“Abiler, Komutandan Daha Fazla Bilgiye Sahipti”

Darbe kalkışmasına ilişkin hazırlanan ana iddianamede, Gülen örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) ele geçirme sürecindeki en önemli unsurun askerî okullar olduğu vurgulandı.

15-16 Temmuz’daki darbe kalkışmasına ilişkin hazırlanan ana iddianamede, “darbeye giden yolda” en kritik sürecin “askerî öğrencilik yılları” olduğu vurgulandı.

Darbeye kalkışan Gülen örgütü üyelerinin generalliğe kadar yükseldiği Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içinde yapılanmasını, 1970’li yıllardan itibaren dört aşama hâlinde anlatan savcılık, “örgütün askerî öğrencilerini” de mercek altına aldı.

“Öğrenciden Sorumlu Abiler Okul Öncesi Belirleniyor”

İddianameye göre, sınav soruları önceden verilerek örgüt elemanları askerî okullara sokuldu, askerî öğrenciden sorumlu olacak “abi” okul öncesinden itibaren seçilerek belirlendi. Savcılık, “abilerin” örgüte bağlı, örgüt lideri Fethullah Gülen’i “Mesih” olarak görenler arasından seçildiğini belirtti.

“Askerî Okula Hazırlanan Öğrenci Abiye Zimmetleniyor”

İddianamede, her “abiye” bir askerî öğrencinin zimmetlendiği, ilk aşamada o öğrencinin “abi” ile yakınlık kurması ve sevmesinin sağlandığı belirtildi. Savcılık, “abi” ile askeri öğrenci ilişkisini, “abinin” rolünü şöyle tanımladı:

“Çocuğun anne ve babasının ona göstermediği ilgi ve alâkayı gösterir. Bu samimiyet çocuğun dikkatinden kaçmaz, adeta abisine aşık olur. Onun sözünü emir kabul eder. Kısa sürede abinin sevgisi karşılık bulur ve her ikisi de İslâm’a, vatana ve millete faydalı işler yaptıklarını zannederek çalışmalarına devam eder.”

“Okul Öncesinde Kod İsim Belirleniyor”

İddianameye göre, örgüt elemanı öğrencinin, “abi” ile bağlantısının sağlanmasından sonra o öğrenciye “abi” tarafından bir kod isim veriliyor. Örgüt üyesi öğrenci artık bu kod isim ile biliniyor ve asla gerçek ismi zikredilmiyor. Askerî okula hazırlanan öğrenci, “abinin” sıkı takibi altına alınıyor.

İddianamede bu durum şu ifadelerle anlatıldı:

“Örgüt abisi, zaman zaman okul çıkışına giderek, askerî okullara hazırladığı öğrencisine ‘ne yaptığını takip ediyorum’ mesajı verir. Öğrenci ilk başlarda belki bunu anlamaz, abisinin onu sevdiği ve görmek istediği için okul önüne geldiğini zanneder. Oysa, örgüte adım atan herkes, her zaman ve her yerde takip edilir. Askerî okula başvuru yaptığı andan itibaren bu öğrencinin hayat biçimi örgüt abisi tarafından değiştirilir. Örneğin, dinî vecibelerini yerine getirmeyen biri gibi görünmesi istenir. Namaz kıldığını kimseye göstermemesi gerektiği öğretilir. Öğrencinin askerî okula girmesinin ardından ikinci aşamaya geçiliyor. Öncelikle, öğrencisi askerî okulu kazanan abi, örgüt içinde bir basamak yükselerek ‘mahrem hizmetler abisi’ sıfatını alıyor.”

“Okul ve Komutanlar Hakkında Abi, Örgüt Tarafından Bilgilendiriliyor”

İddianamede, “askerî imam” ve “abi” arasındaki ilişki şu şekilde anlatılıyor:

“Öğrenci hangi ildeki askerî okulu kazandıysa o ilin askerî okullarından sorumlu imamı ile abi arasında bir görüşme gerçekleştiriliyor. Sorumlu imam, öğrenci abisine okul ve komutanlar hakkında bilgi veriyor. Bu bilgileri alan abi, örgüt elemanı öğrencisini okula başlamadan önce bilgilendiriyor. Bu bilgilerin alınmasının ardından öğrenci ve abi birlikte okulun bulunduğu bölgeye gider. Askerî öğrenci okula asla yalnız gönderilmiyor.”

