa Birliği'ne girerse, Avrupa'nın karakterini değiştirir, Avrupa Parlamentosu'nun dörtte biri Türk olur' diye çekiniyorlar.

12 yılda 'Türkiye zayıf, Avrupa'ya giremez' diyenlerden, 'Türkiye çok güçlü, girerse Avrupa'yı değiştirir' denilen günlere geldiklerini ifade eden Davutoğlu, 'İşte AK Parti yılları bu yıllar. İşte sizin Zürih sokaklarında, İsviçre sokaklarında, ve bütün Türklerin, bütün Avrupa sokaklarında başının dik dolaşmasını sağlayan bu'' dedi.

''Avrupa için Türkiye bir şifadır''

Başbakan Davutoğlu, ''Buradan bir daha sesleniyorum, Avrupa bir gün küresel güç olacaksa, Türkiye'nin üyeliği ile olacak. Avrupa ekonomisi bu krizden çıkacaksa, Türkiye'nin dinamik nüfusuyla, girişimci kudretiyle çıkacak. Avrupa için biz bir yük değiliz. Avrupa için Türkiye bir şifadır. Hem ırkçılık hastalığına karşı bir şifadır, hem ekonomik durgunluğa karşı bir şifadır hem de Avrupa'nın düşen gücüne karşı, Avrupa'yı ayağa kaldıracak bir şifadır''

Brüksel'den Türkiye'ye döndükten sonra hafta sonu Aydın ve Muğla'ya sonra da Tekirdağ'a kongreler için gittiklerini anlatan Davutoğlu, İsviçre'den döner dönmez de Diyarbakır ve Batman'a gideceklerini söyledi.

Aydın'da yiğit efelerle, Muğla'da Yörük, Türkmen boylarının çocuklarıyla, Tekirdağ'da Rumelili yiğitlerle, Evlad-ı Fatihan'ın torunlarıyla buluştuklarını anlatan Davutoğlu, Cumartesi, Pazar günü de Diyarbakır'da Batman'da Mezopotamya'nın Kürt yiğitleriyle buluşacaklarını söyledi.

Davutoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

''İşte bizim birlik beraberlikten anladığımız budur, Türkmenler, efeler, Evlad-ı Fatihan, Mezopotamya boyları, hepsi yan yana bir arada. Bizim Çözüm Süreci'nden de anladığımız bu. Zeybek oynayan efelerle, halay çeken Diyarbakırlı, Batmanlı yiğitler yan yana. İşte bu al bayrağı Türkiye'nin her yerinde, milli birliğin kardeşliğin sembolü yapan AK Parti zihniyeti bu. Nasıl Türkiye'de, Türkiye'nin doğusuyla batısını, kuzeyiyle güneyini bir araya getirdik biliyorum. Paris'te, Berlin'de, Brüksel'de 3 gün önce Londra'da buluştuğumuz kardeşlerimiz, şimdi burada buluştuğumuz kardeşlerimiz arasında Türkiye'nin doğulusu da var, batılısı da. Anadolulusu da var Rumelilisi de. Kuzeyi de var güneyi de. Türkü de var Kürdü de Sünnisi de var, Alevisi de. İşte Türkiye bu.''

"Gerektiğinde her yerde 'one minute' diyebilecek bir Türkiye var"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "O herkesin tahkir ettiği, tepeden baktığı Türkiye yok. Tepeden bakana, onurla bakan bir Türkiye var. İnandığımız değerleri tahkir etmeye kalkışana haddini bildiren bir Türkiye var. Gerektiğinde her yerde 'one minute' diyebilecek bir Türkiye var hamd olsun" dedi.

Davos programını tamamlayarak Zürih'e gelen Davutoğlu, Trafo Otel'de düzenlenen "İsviçre Buluşması"nda, burada yaşayan Türk vatandaşlarına hitap etti. 

Davutoğlu buradaki konuşmasında, ne olursa olsun Türkiye'nin birliğini, beraberliğini, vatanın bütünlüğünü hiçbir şekilde çiğnetmeyeceklerini, milletin kardeşliğini ebedi kılacaklarını söyledi. 

Başbakanlık görevini devraldığında "Anadolu'nun, Rumeli'nin her yerine gideceğine" kendisine söz verdiğini belirten Davutoğlu, "Nerede bir vatandaşımız varsa onların da ayaklarına gideceğim" diye ahdettiğini, 10 gün içinde, 5 Avrupa şehrini ziyaret ettiğini, etmeyi de sürdüreceğini dile getirdi.

