Enerji piyasası uzmanı Cüneyt Kazokoğlu BBC Türkçe sitesine değerlendirmelerde bulundu:
Trump İran ile P5+1 (ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya) arasında 2015'te imzalanan nükleer anlaşmadan çekildiğini açıklamıştı.
Anlaşmanın Avrupalı taraflarından gelen tepkiler "ahde vefa" vurgusu taşıyordu. Ancak ABD tarafından yayınlanan açıklamada, İran'a yönelik yaptırımların yeniden başlayacağı ve bunların İran ile iş yapan üçüncü ülke ve şirketleri de kapsayacağı belirtildi.
ABD'nin yeniden yürürlüğe sokacağı yaptırımlar içinde en önemli unsurlar İran'ın para, altın, ham petrol ve petrol ürünleri ticareti. Bu kalemler, Türkiye'yi de doğrudan ilgilendiriyorlar.
Buna mukabil Türkiye açısından belirtilmesi gereken mühim bir nokta, doğalgaz ticaretinin yaptırımlara dahil olmadığı.
Bu istisnanın arkasında yatan sebep, ham petrol ve petrol ürünlerinin aksine, boru hattı ile doğalgaz ithalinin yaklaşık yüzde 15'ini İran'dan yapan Türkiye'nin doğalgazın yaptırımlara dahil olması durumunda İran'dan daha fazla zarar göreceği.
Ticaretin nasıl devam edeceği belirsiz
ABD'nin yeniden İran'a yönelik yaptırımlar uygulamaya başlamasının etkilerini değerlendirmek için henüz erken. Büyük ihtimalle başta Çin, Hindistan ve Türkiye olmak üzere İran'dan petrol ve petrol ürünü satın alan pek çok ülke ABD ile görüşüp istisna talebinde bulunacaklar.
Buna ek olarak ABD'nin açıklamasında önemli bir husus para ve altın ticareti için 90 gün, ham petrol ve petrol ürünleri ticareti için ise 180 günlük geçiş süreci öngörülmesi. Yani yaptırımlar tam anlamıyla 4 Kasım 2018'de yürürlüğe girecekler.
ABD Başkanı Trump'ın açıklamasının arkasından Ankara'dan İran ile ticaretin devam edeceği açıklaması gelmiş, yalnız detay verilmemişti.
Halbuki bu ticaretin hangi şartlarda devam edeceği konusu, geçtiğimiz yaptırım döneminin Türkiye açısından kilit isimleri Reza Zarrab, Babek Zancani ve Hakan Atilla'nın akibetleri düşünüldüğünde çok önemli.
Türkiye'nin atacağı adımlar ve ABD ile yapacağı görüşmelerin önemli bir etken olduğunu şerh düşerek, bugün itibarıyla İran'a yönelik yaptırımların enerji açısından Türkiye için iki önemli sonucu olacak.
Ham Petrol İthali
Türkiye, geçtiğimiz yıl günde ortalama 515 bin varil ile tarihinin en yüksek ham petrol ithalatını yaptı. Bu artışın en önemli nedeni, Türkiye'nin akaryakıt talebinin rekor kırarak günde 1 milyon varile yaklaşmış olması.
İran'ın Türkiye'nin ham petrol ithalinde 2011'de %51 olan payı 2012'de yaptırımların yürürlüğe girmesinden itibaren düştü. İran'ın yerini başta Irak olmak üzere başka ülkeler doldurdular.
2016 yılında yaptırımların kaldırılmasına yönelik anlaşmayı müteakiben İran da Türkiye'ye ham petrol ithalini arttırmaya başladı ve geçtiğimiz yıl, Türkiye'nin ham petrol ithalinin neredeyse yarısını karşıladı.
Yeni yaptırımlar, Türkiye'nin yıl sonundan itibaren İran'dan alacağı ham petrolün azalması demek olacak. Geçmişte de olduğu üzere, ithal edilen ham petrolün özellikleri de düşünüldüğünde İran'ın yerini başta Irak, Rusya ve Suudi Arabistan'ın dolduracağını beklemek yanlış olmaz.
Öte yandan İran'a yönelik yeni yaptırımların biraz zamansız olduğu da bir gerçek. Türkiye'nin ham petrol ithalatı, şimdiye kadarki tek ithalatçı Tüpraş'a ek olarak, bu yılın üçüncü çeyreğinden itibaren Azeri SOCAR'ın Aliağa'daki yeni rafinerisi ile birlikte daha da artacak ve muhtemelen bu artışın İran harici ülkelerden karşılanması gerekecek.