“ABD’de İpler Hâlâ Obama Dönemi Askeri Bürokraside”

Yazısında Trump’ın başkanlığıyla birlikte gün geçtikçe daha şiddetli çekişmelere sahne olan Amerikan iç siyasetinin düze çıkmasının zorluğunu belirten Ufuk Ulutaş, ülkede iplerin hâlâ Obama dönemi askeri bürokrasisinin elinde olduğunu söylüyor.

Ufuk Ulutaş’ın konuyla ilgili bugünkü Akşam gazetesi’nde (4 Ağustos 2017) yayınlanan “Trump’ı Bekleyen Üç Sorun” başlıklı yazısı şöyle:

Trump başkan seçildiğinden beri Amerika’da sular durulmuyor. Önceleri Amerikan müesses nizamının başını çektiği Trump karşıtları yoğun bir şekilde saldırıyorlar. Diğer taraftan ise Trump, Beyaz Saray’da ve bürokrasideki oldukça zayıf görüntüsü, gaf dolu demeçleri ve yönetim şekliyle karşı cepheye bolca malzeme veriyor. Trump’un alışılmadık bir başkan olduğu düşüncesi çoktan aşıldı. Trump’un alışıldık bir başkana dönüşmesini istemiyor karşı cephe. Yönetimin verdiği dağınık görüntüden de cesaret alarak Trump’un görevden alınmasının veya istifa etmek zorunda kalmasının gerekçelerini ilmek ilmek işliyorlar.

Trump’ın kişiliğine dair magazinsel değerlendirmeler çokça yapıldı. Realite şovları ve iş dünyasından ABD başkanlığına yaptığı kariyer geçişi oldukça sertti. Aradan geçen süre gösterdi ki Trump olası başkanlığı için kısa, orta ve uzun vadeli siyasi vizyon oluşturmamış, personel planlaması yapmamış ve bu sert kariyer geçişinin dezavantajını ortadan kaldıracak brifingler almamış. Bu sebepten hem siyasa yapımı hem de yol arkadaşı seçiminde ciddi sıkıntılar yaşıyor.

Seçim kampanyası sırasında sıkça dillendirdiği ABD’ye giriş yasağı, Obamacare ismi verilen sağlık reformunun iptali, Meksika sınırına duvar örme, Çin’in ticari meydan okumasına cevap verme, NATO’nun yapısı, Katar, Kuzey Kore ve İran tehdidini sınırlandırma ve DEAŞ’la mücadelede ya aşama kaydedemedi, ya keskin git geller yaşadı, ya da Obama politikalarına devam etti. Yargı Müslüman ülkelere koyduğu yasağı uygulatmadı. NATO, Meksika ve Çin meselelerinde geri dönüşler yaşadı. Obamacare konusunda bastırıyor ama ülke içerisinde halk tabanlı tepkiyi de büyütüyor. DEAŞ konusunda Obama’nın ‘teröre karşı başka terör örgütüne destek’ politikasına devam ediyor. Daha doğrusu ipler hala Obama dönemi askeri bürokraside. Katar’a karşı sarf ettiği sözleri dışişleri ve savunma bürokrasisi anlamsızlaştırdı. Nihayetinde Trump’ın Katar politikası değil, dışişlerinin ve Pentagon’un Katar politikası üstün çıktı. Kuzey Kore’ye dair somut bir adım atılmış değil, fakat Trump’ın göreceli olarak her iki taraftan destek gördüğü tek konu Kuzey Kore. Ve İran’a karşı elindeki kilit personeli birer birer skandallarla kaybetti.

Personel konusu Trump’ın başını fazlasıyla ağrıttı şimdiye kadar. Ulusal Güvenlik Danışmanı Flynn’den sonra Beyaz Saray Özel Kalem Müdürlerini ve İletişim Direktörlerini, FBI Direktörünü ve irili ufaklı birçok yardımcısını ya istifayla ya da görevden almayla kaybetti. Son İletişim Direktörü görevde 10 gün bile dayanamadan istifa etmek zorunda kaldı. Başında büyük bir sızıntı belası var. Beyaz Saray’da olan her şey dışarıya sızıyor. Yanındaki isimler arasında yoğun çatışma var. Birbirleri aleyhinde galiz ifadeler kullanıyorlar. Kısa Beyaz Saray darmadağın. Son çare olarak siyasi konularda deneyimsiz de olsa disiplini ile öne çıkan bir generali, John Kelly’yi özel kalem müdürü yaptı. Kelly’den beklenti bir önceki Özel Kalem Prebius’la anılan sızıntıya son vermesi ve Beyaz Saray’ı toparlaması. Kelly’den beklentiler büyük. Cumhuriyetçi bir kesim Kelly’i Trump’ın şimdiye kadarki en iyi ataması olarak görüyor. Demokratlar ise Kelly’ye rağmen Trump’ın toparlamasının mümkün olmadığını düşünüyor. Kelly kendisine vaat edilen yetkiye gerçekten de sahip olursa Beyaz Saray’ı biraz toparlayabilir.

Fakat Trump’ı bekleyen üç ana sorun var: Birisi, karşı cephenin fazlaca zemin kazanması. İkincisi, A takımının birbiriyle çatışma derecesinde rekabet içerisinde olması. Üçüncüsü ise bizzat kendi siyasi performansının yetersiz oluşu. Nereden bakarsak bakalım Trump’ı zor günler bekliyor.

Yorum Analiz Haberleri

Suriye'deki gelişmelere "şerhli" yaklaşmak Suriyelilerin sevincini hafife almaktır!
Mahmud Abbas'ın ihaneti zilletini artırmaktan başka bir işe yaramadı!
Gerçek bir lider, ‘övgü, yergi ve tehdit'lerle aslî hedefinden sapmaz!
CHP'nin ideolojik körlüğü Suriye meselesinde ayyuka çıktı!
“Suriyelilerin genelinde zalim bir diktatörü devirmenin onuru var”