ABD PKK/PYD Haricindeki Kürtlerin “Rojava”ya Girişini Engelliyor!

Cenevre görüşmelerinde Suriye muhalefeti içindeki 14 partili Kürt Ulusal Konseyi temsilcisi Fuad Alliko, ABD’nin PYD dışındaki silahlı Kürt gruplarının Suriye’ye geçmesini istemediğini söyledi.

Cenevre görüşmelerinde muhalif grup içindeki Suriyeli Kürt temsilci, Kürt Ulusal Konseyi yetkilisi Fuad Alliko'ya göre, PYD’nin silahı olmasa, üstünlüğü de olmayacak çünkü, halk diğer Kürt partilerinden yana. Alliko, birbiriyle çatışacağı ve bunun IŞİD'le mücadeleyi zaafa uğratacağı gerekçesiyle ABD’nin PYD dışındaki silahlı Kürt gruplarının Suriye’ye geçmesini istemediğini de söyledi.

Al Jazeera’nin Alliko'yla Cenevre'de yaptığı röportajı okurlarımızın ilgisine sunuyoruz:

*

RÖP: OLA KARAKURT

Suriye'de siyasi çözüm bulma iddiasıyla yola çıkan ama askıya alınan Cenevre görüşmelerinde muhalefeti temsil eden müzakere heyetinin içinde iki Kürt siyasetçi de vardı. Fuad Alliko bunlardan biri. Alliko ile Suriye’nin geleceğini, PYD ve diğer Suriyeli Kürt partilerin arasındaki ilişkileri, Kürtlerin nasıl bir Suriye istediğini konuştuk. Alliko’ya göre, PYD’nin rejimden bir farkı yok. Rejim, İran ve Rusya’dan destek almasaydı, üç-dört yıl önce yıkılırdı. PYD’de de bu güçlerden destek almasa, Rojova bölgesine hâkim olamazdı.

Alliko Suriye Kürtleri Birlik Partisinden. Onun partisi, diğer 11 Suriyeli Kürt partisi ve Ezidiler Meclisi bir araya gelerek ENKS’yi oluşturdu. Yani, Suriye Kürt Ulusal Meclisi. ENKS, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Mesut Barzani’ye yakın.

ENKS, aynı zamanda Suriyeli muhaliflerin en büyük çatı örgütü Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK) içinde yer alıyor.

Alliko da ENKS’nin SMDK içindeki temsilcisi.

ENKS, Barzani’nin yardımıyla kendi peşmerge gücünü, Rojova peşmerge gücünü oluşturdu. Ama, PYD ile Barzani’nin arabuluculuğunda yapılan anlaşmalara rağmen, Rojova peşmerge güçleri PYD’nin izin vermemesi nedeniyle Suriye’ye geçemedi. Alliko’ya göre, Rojova güçleri Suriye’ye geçseydi, hem IŞİD ile hem rejim ile mücadele edecekti. Bu da rejimle işbirliği sabit olan PYD’nin işine gelmedi.

Alliko, Rojova peşmerge güçlerini Suriye’ye geçirmek için ABD’nin de kapısını çaldıklarını ama yanıt alamadıklarını söylüyor. Alliko'ya göre, ABD, PYD ve Rojova Kürtleri’nin birbiriyle savaşıp, IŞİD ile mücadeleyi zayıflatacaklarından endişelendi.

Alliko, Türkiye ile ilişkilerinin de sıradan olduğunu ama daha iyi ilişkiler istediklerini anlattı.

PYD’nin Suriye’deki amacı ne sizce?

PYD kendisini Kürt veya Suriye partisi olarak ortaya koymuyor. PYD’nin isminde bile Kürt ya da Suriyeli olduğunu gösteren bir ibare yok. Ne ulusal  ne de etnik kimliğini tanıtmıyor. Solcu, radikal bir örgüt. PKK’ya yakın bir parti.  Onların demokratik toplum diye bir kavramları var. Dünyada demokrasiden söz edilir ama demokratik toplumdan söz eden yok. Onlar bu kavramı icat ettiklerini iddia ediyorlar. Bu yeni kavramı da Kürt bölgelerinde özyönetimlerle uygulamaya çalışıyorlar. PYD gücünün tamamını silahtan alıyor. Aynen rejim gibi. İran ve Rusya rejimi desteklemeseydi rejim 3-4 yıl önce yıkılırdı. PYD de elindeki silahı kaybederse, sahada hiç bir ağırlığı kalmaz.  Özet olarak Kürt halkı bizden yana ama PYD’nin elinde silah var.

