ABD seçimlerinde fark küçük detaylara kaldı...

Abdullah Muradoğlu, ABD'deki seçimlere çok az bir süre kala ihtimalleri değerlendiriyor.

Abdullah Muradoğlu / Yeni Şafak

Asıl savaş 7 eyalette yaşanacak..

Önümüzdeki Salı günü Amerikalılar ya Kamala Harris’i, ya da Donald Trump’ı ABD Başkanı olarak seçecekler. Anketlere göre iki aday baş başa gidiyorlar. Harris’in Başkan adaylığı Demokrat kampında coşkulu bir iyimserliğe yol açmıştı. Şimdi o iyimserlik kaygılı bir bekleyişe dönüşmüş görünüyor. Trump kampı’ndaysa trampet sesleri giderek daha fazla duyuluyor.

Amerikalı seçim stratejistleri adaylardan hangisinin kazanacağı konusunda kesin bir cevap veremiyorlar. Kimin başkan olacağınaysa daha çok “kararsızlar” karar verecek. Kararsız seçmenler bilhassa 7 eyaletten oluşan salıncak eyaletlerde çok kritik bir rol oynayacaklar. Pensilvanya, Kuzey Karolina, Georgia, Michigan, Arizona, Vicsonsin ve Nevada’yı içeren 7 kritik eyalette ipi göğüsleyen adayın Amerikan Başkanı seçilme ihtimali çok daha kuvvetli.

Amerikan seçim sisteminde en çok ulusal oyu alan adayın Başkan seçilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Seçmenler 50 eyalette adaylara oy verdiklerinde, eyaletlerin nüfuslarına göre belirlenen “Seçiciler Kurulu” delegelerini seçiyorlar. İki partinin de kendi delege listeleri var. Eyalette en fazla oyu alan aday eyalet delegelerinin hepsini birden alıyor. 538 kişilik Seçiciler Kurulu’nda en az “270 oy” alan adaysa Başkan oluyor. 2016’da rakibi Hillary Clinton’dan ülke genelinde yaklaşık 3 milyon daha az oy alan Trump 301 delegenin oyuyla Başkan seçildi.

Trump ve Harris arasındaki asıl savaş Seçiciler Kurulu’nda 93 oya tekabül eden 7 eyalette yaşanacak. Kritik eyaletlerde kullanılan oylar, ulusal oy toplamı içerisinde küçük bir oran teşkil etse bile, diğer eyaletlerde kullanılan oylardan çok daha kıymetli ve belirleyici oluyor. ABD nüfusunun yüzde 80’ini teşkil eden 43 eyalette hangi adayın kazandığınınsa önemi yok.

Demokratlar ve Cumhuriyetçiler neredeyse eşit sayılacak nitelikte yarıya bölünmüş durumda. “Kararsız” ve “hoşnutsuz” seçmenlerin dışında kalan büyük kütlenin aday tercihlerinin değişmesi beklenmiyor. Bütün savaş arada kalan seçmenleri kazanmak için yapılıyor.

Hem Trump, hem de Harris, karşıt partinin merkezci eğilimlere sahip kesimlerine kur yapıyorlar. Bu yüzden biribirlerini aşırı uçlarda yer almakla itham ediyorlar. Bu durum Trump’ı Demokratlara oy veren Siyahî işçi sınıfına kur yapmaya, Harris’iyse merkez Sağ’a doğru yöneltiyor. Hatta Harris, Trump karşıtı “Cumhuriyetçi Neoconlar”la bile flört ediyor.

Kritik eyaletlerde Demokratlar’ı zorlayan bir diğer husus ise “üçüncü parti” adayları ve “bağımsız” adaylar. Bu adaylar arasında “Yeşil Parti”nin adayı Jill Stein ve Bağımsız Siyahî aday Prof. Cornel West öne çıkmış görünüyor. İki aday da Demokratlara oy veren kesimlere hitap ediyor. Bu adaylar Biden Yönetimi’nin İsrail’e verdiği sorgusuz sualsiz desteğin yanı sıra Harris’in merkez Sağ ve Neoconlar’la flörtünden rahatsız olan Demokratlar için birer seçenek.

Demokrat Parti kökenli Bağımsız Başkan adayı Robert F. Kennedy Jr.’ın adaylıktan çekilerek Trump’a açık destek vermesiyse Harris için ayrı bir zorluk arz ediyor. Kennedy, Demokrat Parti’ye oy veren, ancak parti çizgisinin Sağ’ında yer alan bir seçmen kesimine hitap ediyor.

Demokratlar’a oy veren genç erkek Siyahîler ve Hispanik seçmenlerde de Trump’a kayış var. Siyahî ve Hispanik kadınların çoğunluğuysa Harris’i destekliyorlar. Beyaz Amerikalı işçi sınıfını küstürerek zaten Cumhuriyetçiler’e kaptırmış olan Demokratlar için bu durum endişe verici.

Biden-Harris Yönetimi’nin İsrail politikası sebebiyle “Arap-Amerikalılar”sa Kamala Harris’ten kaçıyorlar. “Arap-Amerikalılar”ın Michigan ve Pensilvanya’da sonuçları etkileyecek nitelikte oy potansiyelleri bulunuyor. 2020’de Michigan’da Biden’ın dar bir farkla kazanmasında önemli rol oynayan Arap-Amerikalılar şimdiyse daha çok Jill Stein’i destekliyorlar. Stein, “Abandon Harris(Harris’i terk et)” adlı Müslüman Amerikalı bir grubun desteğine de sahip.

ABD seçim sistemi üçüncü parti veya bağımsız adayların başkan seçilmesine engel teşkil ediyor. Bu adaylara verilecek oylar “protesto” niteliği taşısa bile sonuçları itibariyle daha çok Harris’e zarar verecek. Joe Biden 2020’de ülke genelinde Trump’ı 7 milyondan fazla oy farkıyla yenmişti. Ancak Biden Wisconsin, Michigan ve Georgia’da Trump’tan yaklaşık 187 bin oy fazla aldığı için Başkan seçildi. Hillary Clinton ise 2016’da bu üç eyalette Trump’tan 80 bin oy az aldığı için Başkanlığı kaybetti. Trump, bu üç eyalette aldığı oy sayesinde Başkan seçildi.

Donald Trump, Kamala Harris, saç saça- baş başa yarışıyorlar. Bakalım kim kimi koparacak?

Yorum Analiz Haberleri

ABD seçimlerinde medya savaşları
Filistin’in işgali küresel emperyalizmin planıdır!
“Yeni Çözüm Süreci” ve muhtemel yol kazaları
Bir şeylere yetişmeye çalışırken her şeyi kaçıran modern insan!
Erkekler tekrar erkek gibi erkek, kadınlar kadın gibi kadın olmak istiyor