Londra'da bir günde yaklaşık 12 toplantıda finans kuruluşlarına, yatırımcılara hitap ettiğini, ikili görüşmeler yaptığını, Davos'taki programlarının da yoğun olduğunu kaydeden Davutoğlu, ancak Zürih'te gördüğü al bayrak coşkusunun, yorgunluğunu aldığını vurguladı. 

Aralık'ta Üsküp'e gerçekleştirdiği ziyarette Üsküp'te kendisinden bayrak istendiğini, her haneye bayrak, Kuran-ı Kerim ve sözlük göndereceklerine söz verdiklerini hatırlatan Davutoğlu, İsviçre'de de isteyen herkese al bayrak göndereceklerini belirtti. 

Başbakan Davutoğlu, "Bizim siyaset felsefemiz Türkiye'yi 'tek bir yumruk gibi' doğusuyla batısıyla, kuzeyiyle güneyiyle birleştirmek. Öyle bir birlik gücü oluşturmak ki, bir güneş gibi Balkanlar'ın üzerine doğsun, bir güneş gibi Filistin'in üzerine doğsun, bir güneş gibi Suriye'nin, Irak'ın, bütün Ortadoğu'nun üzerine doğsun. Doğu'dan bir güneş gibi Semerkand'tan Buhara'dan doğsun, Batıya, Latin Amerika'ya kadar o güneş etkisini göstersin" diye konuştu. 

"Kimse bizim adalet davamızı durduramaz"

Salonda Balkanlar'dan, Somali'den de gelenlerin bulunduğuna dikkat çeken Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Somalili kardeşlerimizin buradaki mevcudiyeti ne diyor biliyor musunuz? Şunu söylüyor; 'Ümitsizliğe düştüğümüzde bebeklerimiz yolda susuzluktan, açlıktan öldüğünde 2012 Ağustosunda semada bir uçak belirdi. 20 yıldır hiçbir resmi uçağın inmediği Mogadişu'ya işte bu al bayrağı taşıyan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın uçağı indi. Biz o onuru yaşadık. 'Fazla değil 2,5-3 yıl içinde Somali'nin kaderini değiştirdiniz' dediler. Hani evvelki gün Sayın Cumhurbaşkanımızın ziyareti öncesinde Mogadişu'da Türk heyetinin kaldığı binanın karşısında intihar saldırısı yapıldı ya, işte Somalili kardeşlerimizin buradaki mevcudiyeti, 'onlar ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, biz Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk kardeşlerimizin yayındayız' diyor."

Konuşmasının bu bölümünde, salonda bulunan Somalililer de sahneye çıkarak Başbakan Davutoğlu ile birlikte salonu selamladı. 

Davutoğlu, "Onların buradaki mevcudiyeti, nasıl Türkiye'nin Somali'deki varlığına saldıran teröristlere cevapsa, Sayın Cumhurbaşkanımızın Mogadişu'daki mevcudiyeti ve ziyareti de Somali'ye, Afrika'ya ve dünyaya bir mesajdır. O mesajda da Cumhurbaşkanımız şunu demektedir hepimiz adına; 'bu topraklar, Somali ve Afrika, insanlık destanının yazılması gereken topraklardır. Nasıl 16. Yüzyılda o sahillerde, insanlık onurunu ayakta tutmak için atalarımız orada birlikte bulunmuşsa, nasıl 20. Yüzyılda sömürgeciliğe karşı yan yana olmuşsak, bundan sonra da Türkiye'nin şefkati ve kudreti, Somali'nin, Afrika'nın, bütün mazlumların üzerindedir. Kimse yolumuzu kesemez. Kimse bizim adalet davamızı durduramaz" değerlendirmelerinde bulundu. 

"Dünyanın, insanlığın geleceği için ihtiyaç duyulan şey bellidir"

Başbakan Davutoğlu, Davos'taki toplantılarda, "Biz G-20 Dönem Başkanı olarak hem dünyadaki ekonomik krize cevap oluşturacak çalışmalar yapacağız hem de dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle en az gelişmiş ülkeleri arasındaki farkı kapatacağız. Eğer Somali'deki çocuklar açlık içinde kıvranıyorsa, Avrupa'da, Amerika'da birilerinin israf ettiği elektrik bile Afrika'nın tükettiği elektrikten daha fazlaysa, 620 milyon Afrikalı'nın elektriğe ulaşması mümkün değilse, bu dünyada barış, huzur, adalet olmaz" dediklerini belirtti. 