PYD, Suriye’nin Kürt bölgelerinde hâkimiyet kurarken, oradaki diğer Kürt partileri, bir etkinlik gösteremedi. Neden?

Suriye’deki Kürt sokaklarında biz güçlüyüz. Bizim halkımız var ama PYD’nin silahı var. Suriye Devrimi başladığında rejim bizimle anlaşma yapmak istedi. Rejim, Kürtlerin devrimde tarafsız kalmasını istiyorlardı. Biz bunu reddetmiştik. Rejim aynı teklifi PYD’ye yaptı. Onlar kabul ettiler. Karşılığında da iktidar anahtarları aldılar. Biz Kamışlı'da protesto düzenlediğimizde 50 bin insan toplardık. Rejimin düşmesi için slogan atardık. Ancak PYD bin insanı bile toplayamazdı. Düzenlediği eylemler de rejime karşı değildi. PYD Suriye halkının ne sloganlarını paylaştı ne de politikasını paylaştı. PYD insanlara, ‘Biz üçüncü bir tarafız, ne devrimle, ne de rejimle birlikteyiz’ dedi. Ancak aslında rejimle işbirliği içindeydiler. Biz Kürt bölgelerinde onları rejimin vekaleten gücü olarak adlandırıyoruz.

Askeri kanadınızın olmadığını söylediniz ama sizin de peşmerge gücünüz var.

Bir askeri güç oluşturmaya çalıştık.  2012’de Özgür Suriye Ordusu ile temasa geçtik. Bize yardım etmediler. Rejimin saflarından ayrılan Kürt askerler, silah temin edemeyince Suriye’yi terk edip Irak Kürdistan Bölgesine gitmek zorunda kaldı. Orada Rojava peşmergeleri adı altında toplandı. 7200 savaşçımız var Irak’ta. Hâlâ eğitim sürecinde olan yaklaşık 2000 kişi de var. Biz bu peşmergelerin Suriye’ye girmesini istedik PYD’den. Ama PYD bunu kabul etmedi.

PYD, neden sizin peşmergelerinizi istemedi Rojova’da?

Öncelikle iktidarı ve toprağı bizimle paylaşmak istemiyorlar.  İkincisi biz farklı görüşlerdeyiz. Biz Suriye Devrimini destekliyoruz. Bizim güçlerimiz Rojava’ya girerse, hem rejim hem de IŞİD ile savaşacak. Amerikalılara dedik ki, Kürt bölgelerine girelim, sizinle koordinasyon yürütelim. Bunu önereli altı ay oldu Amerika’ya, ama yanıt almadık.

Neden ABD, Kürt bölgelerine girişinizi istemiyor?

Amerikalılar bize bu konuyu PYD ile görüşeceklerine söz verdiler. 'Aranızda anlaşmanız için bir mekanizma bulmaya çalışacağız' dediler. Bize açık bir biçimde hayır demiyorlar ama altı aydan beri yanıt da vermiyorlar. PYD askeri gücünü Amerika’dan alıyor. Amerika gerçekten ağırlığını koyarsa tabii ki PYD’ye söz geçirir. Ama ABD’nin bu konuda ciddi bir arzusu yok. Aramızda anlaşmazlık çıkmasından endişe ediyorlar. IŞİD’i bırakıp, birbirimizle savaşmamızdan korkuyor.

 

Alliko, rejimle PYD’nin işbirliği yaptığını söylerken tahminde bulunmadığını belgelerle kanıtladığımız bir işbirliğinden söz ettiğini söyledi.
[Fotoğraf: Al Jazeera Türk/Ayşe Karabat]

 

PYD’nin rejimle işbirliği yaptığını siz de söylüyorsunuz. Bunun tezâhürleri neler?

