Kıymet Sezer’in Yeni Şafak’taki yorumu:
PYD ağırlıklı Suriye Demokratik Güçleri'nin Haziran ayı başında başlayan ABD destekli Münbiç operasyonu tamamlandı. ABD'nin PYD'ye teslim ettiği Münbiç kasabasının IŞİD unsurlarından temizlendiği açıklandı. IŞİD unsurları ise Cerablus'a çekildi. Türkiye, PYD'nin Fırat'ın batısına geçmesine izin vermeyen kırmızı çizgisini, ABD'nin verdiği taahhütler üzerine Münbiç operasyonu için delmişti. ABD yetkililerinin operasyon öncesi Türkiye ziyaretlerinde konu detaylı olarak çalışılmış ve kriz, ABD'nin, operasyon tamamlanıp Münbiç, IŞİD unsurlarından temizlendikten sonra PYD güçlerinin geri çekileceği ve kontrolün yerel unsurlara bırakılacağı vaadiyle çözülmüştü. ABD'nin bu vaadi de devletin zirvesinden yapılan açıklamalarda dile getirilmişti.
MÜNBİÇ KÜRTLERE AİT ALGISI
Bu süreçte PYD güçlerinin batıda yürüttüğü algı operasyonları dikkat çekici. PYD'nin batıda Münbiç kasabasının yanı sıra Türkmenler ile Arap unsurların yaşadığı bazı toprakların Kürtlere ait olduğuna dair algı operasyonları yürüttüğü belirtildi. Suriye Türkmen Meclisi Başkanı Abdurrahman Mustafa, “Kasabalarımıza köylerimize Kürtçe isimler verip sanki buradaki asıl unsurlar Kürtlermiş gibi yansıtıyorlar” dedi. ABD'nin Münbiç sözünü tutmasını beklemediğini söyleyen Mustafa, şöyle konuştu:
DOST OLMADIĞINI GÖSTERDİ
“Başta, Münbiç operasyonu için oluşturdukları Münbiç Askeri Konseyi'nde Türkmenler, Araplar, Kürtler çeşitli unsurlar var dediler. Bu tamamen yalandı. Bu bölgede yaşayan halkın askeri gücü yoktur. PYD unsurlarıyla yaptılar bu operasyonu. ABD Suriye halkına karşı hangi taahhüdünü yerine getirdi de bunu yerine getirmesini bekleyelim. ABD Türkiye'ye verdiği sözleri tuttu mu? Zaten Türkiye'deki son hamlesiyle dost olmadığını gösterdi. Üstelik Münbiç'in Kürt unsurların çoğunlukta olduğu bir yerleşim yeri olduğuna dair, tarihi, geçmişini yalanlarla değiştirmek suretiyle aylardır algı operasyonu yürütülüyor. Hatta daha ileri gidip Azez Cerablus arasında çok sayıda Kürt köyü olduğu yalanlarını Batı'ya anlatıyorlar.”
BÜYÜK AKTÖRLER ÇÖZECEK
ABD'nin bölgedeki bu adımlarına karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretiyle başlayan Türkiye-Rusya işbirliğinin umut verdiğini söyleyen Mustafa, “Rusya, PYD'yi Türkiye'ye karşı bir baskı unsuru olarak kullanıyordu. Şimdi ona da ihtiyacı yoktur. Türkiye ile işbirliği Rusya'nın da menfaatine olacaktır. ABD'nin bölgedeki planları bozulacaktır” dedi.
Türkiye'yi hedefe koydular
Türkiye'nin bir yandan darbe girişimi karşısında mücadele ederken Suriye'yi de hiç bırakmadığını, bu süreçte de desteğini sürdürdüğünü, Halep kuşatmasının kırılmasında Türkiye'nin büyük payı olduğunu ve Rusya ile görüşmeye bu gücün de katkısıyla daha sağlam adımlarla gidildiğini anlatan Mustafa, şöyle devam etti: “Rusya ve İsrail ile yakınlaşan bir Türkiye vardı. Bunu bozmaktı hedef. Bölgede bu kadar gelişme yaşanırken asıl hedefin Türkiye olduğunu düşünmek çok da uzak değil. Ortadoğu'nun vaadedilen, örnek ülkesi Türkiye'de de bu girişimde bulundular ama beceremediler. Baştan beri Türkiye hedeftedir. Bunun bilincinde olduğu için de Türkiye hep ön ataklar yaptı. Ve bu girişimlere izin vermedi. Şimdi bugün başlatılan işbirliği çabalarının Suriye'ye olumlu yankıları olacaktır. Esed konusunda bir esneklik payı bırakılacak ama nihayetinde Esed yönetiminin artık çözüm olmadığını herkes görmüştür. Rusya da bu kadar askeri imkanlarını ortaya koymasına rağmen sahada başarılı olamayacağını görmüştür ve Türkiye'nin gücünü anlamıştır. Suriye'de Türkiyesiz bir çözüm üretmek mümkün değildir. Bu artık görülmüştür. Türkiye artık çok daha güçlü olacak.”
YENİ ŞAFAK