G-20 Dönem Başkanlığı'nın Türkiye'ye bir emanet olduğunu kaydeden Davutoğlu, "G-20 Dönem Başkanlığımız süresince hem yükselen küresel ekonomik güç olarak Türkiye'nin başarı hikayesini hem dünyanın ekonomik krizine nasıl çözüm bulunması gerektiğini anlatacağız ama en önemlisi diyeceğiz ki, 'dünyanın, insanlığın geleceği için ihtiyaç duyulan şey bellidir; adalet, adalet, adalet" ifadelerini kullandı.

"Hiç merak etmeyin, Türkiye'ye bir şey olmaz"

Başbakan Davutoğlu şöyle konuştu:

"Gezi provokatörleri, bu 17-25 Aralık ihanetini yapan, MİT tırlarına operasyon düzenleyen o hain çete var ya onlar bu komploları yaptıklarında, bir uluslararası toplantıda değişik milletlerden kardeşlerimiz geldi şunu dedi; aralarında Arakanlı, Filistinli, Boşnak da vardı. Dediler ki; 'eskiden, son 12 yıldır bize bir şey olursa bir zulümle karşılaşırsak bize yardım elini uzatacak Türkiye var diyorduk, ya size birşey olursa, Türkiye'ye bir şey olursa biz yönümüzü nereye döneceğiz' diye ağlayan insanlar gördüm ben. İşte onun için Türkiye'nin yaktığı umut ışığını söndürmek için bütün komploları yaptılar. Ben de onlara dedim ki şimdi de diyorum; 'hiç merak etmeyin, Türkiye'ye bir şey olmaz, çünkü Türkiye'de hiçbir güç karşısında boyun eğmeyen yiğitler var. Her komployu bozacak yiğitler ve AK Parti kadroları var. 12 yılda gecemizi gündüzümüze katarak, bütün bu yolu katettiğimiz AK Parti'nin mahalle teşkilatından, lider kadrolarına kadar uzanan o çilekeş, vefakar kardeşlerimiz var. İşte buradan bir kez daha herkese sesleniyorum; hiç merak etmesinler, bu AK Parti kadroları Rabbinin ve milletinin desteğini almışsa, hiçbir zaman durmamıştır, durmayacaktır. Kimseden destur, izin istemiyoruz, sadece Rabbimizden, milletimizden medet umuyoruz."

Artık, Türkiye'nin 12 yıl öncesinin Türkiyesi olmadığını yineleyen Davutoğlu, yıllar önce çalışmak için Avrupa'ya giden Türk işçileri hatırlattı.

O Türkiye'nin de artık olmadığını vurgulayan Davutoğlu, "O herkesin tahkir ettiği, tepeden baktığı Türkiye yok. Tepeden bakana, onurla bakan bir Türkiye var. İnandığımız değerleri tahkir etmeye kalkışana haddini bildiren bir Türkiye var. Gerektiğinde her yerde 'one minute' diyebilecek bir Türkiye var hamd olsun. Biz 'durun kalabalıklar' diyen üstat gibi, durun ey zalimler, döneminiz bitti, durun ey milli iradeye pranga vurmak isteyenler, dönemiz bitti. Artık konuşacak olan aziz milletimizdir, onun iradesidir, onun kararlığıdır' diyoruz" ifadesini kullandı.

Şimdi konuşma vakti olduğunu ifade eden Davutoğlu, 13 yıl önce IMF kapısında bekleyen Türkiye'nin yerini şimdi G-20 dönem başkanı olan ve IMF'ye borç veren Türkiye'nin aldığını anlattı.

"Artık, istihdamda dünya rekoru kırmış bir Türkiye var"

Davos'ta çok sayıda uluslararası yardım kuruluşu ve bazı ülkelerden kredi ve yardım talepleri aldıklarını aktaran Davutoğlu, "Dedim ya dedemizden aldığımız duadır bu bizim, şunu duyarak büyüdük biz Toros Dağları'nda 'Yarab, bana öyle bir tevekkül ver ki, değil namerde, merde dahi eyleme muhtaç.' Bu milleti ve sizleri hiçbir zaman namerde ve merde muhtaç etmeyeceğiz" dedi.  

Salondakilere, çocuklarına "gelecekten kaygı duymamalarını" söylemelerini isteyen Davutoğlu, artık zayıf Türkiye döneminin bittiğini ve bütün çocukların geleceğine sahip çıkacak bir Türkiye olduğunu belirtti.

