Basın özgürlüğü konusunda uyarılar yapan ve yıllık raporlar hazırlayan ABD'de, İsrail lobisinin tezleriyle uyuşmayan yorum ya da haberlere yer vermek çok sayıda gazetecinin işini kaybetmesine neden oluyor. Bunun son örneği 34 yıldır çalıştığı CNN'den ayrılmak zorunda kalan Jim Clancy oldu.
ABD'de Anayasa ile koruma altına alınan basın ve ifade özgürlüğü, önde gelen medya kuruluşları üzerinde etkili olan lobiler ve bu kuruluşların sermaye yapıları nedeniyle her zaman geçerli olmuyor.
Fransa'daki mizah dergisi Charlie Hebdo'nun ofisine düzenlenen saldırıyla ilgili İsrail karşıtı tweet atan CNN'nin 34 yıllık çalışanı ve sunucusu Jim Clancy'nin istifa etmek zorunda kalması bu durumu yeniden gündeme getirdi.
Ruanda soykırımı, Körfez Savaşı ve Berlin Duvarı'nın yıkılması gibi birçok uluslararası olayı sunan Clancy, Fransa'daki saldırıdan sonraki tweetleri nedeniyle İsrail destekçileriyle sosyal medya üzerinden tartışmış, " İsrail yanlıları bizi, Fransa'daki karikatüristlerin İslam karşıtı olduğu için öldürüldüklerine inandırmaya çalışıyor. Bu çabalar İsrail propagandasının parçası, insan hakları savunusu değil" ifadesini kullanmıştı.
Bu yorumların ardından CNN, Clancy'nin kurumdan ayrıldığını duyurdu. CNN'nin açıklamasında, "Jim Clancy artık CNN'de değil. Kendisine 30 yıldan fazla bir süredir seçkin hizmetinden dolayı teşekkür eder, en iyi dileklerimizi iletiriz" denildi.
Clancy ilk değil
Clancy, İsrail tezleriyle uyuşmayan açıklamalarda bulunması dolayısıyla CNN'deki işini ilk kaybeden kişi değil. Daha önce de benzer durumlar nedeniyle gazeteciler işlerinden olmuştu.
2010 yılında CNN'in deneyimli Ortadoğu editörü Octavia Nasr, 20 yıllık çalışmasının ardından Seyid Muhammed Hüseyin Fadlallah'ın ölümü üzerine üzüntülerini ve saygısını belirten tweet atması nedeniyle kurumdan gönderilmişti.
CNN'den yapılan açıklamada, Nasr'ın ifadelerinin tepkilere neden olduğu ve artık "güvenilirliğinin" sorgulanacağı belirtilerek deneyimli editörle yolların ayrıldığı duyuruldu.
Yine 2010 yılında CNN sunucusu Rick Sanchez, bir radyo programında, ABD'de CNN ve diğer büyük medya kuruluşlarının Yahudiler tarafından yönetildiğini söylemesi üzerine görevine CNN tarafından son verildi.
Helen Thomas da işinden olmuştu
Deneyimli Beyaz Saray muhabiri ve 11 ABD başkanını gazeteci olarak takip eden Helen Thomas da İsrail'in Filistin'den çıkmasını ve "nereden geldilerse oraya dönmelerini" isteyen yorumları nedeniyle 90 yaşında görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı.
Beyaz Saray'da birçok medya kuruluşu için uzun yıllar gazetecilik yapan ve 2000 ila 2010 yıllarında Hearts gazetesinde köşe yazan Thomas, Beyaz Saray'da bir tören sırasında bir hahama "Filistin'den defolun" demesinin ardından Beyaz Saray tarafından kınandı ve istifa etmek zorunda kaldı.
Bir kadın gazeteci olarak Beyaz Saray'da birçok ilke imza atan ve görüşlerini çekinmeden açıklamasıyla tanınan Thomas, 2013 yılında da hayatını kaybetti.
Gazze'den yapılan yayınlar görev yerlerinin değişmesine neden oldu
İsrail'in son Gazze saldırısını haberleştiren bazı gazetecilerin de görev yerleri değiştirildi. NBC muhabiri Ayman Muhyiddin, İsrail güçleri tarafından sahilde oynayan çocukların öldürülmesine şahit olduktan sonra çocukların parçalanmış cesetlerinin fotoğraflarını paylaştı.
Ancak bu gazetecilik başarısına rağmen NBC, güvenlik koşullarını gerekçe göstererek Ayman Muhyiddin'den derhal bölgeden ayrılmasını istedi.
Aynı dönemde, Gazze'ye bombaların düşmesini sevinç çığlıklarıyla karşılayan İsrailliler için Twitter hesabından "pislikler" yorumunu yapan CNN muhabiri Diana Magnay da bölgeden çekildi.
Daha sonra yapılan açıklamada Magnay'ın Moskova'ya atandığı duyuruldu.
AA