ABD Saldırıları Esed Rejimine Yaradı

Suriye halkı, koalisyon saldırılarının gerçek kazananının Esed rejimi olmasından ve Suriye rejiminin kaybettiği toprakları yeniden kazanma şansı bulmasından derin endişe duyuyor.

HAKSÖZ-HABER

Basil Qudat, Suriyelilerin ABD tarafından ülkelerine yapılan saldırılardan en büyük kazancı Esed rejiminin elde ettiğini düşündüklerini bildiriyor. Makaleyi 28 Eylül 2014 tarihli Ahram Weekly’den Haksöz-Haber için Eyüp Togan tercüme etti.

***

Suriye’de ABD Saldırıları 

Basil Qudat / Ahram Weekly 

Suriye'de IŞİD mevzilerine yapılan saldırıların daha ilk haftasında ABD ve müttefikleri savaş gemilerinden ve uçaklardan IŞİD'e ve diğer aşırı örgütlere yüzlerce füze attı. Saldırılara pekçok Suriyeli, operasyonun kapsam ve hedefleri açısından farklı tepkiler veriyor. Suriye halkının çoğunluğu IŞİD'i, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed kadar büyük bir düşman gördükleri için, önceleri IŞİD'e karşı hava saldırılarını destekler bir pozisyondaydılar. Ancak operasyonlar başladıktan sonra özellikle sivil kayıpların yaşanmasıyla düşünceleri değişti ve IŞİD'e karşı içten içe yumuşayan bir tavır geliştirmeye başladılar.

Saldırılar rejimle doğrudan çatışmaktan kaçındığı ve onun yerine rejim muhalifleriyle ve düşmanlarıyla savaşma yoluna gittiği düşünülen IŞİD’i de değil, rejime karşı savaşan kimi Suriyeli grupları hedef aldığını düşünen bir kısım Suriyeliler ABD öncülüğündeki saldırılara karşı tepki verir duruma geldi.

Suriye İnsan Hakları Örgütü Başkanı Muhammed el-Huseyni, Amerikan uçaklarının Suriye'de 22 noktayı vurduğunu ancak ilan edilen IŞİD'i geriletme amacına ulaşılamadığını söyledi. El-Huseyni'ye göre, kurbanların çoğu sivillerden oluşuyor. Medya haberlerini tekzip eden el-Huseyni, IŞİD ve el-Nusra'dan 120 savaşçının öldürüldüğü iddiasının "asılsız" olduğunu söyledi. 

Pekçok Suriyeli muhalif grup, ABD ve müttefiklerinin saldırılarına karşıtlıklarını dile getirerek, neden sadece IŞİD’in hedef alındığına ve Suriye askerî mevzileri ile Suriye rejimi adına savaşan milislerin vurulmadığına dikkat çekiyorlar.

Bazı gruplar kendi savaşçılarını teyakkuza geçirerek, onların artık sadece rejim ile değil, hem IŞİD hem de ABD koalisyon güçleri ile savaşmaları gerektiğini seslendiriyorlar. Amerika’nın operasyonlarını Suriye rejimi ile koordine ettiği kuşkusu Suriyeliler arasında yaygın. Suriyeli yetkililer ABD'nin onları saldırılar konusunda bilgilendirdiğini ifade ediyorsa da Washington bu iddiaları reddediyor.

Muhalif gruplar arasında, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin sadece IŞİD'i değil, aynı zamanda diğer silahlı muhalif örgütleri de hedef tahtasına oturtması rahatsızlık yaratıyor. Bu durum süregelen savaşta Esed rejiminin avantaj kazanmasına yarıyor.

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu eski sözcüsü Luay Safi, koalisyon güçlerinin Suriye muhaliflerine danışmadan hava saldırılarını sürdürmesinin dehşetle karşılandığını söyledi. 