Geçmiş yıllarda Türk ekonomisinin yurt dışından gelecek gurbetçi dövizlerine muhtaç durumda olduğunu hatırlatan Davutoğlu, "Sizlerin babaları dedeleri döviz göndermese Türk ekonomisi dururdu 70'li yıllarda. O kadar muhtaç durumdaydık. Şimdi Avrupa işsizlikten kırılırken, geçen yıl 1,5 milyon yeni iş üretebilmiş bir Türkiye var. Kriz esnasında 2008'den bu yana 6 milyon yeni istihdam üretmiş, istihdamda dünya rekoru kırmış bir Türkiye var. Artık o dönem bitti. Aksine eğer Avrupalılar'ın işe ihtiyacı varsa, onlara iş kapısı olabilecek, yükselen büyük bir Türkiye var" dedi. 

"Gidin ve mutlaka oyunuzu kullanın"

Yurt dışında yaşayan her Türk'ün birer gönüllü büyükelçi, diplomat ve konsolos olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Başınızı dik tutun, arkanızda güçlü, kudretli ve şefkatli Türkiye Cumhuriyeti var. Boynunuz eğik olmasın" değerlendirmesinde bulundu. 

Bu kudrete daha fazla kudret katmak için, tuzak kuranların tuzaklarını bozmak için, dünyaya merhamet dağıtabilmek için önlerinde yeni bir imtihan olduğunu dile getiren Davutoğlu, milletvekilliği genel seçimlerine atıfta bulundu.

Yurt dışındaki vatandaşların oy kullanabilmesi için gerekli değişiklikleri yaptıklarını ancak geçen yıl istenilen katılımı sağlayamadıklarını anımsatan Davutoğlu, "Madem ki hakkınızı aldınız şimdi bunun karşılığını ödeme vaktidir. Gideceksiniz ve seçimlerde oyunuzu kullanacaksınız. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde istediğimiz neticeyi alamadık, çok az oy kullanıldı bazı yerlerde. Buradan Avrupa'nın kalbinden bütün Avrupalı kardeşlerime sesleniyorum; gidin ve mutlaka oyunuzu kullanın. Türkiye'nin kaderi, Anadolu'daki 77 milyonla birlikte sizin ellerinizdedir" dedi.

Bütün bu tuzaklara karşı milli iradeyi hakim kılmak için Haziran ayındaki seçimlerde Avrupa'dan gür bir ses çıkmasını istediklerini belirten Davutoğlu, salondakilere, "Bu gür ses çıkacak mı? Oylarınızı kullanacak mısınız? Bu oylarla Zürih'ten Avrupa'dan, 'bütün tuzaklara karşı milli iradenin arkasında Avrupalı Türkler var' diyecek misiniz?" diye sordu. 

Davutoğlu, yurt dışında yaşayan Türklerden AK Parti'ye destek olmalarını isterken, "Siz birliğini koruyun, bir olun, iri olun diri olun. Arkanızda dipdiri bir Türkiye var. Allah birliğimizi, beraberliğimiz, gücümüzü daim etsin, devletimize ve milletimize zeval vermesin, nerede al bayrak varsa, oraya barış, huzur, sükun versin inşallah" diyerek sözlerini tamamladı. 

İsviçre Buluşması'na, Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Beşir Atalay, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Büyükelçi Feridun Sinirlioğlu, AK Parti Erzurum Milletvekili Fazilet Dağcı Çığlık, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Şenol Kazancı, Türkiye'nin Zürih Başkonsolosu Aslı Oral, Türkiye'nin Bern Büyükelçisi Mehmet Tuğrul Gücük, Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosu Nurdan Bayraktar Golder, Türkiye'nin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Haluk Ilıcak, Türkiye'nin BM Cenevre Ofisi nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Ferden Çarıkçı, Türkiye'nin Bern Büyükelçiliği Basın Müşaviri Hacı Mehmet Gani, Avrupa Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Süleyman Çelik ve UETD  İsviçre Başkanı Murat Şahin de katıldı. 

 

Haber Haberleri

Mehmet Görmez’den Riyad’daki festival görüntülerine tepki: İslam'ın değerlerine saldırı
Bağdat'taki rehabilitasyon merkezinde 5 bine yakın uyuşturucu bağımlısı tedavi görüyor
Gazze'de 6 ay bombardıman altında yaşayan Salhiya: Bir ayağımız ahirette, bir ayağımız dünyadaydı
Sokak röportajı saçmalığına ne zaman son verilecek?
Özgür Özel hakkındaki "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "iftira" soruşturmasında ''yetkisizlik'' kararı