Savcılık tespitlerine göre, abi ile öğrenci okul başlamadan iki gün önce okulun bulunduğu bölgeye giderler. Erken gidilmesinin amacı, daha sonra buluşma yapılacak yer tespitinin yapılmasıdır.

Askerî öğrenciye okul sürecinde uyması gereken kurallar da öğretilir. Okul başladıktan sonra her on beş günde bir askerî öğrenci ve “abi” önceden belirlenen yerde ve saatte buluşur. Eğer öğrenci herhangi bir sebepten ötürü gelemediyse bir sonraki hafta sonu yine aynı yerde ve saatte beklenileceği söylenir.

“Kıyafet Değiştireceği Yer Bile Önceden Ayarlanıyor”

Öğrenciden resmî kıyafet ile görüşmeye gelmemesi gerektiği anlatılır. Resmî kıyafeti değiştireceği yer ayarlanır. Öğrencinin sivil kıyafetleri bu yerde hazır tutulur.

“İbadetler Gizleniyor”

Savcılığın tespitlerine göre, askerî öğrencilerden ibadetlerini kimseye göstermeden yapmaları gerektiği anlatılır. Öğrenciden tuvalette, bulunduğu yerde, elbise veya duvar kenarında teyemmümle abdest almaları istenir. Örgüt üyesi öğrencilerin namazlarını îma ile kılınması istenir ve îma ile namazın nasıl kılınacağı öğretilir.

“Kızlı-Erkekli Gruplara Girmesi Sağlanıyor”

Öğrencilerin deşifre olmaması için kızlı-erkekli grupların arasına girmesi gerektiğinin öğretildiğini belirten savcılık, “Geçmişte örgüt evlerinde tanıdığı ya da karşılaştığı birisiyle örgüt içerikli konuşma yapmaması, konu açılırsa Fetullah Gülen ve örgüt hakkında küfürlü konuşması istenmiştir. Örgüte mensup öğrencilerin hafta sonları izne çıktıklarında askerî elbiseyle asla örgüte bağlı ev, dershane, okul gibi yerler başta olmak üzere camilere namaz kılmaya gitmemesi istenir.” ifadelerine yer verdi.

“İçe Kapanık Değil, Sosyal Öğrenci Olması İsteniyor”

İddianameye göre, askerî okulların kütüphanesindeki Atatürk kitaplarının okunması talimatını veren örgüt, öğrencisinin deşifre olmaması için sosyal hayatın içine girmesine de özen gösteriyor.

Savcılık, “Okulun düzenleyeceği tiyatro, bale veya en azından bir spor dalına girmek suretiyle burada pısırık, içine kapalı hatta ‘molla’ manası verilebilecek tutum ve davranışlardan uzak durması istenmiştir.” dedi.

“Kardeşim Dediği Arkadaşları FETÖ’cü Çıktı”

Küçük yaştan itibaren “takiye” anlayışı ile yetiştirilen öğrencilerin “abilerden” habersiz hiçbir şey yapmadığını belirten savcılık, örgütün gizliliğe verdiği önemi anlatırken, “Darbe sonrası tutuklanan FETÖ’cü askerlerin ifadelerinden anlaşıldığı üzere, ‘kardeşim’ dediği arkadaşının yıllar sonra örgüt mensubu olduğunu anlayanlar veya öğrenenler çıkmıştır.” dedi.

“1986’daki Soruşturmadan Sonra Örgüt Sistem Değiştirdi”

Savcılığın tespitlerine göre, 1986 yılında askerî liseler başta olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde yapılan soruşturmalarda, “Fetullahçı Terör Örgütü mensubu olma suçlamasıyla” TSK’dan ihraçlar başladıktan sonra örgütte sistem değiştirildi. İlk sistemde okulu kazanan öğrenci, o ildeki “abiye” teslim ediliyordu. Ancak soruşturmaların ardından öğrenci ile “abinin” ilişkisi okul sürecinde de devam ettirildi. Öğrenci hangi kentte ise, onu yetiştiren “abisi” de o kente onunla giderek ilgilenmeye devam etti.