Biz, rejimle PYD’nin işbirliği yaptığını söylerken tahminde bulunmuyoruz. Belgelerle kanıtladığımız bir işbirliğinden söz ediyoruz. Örneğin, PYD’nin rejimle petrol zengini Rumeylan bölgesine ilişkin yaptığı anlaşmanın belgeleri çıktı ortaya. 2013’deki bu anlaşmaya göre, YPG (PYD'nin silahlı gücü) o petrol kuyularını korumakla görevlendirildi. Karşılığında da petrolü paylaşıyorlar. Belgede rejimin petrol şirketinin genel müdürünün imzası da var.

Rusya’nın amacı ne bölgede? PYD bir yandan ABD’den, bir yandan da Rusya’dan askeri yardım alıyor.

Bölgede iki eksen var. Birincisi Rusya, İran, Şam rejimi ve PKK.  İkinci eksen ise, Amerika, Suudi Arabistan, Türkiye, Irak Kürt Bölgesi ve ENKS.  Rusya en baştan itibaren, rejime olan yakınlığı nedeniyle PYD’ye yardım ediyordu. Ama son dönemlerde Türkiye ile olan husumetinden dolayı Rusya, Kürt kartını artık Türkiye’ye karşı kullanmaya başladı.

İran’ın Suriye’deki Kürt bölgesine ilişkin tavrı ve amacı nedir?

İran, rejimle PYD arasındaki ilişkinin mimarı. Salih Müslim Kandil’e gitmişti. Orada stratejik siyasi koordinasyon yapma kararı aldılar.  Rejimin Kamışlı’da bulunan güvenlik merkezleri PYD ile koordinasyon yürütüyor.

Eğer Suriye’de siyasal bir çözüm olursa, nasıl bir gelecek öngörüyorsunuz Kürtler için?

Bizim SMDK ile aramızdaki anlaşma şu: Kürt dâvâsı ulusal bir dâvâ ve diyalog yoluyla çözüme kavuşturmak gerekiyor. Bizim ana talebimiz, geleceğin Suriye’sinin adı eskiden olduğu gibi Suriye Arap Cumhuriyeti olmasın. Yalnızca Suriye Cumhuriyeti olsun. Çünkü Suriye’nin Araplar’ın, Kürtler’in, Türkmenler’in, Asuriler’in ve Nusayriler'in de Suriye’si olması gerek. Eski Suriye’de halklar göz ardı ediliyordu. Oysa, bunlar Suriye’nin asli unsurları. Kürtler, Suriye’nin ikinci büyük etnik grubu.  Bizim SMDK ile anlaşmamız, Suriye’de idari ademi merkeziyetçilik olması.

Ne demek o?

Yani, belediyelerin yetkilerini genişletmek. İdari ademi merkeziyetçilik, siyasi konularda bir bağımsızlık ön görmüyor. Öyle olursa, federasyon olur. İdari ademi merkeziyetçilik federasyonun daha alt seviyesinde bir sistem. Siyasi kararlar merkezden alınır. Bu SMDK ile anlaşmamız ama bizim farklı bir talebimiz var, zaman içinde diyalog yoluyla çözmeyi umduğumuz.

Nedir o talebiniz?

Şu anki Suriye, bölünmüş bir ülke. Biz diyoruz ki,  gelecek Suriye sisteminde bu çok parçalı yapının bazı unsurları bir araya gelerek bir bütün olsun. Bölünmüşlüğü birleştirecek federal bir sistem olsun. Bizim öngördüğümüz bu sistemde Türkiye sınır hattının tamamı bir federasyon şeklinde olsun. İçinde Araplar, Türkmenler ve Kürtler olsun.  Karma bir bölge olsun, etnik bazda değil. Bu SMDK’nın kabul etmediği ENKS’nin fikri. Anlaştığımız şey, idari ademi merkeziyet ama bizim istediğimiz, bu anlattığım çok etnik yapılı federasyon.

Irak’taki gibi mi?

Hayır değil. Irak’ta bir bölge var. Biz bütün Suriye’nin federal sistem olmasını istiyoruz. Nusayriler'e de bir bölge lazım. Çünkü artık Nusayriler'in Sünnilerle bir arada yaşaması mümkün değil. Bir, Nusayri Fedarasyon, iki, kuzey federasyonu ki içinde Türkmenler, Kürtler ve Araplar olacak. Bunu tabii ki diyalog yoluyla gerçekleştirmek istiyoruz.

