ABD'deki Müslüman köleler Ramazan'ı nasıl geçiriyordu?

Yusuf Sami Kamadan, Afrika'dan kaçırılarak köleleştirilen Müslümanların Ramazan ayında yaşadıkları zorlukları inceliyor.

Yusuf Sami Kamadan / Mecra

Afrikalı Müslüman kölelerin Ramazanı

17. yüzyılın başlarından 19. yüzyılın ortalarına kadarki dönem içerisinde Kuzey Amerika’da İslâmiyet, Batı Afrika başta olmak üzere Afrika’dan buraya tarım işlerinde çalıştırılmak üzere getirilen Müslüman kölelerin varlığıyla ayaktaydı.

  • Bugün her ne kadar az bilinen bir gerçek olsa da Amerika’ya getirtilen kölelerin kâhir ekseriyetinin Müslüman olması tarihî bir gerçeği meydana getiriyordu.

Hatta Amerika’nın bir devlet hüviyeti kazanmasında Müslüman unsurun da büyük bir tesiri olmuştu. Amerikalı tarihçi Reşîde Muhammed’in çalışmalarından bilebildiğimiz kadarıyla bu katkı hiç de azımsanacak bir boyutta değildi.

Kuzey Amerika’da İslâmiyet, Batı Afrika başta olmak üzere Afrika’dan buraya tarım işlerinde çalıştırılmak üzere getirilen Müslüman kölelerin varlığıyla ayaktaydı.

Getirildikleri yeni kıtada yeni bir dünya ile tanışan köleler hiç şüphesiz beraberlerinde dinlerini de getirmişlerdi. Fakat inançlarını yaşama noktasında problemler oluyordu ki bunların başında da Ramazan orucu yer alıyordu. Sadece Kuzey Amerika’da değil, getirildikleri Güney Amerika ve diğer başka coğrafyalarda da benzer problemleri yaşadıklarını bildiğimiz Afrikalı köleler oruç dışında; birlikte namaz kılmak, helal gıda temin etmek ve içtimâî vazifelerini yerine getirme noktasında da problemler yaşıyorlardı.

Kendilerine karşı uygulanan ağır köle yasası karşısında direnen köleler, bunu beraberlerinde getirdikleri inançları sayesinde yapabiliyorlar, varlıklarını bu şekilde yok olmaktan kurtarıyorlardı.

İnançlarına bağlı Afrikalı Müslümanların direncini kırmayı hedefleyen sömürgeci güçler, Ramazan ayının gelişini kutlayan, birlikte iftar yapan ya da cemaatle terâvîh namazı kılan, oruçlarını tutan kölelerin bir araya gelmelerinin yasaklıyor; bu tarz davranış sergileyenleri ağır şekilde cezalandırıyordu.

Fakat uygulanan yasaklamalar, Afrikalı Müslümanların bu tutumlarından doğan direnci kırmayı hedefliyordu. Mesela kölelerin bir araya gelmelerinin yasaklanması, bu tarz davranış sergileyenlerin ağır şekilde cezalandırılması; Ramazan ayının gelişini kutlayan, birlikte iftar yapan ya da cemaatle terâvîh namazı kılan bu insanlara yapılmış bir yaptırımdı. Fakat Kur’ân-ı Kerîm’de bu gibi durumlarda oruçla alakalı gösterilen müsâmahaya rağmen oruçları konusunda gayret göstermeleri kolayca boyun eğilmediğini gösteriyordu.

  • Ramazan ibadetleri toplu bir şekilde gizli ve özel yerlerde edâ ediliyor, her ne kadar bir araya gelinmesini yasaklayan kurallar olsa da iftarlar bir arada yapılmaya çalışılıyordu.
 

Afrikalı köleler, köklerinden koparılmak ve yeni dünyaya raptedilmek amacıyla özellikle Ramazan ayındaki oruç ibadetinde baskılar yaşıyordu.

Aslında uygulanan kısıtlamalar Ramazan dışında yapılan ibadetler konusunda da geçerliydi. Bu konuyla alakalı yazılanlardan bilebildiğimiz kadarıyla Afrika’dan kaçırılıp tütün tarlasında çalıştırılan bir köle namazını kıldığı esnada bir beyazın saldırısına uğramış, bunu gururuna yediremeyerek kaçmış, sonrasında ise tekrar yakalanmıştı. Özellikle oruç olmak üzere bu konuda yaşanılan sıkıntılar, bu sahayla alakalı kaleme alınmış nice eserde çok sayıda hikayeyle yer alıyordu.

Maksat yaygın kanaatle bilindiği üzere Afrikalı köleleri köklerinden koparmak ve yeni dünyaya raptetmekti.

Fakat Afrikalı Müslümanlar için yapılan ibadetler ve özellikle de oruç varlıklarını muhafaza etmenin en garantili yoluydu. Belki de sahip oldukları müsamahayı bundan dolayı kullanmamışlardı.

Yorum Analiz Haberleri

Gazze katliamında ABD'nin rolü
Endonezya’da “Değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” madde: Filistin davası
"Mustafa Kemal'in askerleri"ne ne zaman dur diyeceğiz?
Gazze katliamı ve Hasbara’nın iflası
Medyadaki ahlaksızlığa neden göz yumuluyor?