ABD'de 6 Ocak Kongre baskınının ardından Trump dönemi siyasi krizle bitiyor

Kongre baskını, seçimlerde hile tartışmalarının sürdüğü bir atmosferde siyasetin tüm görünümünü Trump aleyhine güçlü biçimde değiştirdi.

ABD'de 45. Başkan Donald Trump'ın çalkantılı geçen 4 yıllık başkanlık dönemi, Kongre baskını ve ardından başlayan Trump'ın azil süreci etrafında şekillenen siyasi krizle sona eriyor.

20 Ocak'ta yemin ederek görevine resmen başlayacak olan Joe Biden, gri bulutlarla kaplı siyasi bir gündemde başkanlık koltuğuna oturacak.

Pek çok kararıyla tartışmalara konu olan Trump'ın başkanlıktaki son ayları, 3 Kasım'da yapılan başkanlık seçimlerinde hile olup olmadığı tartışması ile geçti.

Demokratların posta yoluyla kullanılan oylarda hile yaparak seçimleri kazandığını ileri süren Trump, eyalet mahkemelerinde bir sonuç elde edemediği gibi Yüksek Mahkeme'de de istediğini bulamadı.

6 Ocak Kongre baskını

Trump'ın seçmen tabanıyla kurduğu güçlü ve duygusal bağ, seçimlerden sonraki hile tartışmalarına da yansıdı. Ulusal bazda yapılan anketlerde, Cumhuriyetçilerin yüzde 80'inden fazlasının "seçimlerde hile yapıldığına inandığını" ortaya koydu.

Böylesine bir atmosferde 6 Ocak'ta Kongre'deki ortak oturumda eyalet delegelerinin oylarının sayımı yapılırken, dışarıda ise on binlerce Trump taraftarı, başkanlarına olan desteğini ortaya koyabilmek için bir araya geldi.

Mitingin ardından Kongre binasına yürüyen on binlerce kişiden bazıları polis barikatını aşıp binanın içine girince ortaya Amerikan tarihine geçen baskın görüntüleri çıktı.

Olay sürerken Trump'ın yaptığı sükunet çağrıları Demokratları ve medyayı tatmin etmezken, etkisi uzun sürecek siyasi bir kriz tarih kitaplarına geçmiş oldu.

Kongre baskını, seçimlerde hile olup olmadığına yönelik tartışmaların sürdüğü bir atmosferde siyasetin tüm görünümünü Trump aleyhine güçlü biçimde değiştirdi.

Azil tartışmaları sürüyor

Olayın hemen ardından tüm Demokratlar ve ana akım medya Trump'ı suçlarken, Demokratlar 11 Ocak'ta "isyana teşvik suçlamasıyla" Trump'a karşı azil maddesini Temsilciler Meclisine sundu.

Salı günü ayrı bir tasarıyı gündeme getiren Demokratlar, Başkan Yardımcısı Mike Pence'e, "Anayasa'nın 25. ek maddesini devreye sokarak Trump'ı görevden alma" çağrısı yaptı.

Pence, henüz oylama bitmeden yaptığı açıklamayla bu tür bir adımı atmayacağını, ayrıca böyle bir çabanın zaten kutuplaşmış olan siyasi atmosferi daha da gerginleştireceği belirtti.

13 Ocak'ta Temsilciler Meclisi Genel Kurulunda yapılan oylamada, görev süresinin sona ermesine bir hafta kala Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlandığı azil maddesi kabul edildi.

197 hayır oyuna karşılık 232 evet oyu ile kabul edildi. Söz konusu azil maddesine 10 Cumhuriyetçi vekilin de evet oyu vermesi dikkati çekti.

Böylece ABD'nin 45. Başkanı Trump, ülke tarihinde "görevden alınması istemiyle iki kez suçlanan ilk başkan" olarak tarihe geçti.

Senatoda ne olacak?

Trump'ın "isyana teşvik" ile suçlandığı azil maddesinin bundan sonraki adresi ABD Senatosu olacak.

20 Ocak'tan sonraki bir tarihte bir araya gelmesi beklenen Senato'daki yargılama sonucunda Trump'ın suçlu olup olmadığına karar verilecek.