Suriye’de ileride yapılacak bir anayasada Kürtçe’nin de resmi dillerden biri olması talepleriniz arasında var mı?

Tabii ki. Kürtçe dilinin bazı bölgelerde resmi dil statüsünde olması gerek. Türkmence de öyle. Herkesin çocuklarına dilini öğretme hakkına sahip olması lazım. Kürt bölgelerinde Arapça ve Kürtçe karışımı bir eğitim sistemini savunuyoruz.  Resmi dil, devlet dili Arapça olacak ancak yerel dil Kürtçe.

Kürtlerin geleceği için bir Barzani vizyonu var, bir de PKK vizyonu. Bu vizyonlar Suriye Kürt bölgesi için ne düşünüyor?

Gerçekçi olacaksak İran, Türkiye, Suriye ve Irak’taki Kürtler ikiye bölünmüş durumda. Biri PKK liderliğinde. Bunun Türkiye, İran ve Suriye kolları var. Bir de Barzani liderliğindeki diğer kamp. Barzani liderliğindeki grubun diğer ülkelerde kolları yok ama müttefikleri var. Bu iki eksenden bize Barzani yakın. Çünkü PKK radikal bir sol parti. Bireysel bir politika izliyor. Bir takım oyuncusu olma beceresi yok. Ya onun emrinde olursun ya da onun karşısında olursun. Ancak Barzani öyle değil. Barzani diğer Kürt partilerle müttefik olarak işbirliği yapıyor.

Aslında bizim bölgemizde bize olan destek, en az yüzde yetmiş. Basit bir örnek vereyim size. 10 gün önce 'Cenevre'de Kürt sorunu da ele alınsın' diyen bir metne 625 bin imza topladık. Bu metni BM genel Sekreteri Ban Kİ Moon’a gönderdik. Üstelik, PYD bu imzayı toplamamızı engellemek için her şeyi yaptı. Gençlerimizi tutukladı, bir merkezimizi ateşe verdi.

Rejimin gerçekten gideceğini düşünüyor musunuz?

Şüphesiz rejim sahada ilerlemeye devam edecek. Çünkü devrimcilerin dostları onlara Rusya hava gücüne karşı koyacak silah sağlamıyor. Durum bu şekilde devam ederse bir ay içinde çoğu cepheler düşecek. Türkiye ve Suudi Arabistan siyasi olarak bize tam destek veriyorlar ama askeri anlamda Rusya’ya karşı koyabileceğimiz bir destek vermiyorlar. İhtiyacımız olan uçaklara karşı etkili olabilecek silah desteği.

Türkiye’den bunu istediniz mi?

Herkesten istedik. Türkiye’den, Suudi Arabistan’dan, İngiltere’den, ABD’den. Ancak uçaklara karşı etkili bir silah vermiyorlar. Biz rejimin Rusya destekli hava üstünlüğünü kırmazsak rejim ilerlemeye devam edecek.

Türkiye ile ilişkileriniz nasıl?

Biz komşuyuz. Uzun bir sınırı paylaşıyoruz ama sıradan bir ilişkimiz var. Gelişmiş bir ilişkimiz yok. Küslüğümüz de yok. Bazen ENKS ile Türk yetkililer arasında toplantılar oluyor ama üst düzeyde değil. 2013’de Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı döneminde ENKS ile Türk yetkilileri arasında bir toplantı olmuştu ama bu ilişki devam etmedi. Bence aramızda daha iyi bir ilişki olmalıydı. Bizim Türkiye ile ilişkimiz SMDK üzerinden. Bağımsız olarak ENKS ile Türkiye arasında ilişki yok.  Tabii ki biz daha iyi ilişkiler isterdik.

Röportaj Haberleri

“Suriye’ye geri dönüş tartışması, empati yoksunu ve yersiz”
Türkiyeli bir mücahid ile Suriye devrimi üzerine…
"Solun bir kısmı mezhepçilikten bir kısmı da İslam düşmanlığından Esed'i destekliyor"
Suriye'nin korku hapishaneleri: Sednaya, Tedmur ve Suriye’nin yeni hafızası
"Suriye devrimi Türkiye'nin de zaferidir!"