Minnesota'da 25 Mayıs'ta bir polisin sokak ortasında Floyd'un boynuna diziyle bastırması sonucu yaşamını yitirmesine neden olması, ülke genelinde yoğun protestolara neden oldu. Polis şiddeti ve siyahi Amerikalılar ile diğer etnik gruplara yapılan muamele de bu olayla ülkede bir kez daha gündeme geldi.
Başkan Donald Trump’ın emniyet güçlerine "protestoculara sert müdahale etmesi" çağrısı da kamuoyunun büyük tepkisini çekti. Özellikle insan hakları dernekleri üyeleri, akademisyenler ve hukukçular, polislerin müdahale esnasında kullandığı sert gözaltı tekniklerini tartışmaya başladı.
Konuya dair açıklamalarda, ABD’de kamu güvenliğinin sağlıklı şekilde korunabilmesi için polis teşkilatı bünyesinde kapsamlı reform yapılması gerektiğine dikkat çekilirken, vatandaş ile polis arasında yaşanan kötü olayların sona ermesi için polis adaylarının kapsamlı eğitimlerden geçirilmesi, denetimlerin artırılması ve polisin hesap verebilirliğinin sağlanmasının şart olduğu vurgulanıyor.
Başka ülkelerdekine benzer hukuki zemine sahip olmalarına karşın Amerikan polisinin kişisel güvenlik gerekçesiyle bulunduğu sert müdahaleler ve işlediği ırkçı suçlarda cezai müeyyideyle karşılaşmaması, şiddetin devamına zemin hazırlıyor.
ABD genelindeki birçok polisin görev esnasında karşısındaki insanın görünüşü ve etnik yapısına göre yasaları uygulamasının da polis ile siyahi toplum arasındaki gerginliği büyük oranda artırdığı biliniyor. Polisin etnik ayrım gözetmesi, halkın gözünde tarafsızlık ve güvenirliğini yitirmesine de neden oluyor.
"Halkı korumak ve hizmet etmek" yeminiyle göreve başlayan polisin ırkçı tavrı, beyaz olmayan insanlar arasında korku ve gerginliğe sebebiyet verirken, toplumdaki her bireyi potansiyel şüpheli yerine koyması da emniyet birimlerini taraflı bir yapı olarak gösteriyor.
Polisin aşırı güç kullanımına tepki gösterenler şiddete maruz kalıyor
Polisin ihbar ve rutin kontrol durumlarında şüpheli veya olayla bağlantısı olmayan sivillere uyguladığı sert müdahaleler de kamuoyunda büyük tepkilere yol açıyor.
Polis şiddetine ilişkin verilerin bulunduğu "Mapping Police Violence" sitesinde yer alan bilgilere göre, ABD'de 2013'ten 2019'un ortasına kadar siyahiler de dahil 7 bin 666 kişi polisin verdiği sert tepkiler nedeniyle yaşamını yitirdi. Son olarak Floyd’un ölümü polisin yetkilerine ilişkin soru işaretlerini gündeme getirdi.
AA muhabirinin açık kaynaklardan derlediği bilgilere göre, polisin yasalara aykırı eylemlerinin başında bireylerin geçerli bir sebep olmadan tutuklanması geliyor. Bu uygulamanın muhatabı genellikle siyahi vatandaşlar olurken, buna tepki gösterenler de çoğunlukla polis şiddetine maruz kalıyor.
Polisin mahkeme emri veya geçerli bir neden olmadan arama yapması veya kişiye ait herhangi bir objeye el koyması da yasal değil ancak ülkede her gün yüzlerce kişinin benzer olaylar yaşadığı biliniyor.
Yasalarda polisin trafikte durdurduğu bir kişinin suç işlediğine dair geçerli bir sebebi olması, aksi takdirde araçta yasa dışı bir obje bulunsa dahi bunun, kişinin aleyhine kullanılamayacağı belirtiliyor. Buna rağmen polisin, yine çoğunluğu siyahilere yönelik benzer birçok tutuklama yaptığı belirtiliyor.
Ayrıca, emniyet birimlerinin takip ettiği yönetmeliklerde orantısız güç, ırkçı davranış, cinsel taciz, delil yerleştirme, gözetleme ve gözaltına alınan bireyin bayılması veya ölmesine neden olacak her türlü tutuklama tekniklerinin yasak olduğu açıkça belirtilmesine rağmen, son 10 yılda ilgili yüz binlerce soruşturmanın açılmış olması olayın ciddiyetini gözler önüne seriyor.
Polis aleyhine açılan 110 bin soruşturma kapatıldı
Amerikan USA TODAY gazetesi ve Şikago merkezli "Görünmez Enstitü" adlı insan hakları kuruluşunun ortak araştırmasına göre, son 10 yılda ülkede en az 85 bin polis memuru söz konusu gerekçelerle bağlantılı 200 bin soruşturma geçirdi ancak bu soruşturmaların büyük çoğunluğu kamuoyundan gizlendi.
En az 110 bin soruşturma emniyet teşkilatı içinde yürütüldü ve yargıya taşınmadı, çoğu daha sonra kapatıldı ve deliller yok edildi.
Yapılan sorgulamaların çoğunu görevi kötüye kullanma ve dövme suçlamaları oluşturdu. En az 22 bin 924 polis orantısız güç kullanmaktan, 3 bin 145 polis tecavüz ve çocuk tacizinden, 2 bin 307 polis aile içi şiddet uygulamaktan soruşturma geçirdi.
Yalan söyleme ve sahte delil yerleştirme suçu da ABD polis teşkilatı içerisinde büyük bir sorun olarak ön plana çıkıyor. Teşkilatta yalan beyan, sahte delil veya delilleri tahrif etme suçlamalarından en az 2 bin 227 soruşturma açılırken, bu suçların en az 418’ini polislerin doğrudan kendileri veya tanıdıkları birilerini kurtarmak için yapıldığı görülüyor.
80 bin suçlu polisin sadece 30 bini görevden alındı
Konu hakkında yayımlanan raporlardan derlenen bilgilere göre, işlediği ciddi suçlardan dolayı sorgulama geçiren 80 bin polisin sadece 30 bini görevden alındı. Söz konusu polisler en az 20 ila 110 soruşturma geçirmesine rağmen, yıllar sonra mesleklerinden el çektirildi.
Ayrıca, bu polislerin en az 4 bin 537’si uyuşturucu ve alkol kullanmak, 9 bin 643’ü ırkçılık ve saldırıda bulunmak, 2 bin 254'ü gereksiz yere adam öldürmek ve 5 bin 416’sı hırsızlık ve yalan beyanda bulunmak nedeniyle görevinden alınırken, diğerlerine ne gibi suçlamalar yöneltildiği bilinmiyor.