Trump'ın suçlu bulunabilmesi için 100 sandalyeli Senato'nun en az 3'te 2'sinin, yani 67 senatörün, bu yönde oy kullanması gerekiyor.

Eğer Trump aleyhinde bu yönde bir karar çıkar ve Trump suçlu bulunursa, ABD tarihinde ilk kez bir başkan azil sürecinde suçlu bulunup görevinden alınmış olacak.

Senato'daki Demokratlar, söz konusu azil oylamasında eğer Trump suçlu bulunursa, onun bir daha herhangi bir resmi göreve gelmesini engellemek için ayrı bir oylama daha yapmayı planlıyor.

Demokratlar, salt çoğunluğun (51 senatör) oyunun yeterli olacağı bu ikinci oylamayı da yapıp, Trump'ın 2024 başkan adaylığının önünü tamamen kapatmayı hedefliyor. Mevcut Senato aritmetiğinde 50-50 eşitlik bulunduğu ve bir oylamada eşitlik olması durumunda Başkan Yardımcısı Kamala Harris oy kullanabileceği için Demokratlar bu adımı atabilmeyi şimdiden hayal ediyor.

Mevcut siyasi atmosferde Cumhuriyetçiler, Trump'ın azline karşı çıktıkları gibi, bu yöndeki çabaların toplumdaki bölünmeyi daha da artıracağı uyarısında bulunuyor.

Bu yönüyle Senato'da azil yargılamasının ardından yapılacak oylamada kuvvetle muhtemel Demokratlar 67 evet oyuna ulaşamayacak ve Trump aklanacak.

Bu oylamanın ardından Trump'a yönelik yeni davaların açılması gündeme gelebilecek, ancak bu davaların Trump'ın 2024 adaylığını önleyip önleyemeyeceğini zaman gösterecek.

Cumhuriyetçi Partinin ve Trump'ın geleceği

Cumhuriyetçi Parti kurmayları, bu süreçte bir yandan Kongre baskınından kendilerini ayrıştırmaya çalışırken, bir yandan da Trump'la nasıl bir ilişki yürüteceklerini hesaplamaya çalışıyor.

Trump'ın halen Cumhuriyetçi muhafazakar tabanda güçlü bir desteğinin olması sebebiyle, bazı istisnalar hariç, hiçbir Cumhuriyetçi Kongre üyesi kendi geleceğini Trump'ın geleceğinden bağımsız görmüyor.

Gerek 2022 Kongre ara seçimleri, gerekse 2024'teki başkanlık ve Kongre seçimleri sürecinde bu Cumhuriyetçi isimlerin, Trump'a oy veren geniş muhafazakar seçmenlerin oyuna ihtiyacı olacak.

Bu bakımdan Trump'ın 2024 için aday olması ya da olabilmesi durumunda Cumhuriyetçi Partinin yine Trump etrafında siyaset yapmaya devam etmesi en öne çıkan senaryo olarak gözüküyor.

Trump'ın, herhangi bir sebeple, siyasi hayatını noktalaması durumunda ise Cumhuriyetçilerin 2024 için yeni isimler çıkarması ve Trump'ın tabanda yakaladığı momentumu koruması gerekiyor.

Amerikan medyasında Mike Pence, Nikki Haley, Ted Cruz, Josh Hawley ve Tom Cotton gibi kişilerin isimleri zikredilirken, tüm senaryoların Trump'ın yeniden aday olup olmayacağına bağlı olduğu vurgulanıyor.

Dünya Haberleri

Papa Franciscus: "Gazze'de yaşananlar bir soykırımın özelliklerini taşıyor"
AK Parti Beylikdüzü İlçe Başkanlığı'na saldırı
UNICEF'in sözcüsünden çarpıcı Gazze açıklaması: Çığlık mı atsam ağlasam mı bilmiyorum!
Yahudi esirlerin aileleri, esir takası anlaşması talebiyle Tel Aviv’de cumartesi protestolarını sürdürdü
Almanya'da Filistin'e destek gösterisinde çok sayıda kişi gözaltına alındı