"Amerikalılar ile Esed rejimi arasında Irak Devleti yöneticileri üzerinden bir işbirliği olduğuna inanıyoruz." şeklinde konuşan Safi, ABD stratejisinin, halkın içinde yerleşik grupları hedef almasının çok tehlikeli olduğunu sözlerine ekledi. Uluslararası müdahalenin ters tepeceğini ve sonuçlarının kestirilemez olduğunu ifade etti. IŞİD mevzilerinin bombalanması süresince, ülke çapında Suriye hava güçleri şehirlere ve köylere varil bombalarıyla saldırmaya devam etti. Çoğu Suriyeli IŞİD'e karşı düzenlenecek ABD öncülüğündeki koalisyon saldırılarıyla Esed rejimine uçuşa yasak bölge ilan edilmesini umut etmişti. Oysa gerçek başkaydı, rejim hava saldırıları esnasında hücuma geçmekle kalmadı, aynı zamanda sivillere karşı saldırılarını yoğunlaştırdı.  

Eski bir Suriyeli polis komiseri Abdurrezzak Aslan el-Laz, ABD'nin meskûn yerleri bombalamasından dehşete kapılarak şöyle konuştu:  "Koalisyon saldırıları yanlış yönlendirildi, üstelik operasyonların zamanlaması felaket derecede kötüydü, bu yüzden birçok sivilin ölümüne yol açtı."

"Koalisyon saldırılarına Esed'in uçaklarını göndererek kendi halkını kıymasına engel olacak bir uçuşa yasak bölge uygulamasının eşlik etmesi gerekirdi." şeklinde konuşan Aslan el-Laz, sözlerine şöyle devam etti: "Şimdi biz kimle savaşacağız: Esed rejimiyle mi, İŞİD ile mi, yoksa Esed rejimi yanlısı (Hizbullah gibi) aşırı unsurlarla mı? Koalisyon saldırılarından kendimizi korumak için saklanacak mıyız şimdi?"

Suriyeli Kürtler ve Hıristiyanlar ise aşırı unsurların kendi ürettikleri acı ilacı içtiklerini düşünüyor. Süleyman Yusuf adlı bir Hıristiyan, koalisyon saldırılarının Hıristiyan ve Kürtlere yönelik saldırıları azaltacağı umudu taşıdığını söyledi.

Yusuf, "Hava saldırıları Hıristiyan ve Kürtlere yönelik baskıları azaltacaktır." diye konuşmakla beraber, uzun vadede uluslararası müdahalenin bir değer ifade edip etmediği meselesine kuşkuyla bakıyor. 

Yusuf, ABD, Irak ve Suriye'de Hıristiyanları korumak için değil, Ortadoğu’da kendi stratejik çıkarlarını korumak için bu saldırıları yaptığını sözlerine ekledi.

Muhalif gruplar, ABD saldırılarının rejim ve ona bağlı savaşan unsurları hedef alması durumunda muhaliflerin kazanımlarının artacağını düşünmekteler.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Örgütü yöneticisi Rami Abdurrahman, Suriye halkına yegâne yardım etme yolunun Esed'in ve rejiminin yıkılması olduğunu dile getirdi. Abdurrahman, "Suriye halkına yardım etmek isteyen varsa, ilk iş diktatör Beşşar Esed'in ve rejiminin devrilmesidir. O Esed ki, Suriye’yi aşırıların cirit atacakları bir alana dönüştürdü." şeklinde konuştu.

Abdurrahman, "IŞİD'e operasyon sivilleri öldürmekse eğer, bu zaten Esed'in yapageldiği şey." diye sözlerine devam etti. 

Suriye halkı, koalisyon saldırılarının gerçek kazananının Esed rejimi olmasından ve Suriye rejiminin kaybettiği toprakları yeniden kazanma şansı bulmasından derin endişe duyuyor. 

--------------------

Çeviri: Eyüp Togan / Haksöz-Haber

 

 

Yorum Analiz Haberleri

Camiler Ermeni, Rum ve Yahudilere de satılmış
Sosyal medyanın aptallaştırdığı insan modeli
Dünyevileşme ve yalnızlık
Cuma hutbelerindeki prangalar kırılsın
Batı destekli spor projeleri neye hizmet ediyor?