Savcılığa göre, önceleri örgüt üyesi öğrencilerin grup olarak hareket etmesine izin veren örgüt, 1985-86 döneminde askerî okullardan atılmalar olunca, mecburi olmadıkça grup kurmaya izin vermedi. Burada da mecburiyetten ötürü oluşacak grupların asla üç kişiden fazla olmaması istendi.

“Örgüt Üyesi Öğrenciler, Öğrencileri Fişledi”

Görüşmelerde okuldaki öğrenciden, diğer öğrenciler ve komutanlar hakkında detaylı bilgiler alındığına dikkat çeken savcılık, “Daha okulun ilk yıllarından itibaren fişlemeye alıştırılan, özendirilen, hattâ teşvik edilen örgüt mensubu kendisinin de örgüt tarafından her anının kameraya kaydediliyormuşçasına fişlendiğini bilir ve tavır ve hareketlerine dikkat eder. Öğrenci, kaydettiği bilgileri her görüşmede abisine iletir, o da bir üstüne ve dolayısıyla okulla alâkalı her türlü bilgi Fetullah Gülen’e kadar ulaştırılır. Bu bilgilerle, okuldan sorumlu örgüt abileri okul komutanından daha fazla bilgiye ulaşmış olur.” tespitini yaptı.

“Gülenci Öğrencilerin Birbirleriyle Teması Engelleniyor”

İddianameye göre, örgüt mensubu öğrencinin, diğer örgüt mensubu öğrenciler ile temas kurması azami ölçüde engelleniyor. Örgüt mensubu öğrencinin, örgütten olmayan diğer çocuklarla arkadaşlık yapması sağlanıyor. Savcılık bunun sebebini ise şöyle anlattı:

“Aynı fabrikanın değişik tezgâhlarında üreyen ve çoğalan öğrencilerin bu diyalog sonucunda birbirlerini tanımalarına, erken tanışmadan kaynaklanan örgüt sırlarının deşifre olmalarına engel olmak ve askerî okulları kendi imkânlarıyla kazanan öğrencileri de örgüte kazandırmak isteğidir.”

“Dersler Yakın Takibe Alınıyor”

“Abinin”, öğrencinin derslerini de yakından takip ettiğini anlatan savcılık, “Örgüt ders yönüyle sıkıntı yaşayan ancak örgüte sadakatinde şüphe duymadığı örgüt mensubu askerî öğrencilerin sınıflarını geçmesinde her türlü kolaylığı sağlamıştır.” dedi.

“Örgütten Kopmak İsteyen Öğrenciler Okuldan Atılıyor”

Savcılık, örgütten ayrılmak isteyen öğrencilerin başına gelenleri de şu ifadelerle anlattı:

“Örgütten kopmak isteyen öğrenciler ile ilgili de gerekli tedbirler örgüt tarafından alınıyor. Örgütten kopmak isteyen ve ikna edilemeyen öğrenciler, şok mangaları denen gruplar içerisine alınarak şiddete ve işkenceye varacak kadar muamele görür. Ailenin okuldan çocuğunu alması, çocuğun başka bir okulda okuması ve gelecekte sıkıntı yaşamaması demektir. Ancak okuldan ayrılmamakta direnenlerin ise okuldan atılmasına karar verilir.”

“Teğmen Olunca Yeni Abiye Devredilir”

İddianamede, örgütün askerî öğrenciyle ilişkisinin son aşamasının öğrencinin mezun olduktan sonra teğmen olarak görevlendirilmesi ile başladığı belirtiliyor. Buna göre, göreve başlayan örgüt üyesi teğmen, onu öğrencilik yıllardan itibaren yetiştiren eski “abi” tarafından yeni “abi” ile tanıştırılır.

Teğmenliğe başlayan askerî öğrencinin eski “abi” ile görüşmesi kesinlikle yasaktır. İkili bir daha örgüt izin vermediği sürece görüşemez.

Kaynak: Selahattin Günday / Al Jazeera

15 Temmuz Darbe Girişimi Haberleri

FETÖ’den müebbet hapis alan 31 er tahliye edildi
Darbecilerin “Yurtta Sulh Konseyi” üyesi 17 sanığa verilen hapisler onandı
15 Temmuz, zulme ve tuğyana karşı direnen halkın zaferidir!
Yargıtay'dan "25 Aralık darbeye teşebbüs" davasında kısmen onama ve bozma kararı
Ülke genelindeki camilerde sela okundu