Minnesota'dan Demokrat Partinin temsilcisi olarak Kongreye giren Omar'ın açıklamaları nedeniyle gerek partisinden gerek Cumhuriyetçilerden aldığı sert tepkiler, AIPAC'ın politikaya hevesi ve Kongre üzerindeki etkisini ortaya koyuyor.
Cumhuriyetçi Partinin önde gelen isimlerinden California Temsilcisi Kevin McCarthy'nin, İsrail'i eleştirdikleri için Omar'ı ve Kongredeki diğer bir Müslüman isim Michigan Temsilcisi Rashida Tlaib'i hedef alarak, bu iki ismi "cezalandıracağını" belirtmesiyle başlayan kavga, ülkenin en önemli gündem maddelerinden biri haline geldi.
Omar, Twitter'dan, kendisini cezalandıracağını ileri süren McCarthy'ye cevaben, Kongrede birçok ismin ekonomik sebeplerden İsrail'i desteklediğini belirtmesi sonrasında, kendisine "kimlerin Kongreye para akıttığının" sorulması üzerine AIPAC'i işaret etti.
Sosyal medya üzerinden yaşanan bu tartışma, kısa süre içerisinde Washington'un gündemine oturdu.
Temsilciler Meclisi Başkanı Demokrat Nancy Pelosi ve Demokrat Parti ile Cumhuriyetçilerden çok sayıda isim, Yahudi düşmanlığıyla suçladıkları Omar'ı kınayarak, İsrail lobisi hakkındaki paylaşımları nedeniyle özür dilemesini istedi.
Bu baskılar üzerine ise Omar yazılı bir açıklama yaparak, "Amacım Yahudi seçmenlerimi ve Amerikalı Yahudileri kırmak değildi. Kimliğim üzerinden bana saldıranlardan da beklediğim gibi her zaman geri adım atmaya ve eleştiri yoluyla düşünmeye istekli olmalıyız. Bu sebeble net bir şekilde özür dilerim." ifadesini kullandı.
Ancak Omar, "Lobilerin problemli rolünü vurgulamaya devam edeceğim." ifadesine de yer vererek AIPAC hakkındaki sözlerinin arkasında olduğunu belirtti.
Kongre'de bu tartışmalar yaşanırken, olaya ABD Başkanı Donald Trump da dahil oldu. Başkanlığını başta Latin göçmenler ve Müslüman karşıtlığı olmak üzere yabancı düşmanlığı üzerine kuran Trump, Omar'ın özründe samimi olmadığını ve Kongreden ya da muhakkak görev yaptığı dış ilişkiler komitesinden istifa etmesi gerektiğini ileri sürdü.
İsrail lobisini eleştirmek neden antisemitizm olarak algılanıyor?
Kongrede yaşanan bu tartışmalarda Omar'ı savunan çok sayıda Yahudi asıllı Amerikalı, Omar'ın çıkışının antisemitik olmadığını, AIPAC'ın kendilerini temsil etmediğini ve bu lobi grubunun ABD siyasetini etkilemek adına yüklü miktarda bağışlarda bulunduğunu vurguladı.
Kendilerini Amerikalı Genç Yahudiler olarak tanıtan "Eğer şimdi değilse?" derneğinden Max Berger, Think Progress internet sitesindeki makalesinde, bir Yahudi olarak Omar'ın sözlerini, kendi kimliğine yapılmış bir saldırı olarak algılamadığını belirtti.
"Amerikalı Yahudiler için tehlike İlhan Omar'ın sözlerinde saklı değil. Asıl tehlike, büyümekte olan beyaz ırkçılığıdır." ifadesini kullanan Berger, Trump yönetiminin ülkedeki azınlık grupları hedef almasını eleştirdi.
Berger, "AIPAC gibi İsrail destekçisi gruplar siyaseti on yıllardır etkiliyor. Resmi kanallardan AIPAC'ın yaptığı bağışları tespit etmek zor, çok sayıda üyesi var ve her biri 5 bin dolar vermek zorunda." değerlendirmesinde bulundu.
Demokrat Partiden Yahudi kökenli New York Temsilcisi Max Rose ise Omar'ın benzetmesinin tarihi bir arka planı olduğunu anımsattı.
Rose, "Omar'ın yorumu, uzun zamandır dile getirilen 'Yahudi parası İsrail'i destekliyor' algısına gönderme yapıyor." diyerek, burda antisemitik bir ima olmadığını kaydetti.
AIPAC ABD siyaseti üzerinde ne kadar etkili?
New Yorker dergisinin yazarlarından Jeffrey Goldberg, AIPAC'ın Kongre üzerindeki etkisini göstermek için üst düzey bir AIPAC yetkilisiyle yaptığı görüşmeden örnek verdi.
Goldberg, yetkilinin boş bir peçeteyi göstererek, "AIPAC isterse Kongredeki 70 senatör 24 saat içerisinde bu peçeteye imzalarını atabilir." ifadesini kullandığını aktararak, AIPAC üyelerinin dolaylı olarak grubun gösterdiği isimlere ya da siyasetçilere doğrudan yardımlarda bulunduğunu kaydetti.
Derginin Yahudi kökenli yazarı Noah Kulwin ise Omar'a yönelik eleştiriler sonrasında kaleme aldığı makalede, AIPAC'ın Kongre üzerindeki etkisinin tartışılamayacağını vurgulayarak, "AIPAC uzun zamandır ABD siyasetinin önemli bir figürü haline gelmiş durumda." yorumunu yaptı.
"Kongreye milyonlarca dolar akıtıyorlar ve temsilcileri İsrail'e götürerek orada ilişki ağı kurmalarını sağlıyorlar." ifadelerini kullanan Kulwin, şunları kaydetti:
"İsrail lobisinin dişleri büyüktür ve Amerikan Yahudi toplumunun çıkarlarından ziyade İsrail'in özellikle de Başbakan Binyamin Netanyahu'nun çıkarlarını ön planda tutarak Kongre'yi arkalarına almaya çalışıyorlar çünkü Filistin'e dair uyguladıkları işgal ABD Kongresinin desteğini almak zorunda."
AIPAC'tan hem Demokratlara hem Cumhuriyetçilere yardım
İlk kurulduğu 1950'lerde ABD'de sadece küçük bir lobi grubu olarak faaliyet gösteren AIPAC, bugün Kongreye her yıl milyonlarca dolar bağışta bulunuyor.
ABD'de yapılan siyasi bağışların takibini yapan "Open Secret" sitesinde yer alan bilgilere göre, İsrail lobisinin 2018 Kongre seçimlerinde harcadığı miktar 15 milyon doları buluyor.
Lobinin sadece belli bir partiye değil hem Demokratlara hem de Cumhuriyetçilere para yardımında bulunması da dikkatleri çekiyor.
Open Secret verilerine göre, İsrail lobisinin Cumhuriyetçilere oranla Demokratlara daha fazla bağış yaptığı görülürken, 1990'dan beri Kongreye yönelik yardımlar ise giderek artıyor.
Uluslararası Politika Merkezinde görev yapan Ben Freedman da makalesinde durumu, "Bu iyi veya kötü fakat kimse Washington'daki İsrail lobisinin gücünü inkar edemez. Şüphe yok ki İsrail lobisi ABD siyaseti üzerinde en etkili güçlerden birisidir." ifadeleriyle değerlendirdi. (AA)