Michael Brown, Eric Garner, Akai Gurley ve Tamir Rice adlı siyahi Amerikalıların polis tarafından öldürülmesini kınamak için New York, Kentucky, California, Massachusetts, Missouri, Illionis ve Kolorado eyaletleri ile başkent Washington DC'de protestolar düzenlendi.
New York'taki gösterilere 25 binden fazla kişi katılırken, şehrin diğer bölgelerin de ırkçılık ve polis şiddetine karşıtı eylemler gerçekleştirildi. New York'taki ''Milyonlar Yürüyüyor'' adlı gösteriler barışçıl bir şekilde sona ererken, Boston'da düzenlenen gösterilerde ise 23 kişinin polis tarafından gözaltına alındığı bildirildi.
Manhattan'nın Greenwich Village bölgesindeki ''Washington Square Park''ta (Washington Meydanı Parkı) başlayan New York'taki yürüyüş, 5 cadde ve 6 cadde üzerinden Herald Meydanı'na varmadan 32'nci sokaktan ters yöne dönerek Broadway üzerinden New York Polis Teşkilatı'nın (NYPD) merkez binasının önüne kadar devam etti. Ünlü alışveriş merkezi Macy's'in bulunduğu Herald Meydanı polis tarafından kapatıldığı için göstericiler meydana giremeden geldikleri yolun paralelindeki Broadway üzerinden geri dönerek, NYPD merkezine yürüyüşü sona erdirdi.
43 yaşındaki siyahi Amerikalı Eric Garner, 19 Temmuz tarihinde New York'un Staten Island bölgesinde kaçak sigara sattığı iddiasıyla gözaltına alınma girişimi sırasında polis memuru Daniel Pantaleo tarafından boğazı sıkılarak hayatını kaybetmişti.
Bir başka siyahi Amerikalı 18 yaşındaki Michael Brown 9 Ağustos'ta St. Louis'in Ferguson bölgesinde polis memuru Darren Wilson tarafından öldürülmüştü.
28 yaşındaki Akai Gurley 20 Kasım tarihinde New York'un Brooklyn bölgesinde acemi polis memuru Peter Liang tarafından gece karanlığında vurulmuş, olayın kazayla meydana geldiği açıklanmıştı.
22 Kasım'da 12 yaşındaki Tamir Rice adlı bir başka siyahi Amerikalı, Cleveland'da parkta oynarken polis tarafından vurularak öldürülmüştü.
Her yıl güvenlik güçleri tarafından 400 ile 500 arasında kişinin öldürüldüğü ABD'de, FBI rakamlarına göre geçen sene içinde 76 polis de görev başında hayatını kaybetti. Polislerin 49'u kazayla, 27'si de zanlılar tarafından vurularak hayatını kaybetmişti.
Washington'da da kentin ana meydanlarından Pennsylvania Caddesi'ndeki Freedom Plaza'yı (Özgürlük Meydanı) dolduran eylemciler, "Siyahların yaşamı da değerli", "Eller havaya, ateş etme", "Adalet yoksa barış da yok" ve "Nefes alamıyorum" şeklinde sloganlar attı. "Katil polisleri durdurun" gibi pankartlar taşıyan göstericiler, polisin öldürdüğü siyahilerin isimlerini hep bir ağızdan bağırdı.
Ünlü insan hakları savunucusu rahip Al Sharpton'ın başkanlığını yaptığı Ulusal Hareket Ağı tarafından "Herkes için adalet" temasıyla düzenlenen ve barışçıl geçen eylemde göstericiler, Özgürlük Meydanı'ndan davullar ve şarkılar eşliğinde ABD Kongresi binasına yürüdü.
Sharpton, ülkenin dört bir tarafından gelen ve 7'den 77'ye her çeşit yaş grubundan ve her çeşit ırktan insanların olduğu kalabalığa hitaben yaptığı konuşmada, polis şiddeti vakalarının düzgün biçimde yargılanmasını sağlamaya yönelik federal düzenlemeler yapılmasını istedi.
Bunun sadece siyahların ya da beyazların değil, tüm Amerikalıların yürüyüşü olduğunu ifade eden Sharpton, 43 yaşındaki siyahi Eric Garner'ın New York polisi tarafından boğularak öldürülmesi ve polisin daha sonra mahkeme jürisi tarafından aklanmasına atıfla, "Bizi, video kaydı olmasına rağmen insanları boğarak öldürmede sakınca olmadığını söyleyen ve polisin mahkemeye çıkmamasını sağlayan eyalet jürilerinden kurtaracak ulusal çapta yasal düzenlemeler ve müdahalelere ihtiyacımız var" diye konuştu.
Gösteride söz alan Demokrat Parti Teksas milletvekili Al Green, "Bugün buradayız çünkü adaletsizliği reddediyoruz" diyerek, Kongre'nin ülke genelindeki polis uygulamalarının daha iyi denetim altına alınmasına yönelik düzenleme geçireceğinin sözünü verdi.
Gösteriye aralarında polis tarafından öldürülen siyahiler Eric Garner, Michael Brown, John Crawford III, Tamar Rice ve Amadou Diallo'nun aile üyeleri de katılarak konuşmalar yaptı ve kendilerine gösterilen destek için teşekkür etti.
Eylemciler arasında en dikkat çekici olanlardan biri de 12 yaşındaki Busayo Bird-Maqubela'ydı. Cleveland'da kendisi de 12 yaşında olan Tamir Rice'ın elinde oyuncak tabanca varken polis tarafından öldürülmesine atıf yapan Bird-Maqubela, "Buraya geldim çünkü ben de 12 yaşındayım. (Siyahi genç Trayvon Martin'in Florida'da mahalle bekçisi tarafından öldürülmesi) Trayvon öldürüldüğünde 'daha 17 yaşında, 5 yılım daha var yaşamak için' demiştim. Ama öyle değil, bu her an her gün başımıza gelebilecek bir problem" dedi.
AA